Yazarlar

Zürafaların boyunları neden uzun?

post-img
“Hikayeyi bilirsiniz… Darwin'den önce “değişim” fikri üzerinde duran Jean Baptiste de Lamarck, “zürafaların boyunlarının uzun dallara erişmek istediği ve zorladığı için uzadığını” söylemişti. Kullanılanlar ve körelenlerle ilgili olmak üzere iki temel yasasını desteklemek için bu örneği vermişti Lamarck. Vücutlarda bulunan "sinir sıvısı" adını verdiği bir sıvı, zorlamaya cevap vererek ihtiyaç duyulan organın zorlandığı yönde gelişmesini sağlıyordu. Sonra Darwin, “Evrim Kuramı'nı” ileri sürdü ve “bir ömür içerisinde kazanılan karakterlerin kalıtılamayacağını, evrimin popülasyonların nesiller içerisinde değişimi olduğunu” söyledi. Dolayısıyla zürafaların boynu zorladıkları için değil, doğuştan kısa boyunlu olanların az beslenerek ölmesi, uzun boyunlu olanlarınsa hayatta kalması olduğunu düşündü. Bu sebeple, nesiller boyunca hep uzun boylular hayatta kalıp çiftleştiği için yavruları da kendileri gibi uzun boyunlu olabiliyordu ve bu böyle devam ettikçe, uzun ağaçların bulunduğu bölgelerde giderek uzun boyunlu bireyler evrimleşti ve zürafaların uzun boyunları bu şekilde bugünkü halini aldı. Lamarck kaybetti, Darwin kazandı, yaşasın! Size gerçeği söyleyelim: ikisi de kaybetti. İkisi de yanlış açıklama yaptılar. Bir şeyin Darwin tarafından ileri sürülmüş olması, onun doğru olduğu anlamına gelmiyor. Evet, Darwin birçok şeyin temelini muhteşem bir başarıyla açıkladı ve günümüzde de bu açıklamaları kullanabiliyoruz birçok konuda. Ancak konuların spesifik detaylarında Darwin de, en nihayetinde 19. yüzyılda yaşamış bir insan olarak yanıldı. Genetikle ilgili berbat bir açıklama geliştirdi örneğin. Zürafaların boyunlarını hatalı açıkladı. Evet, Doğal Seçilim uzun boyunlu bireyler yaratabilir nesiller içerisinde; ancak sebep bu değildi. 20 ve 21’nci yüzyılda yaşayan bilim insanları, Darwin'in fikrini test etmek için zürafaları incelediler ve sanılanın tam tersine, sadece kuzeybatı Afrika'da bulunan ufak bir popülasyon haricinde tüm zürafa popülasyonlarının bırakın uzun dallara erişmek için uzanmaya çalışmayı, otlanabilmek için eğilmeleri gerektiği tespit ettiler! Dolayısıyla uzun boynun evrimleşmesi, "uzun dallara ulaşabilmenin avantajlı olması" nedeniyle tetiklenmiş olamazdı. Kısa bir inceleme, sonucu "kabak gibi" ortaya çıkardı: Sebebin, yine Darwin tarafından keşfedilen Cinsel Seçilim olduğunu bugün artık biliyoruz. Zürafalar çiftleşebilmek için dişilerini etkilemek ve kazanmak zorundadırlar. Bu sebeple erkekler birbirleriyle amansız mücadeleler verirler ve boyunlarını çiftleşme dönemlerinde sertçe birbirlerine çarparak savaşırlar. Kazanan dişileri alır. Bu kadar basit. Bunu kazananların her seferinde büyük ve kalın boyunlular olduğu, dişilerin de kazananlar arasında her zaman daha büyük ve kalın boyunluları tercih ettiği, ufak bir ayrıştırma deneyi ile ispatlandı: Üç gruba (en uzun ve kalın boyunlular, uzun ve kalın boyunlular, kısa ve narin boyunlular) ayrılan popülasyonda, dişilerin tercihi her 100 denemeden yaklaşık 98'inde en kalın ve en uzun boyunlulardan yana oldu. En az çiftleşebilenlerse kısa boyunlulardı. Yani uzun boyunlular kazandıkça, dişilerle çiftleşebiliyorlar ve yavruları, erkek de olsa, dişi de olsa, uzun boyunluluk genlerini taşıyabileceği için uzun boyunlu oluyor. Dişi popülasyonlarında da, aslında bu yönde bir seçilim olmasa bile, bu genler biriktiği için, her nesilde, hızlı bir şekilde uzun boyunlar evrimleşebiliyor. Yani bir dişi, eğer ki uzun boyunlu bir erkek bireyle çiftleşiyorsa, yavruları dişi olduğunda onların da boyunları daha uzun olacaktır; çünkü boyun uzunluğu eşey (seks) kromozomlarında taşınan genlerle belirlenmemektedir. Böylece popülasyon içinde dişilerin de boyunları uzar. Bir de tabii erkek zürafaların mücadeleyi kazandıktan sonra hangi dişiyle çiftleşeceklerini seçmek için dişilerin idrarını içerek tatmaları konusu var ama onu bir diğer yazımıza bırakalım. İşte bilim bu şekilde kendisini düzelterek gelişir ve bugün sahip olduğumuz her şeye bu sayede sahibiz.” Yukarıdaki metni evrimagaci.org adresindeki bir “bilim sitesinden” alıntıladım, sizlerle de paylaşabilmek için. Evrim Ağacı’nda hepsi de birbirinden ilginç böyle yüzlerce makale var. Evrim Ağacı, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Biyoloji ve Genetik Topluluğu (ODTÜ BİYOGEN) ile birlikte görev yapmakta olan, popüler ve akademik bir oluşum. Grubun kurucusuysa Çağrı Mert Bakırcı isimli aydınlık yüzlü genç bir bilim adamı. You Tube’dan Bakırcı’yla ilgili videoları izleyerek kendisini daha iyi tanıyabilirsiniz. Evren ve oluşuma dair pek çok soruya yanıt aranıyor sitede. Ben bu güne dek sayesinde pek konuda daha da zenginleştim. Bu güzel Pazar gününde istedim ki, bu güzel siteyi sizlerle de paylaşayım ve aramızdaki sevgi yayılarak daha da artsın.  

Diğer Haberler