İzmir suikast girişimi bir yumruktur.
Atatürk’ün karşı hamlesi de yumruktur.
İsmet İnönü’ye yapılan suikast girişimi bir yumruktur.
Daha sonra yerine Ecevit’in getirilişi de yumruktur.
Adnan Menderes ve arkadaşlarının asılması bir yumruktur.
Adalet Partisi’nin kurulmasının ardından yapılan darbeler de birer yumruktur.
Askeri vesayete rağmen Turgut Özal’ın gelişi de ardından karşı hamle olarak ölümü de yumruktur.
Hasılı, Mesut Yılmaz’ın burnuna Budapeşte’de atılan da bir yumruktur.
Ve tüm yumruklar derin bir birikim ve mesaj içerir.
Ayağa sıkılan kurşun gibidir onlar.
Ya eski bir hesaptır görülen şey…
Ya da “Ayağını denk al” demektir.
Asıl fotoğrafın arkasına bakmak lazım.
Öyle köylü amcaların işi filan değil bu!
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’in “O adama yumruk attıracak kadar ne yaptın sen Kılıçdaroğlu” demesinden bellidir durum!
Birileri Kemal Kılıçdaroğlu’nun şahsında etrafındakilere açık bir mesaj verdi sanki.
Da, o mesaj neydi acaba?
Ve madalyonun öteki yüzü:
Kılıçdaroğlu’nu “günah keçisi” yapıp, kurban ederek “derin birileri” Yüksek Seçim Kurulu kararının ardından oluşacak toplumsal patlamaya zemin mi hazırlıyor dersiniz?!.
Çok kritik günlerin eşiğindeyiz çok.
Umarım aklıma gelenler başımıza gelmez!
