Yazarlar

24 Haziran Öncesinden Anımsadıklarım

post-img
Bunlar gerici, bunlar bölücü, bunlar sömürücü... Hiç birisi değil ATATÜRKÇÜ dediğimde... Çok bilmiş YETMEZ AMA EVETÇİLER, sözleriyle beni çivilediler, beni çağdışı kalmakla suçladılar. Oysa bugün her biri bataklığın dibinde çırpınmakdalar. Umalım ki akıllanmış olsunlar... Kaç çocuk yapacağınıza ilişkin buyruklar verildi. İbadet de gizlidir, kabahat de; "karımı hamile bırakırım, bırakmam; sana ne"diyebildiniz mi erkek kısmısı ?... Her dönemde baskılara başkaldıran hep kadın kısmısı... Kadınlarla ilerleyecek bu ülke çağdaşlık yolunda hiç kısılmadan sesi... İlkokuldan-üniversiteye; öğretmenler iyicesine şaşırdı.Kadınların sabrını taşırdı.Bazı utanmazlar öğrencilerin bilimsel bilgilerini sınamak yerine, BAKİRELİK TESTİ uygulama peşinde... Bu densizliklere dur demenin günleri gelmelidir, gelmişdir. Kadınlar tepkilerini göstermelidir. Umalım ki göstermişlerdir... Doğurmayı beceremeyenler için; SGK'dan 3 kez tüp bebek hakkı. Doğal olarak beceremeyenlerse; kesinlikle zorlanmamalı... Doğurmak istemeyen kadınlar da kesinlikle horlanmamalı... GDO'lu beslenmeden sonra, bir de GDO'lu bebeler peydahlanmamalı... Ve kadınlar kararlarına karışanlara DUR demesini bilmeli... Diploma ile doğurganlık arasında sıkışıp kalmamalı Türkiye... Kadınların rahimlerini karıştırmak yerine, sandıkları karıştırılıp diploma bulunsaydı, diploma söylemleriyle hiç kimsecikler hoplamazdı.Dolayısıyla böylesi kısır atışmaları artık geride bırakın!... Gelişmiş ülkeler arasında yer bulmak için yeter artık eyleme geçin!... 1453'de Ortaçağ kapanıp,Yeniçağ başladı.Günümüzde Osmanlıcılık oynayanlarsa;tersine çağ atladı,Yakınçağ'dan Ortaçağ'a doğru. Gelişmiş ülkeler gönenç içinde yaşarken; kimileri için ileriye değil,geriye bakmak tek doğru. Bu durumda gelişmişlerle yarışma düşleri hiç gerçek olur mu?... Ortaçağ'da; ne Cumhuriyet vardı, ne de Diploma...Ve her ikisi de sorulmadı kimseciklere...Sizler sordunuz usanmadan...Bu arada doğurmayan kadınlara "yarım" dediler, gündemi yine de değiştiremediler, illa ki DİPLOMA... Diplomanın varlığı ya da yokluğu bir yana... Doğuramayan ya da doğurmayan kadını YARIM diye damgalı bırakdılar gönüllerindeki yarayla... Bülent Arınç'ın kadın kahkahasına yasak koyduğu günlerden, ayaktakımı Rıdvan'dan marş yasağına... Yüreklice tek bir yurtdaş çıkıp da ortaya; bir taş atabildi mi halkı ürkütmeğe kalkışan bu kurbağalara?... Anayasa'dan TÜRK kimliğini çıkartmağa kalkışdılar. Türk'e sövgüler düzeni alkışladılar.Varsa Arap, yoksa Arap halimiz harap nakaratına başladılar. Seçim sözkonusu olunca; yeniden Orta Asya'dan gelen Türk oldular. Sahi aldandınız mı bu TAKİYYESEL durumlara?... Ve kurumlardaki TÜRK kimliğini de çok gördüler...Ardından TÜRKÜN kurumlarının iyeliği yabanın eline geçiverdi. Ama onlar yine de MİLLİ ve yine de YERLİ oldular.Bu kimlikleriyle de gururlandılar. Sen nerelerdeydin o günlerde TÜRK oğlu TÜRK?... Trump aganız DÜNYA DEVLETİ'ni kurmuş bile...Siz ULUS DEVLETİMİZ'i koruyup, koruyamama kaygılarıyla derbeder Var ya bizde bir deyim; iti-ite kırdırmak...İşte Donald aga da Türk, Kürt, Arap...Herkesi kafa, kafaya tokuşturarak; dalgasını geçerken,sen olan bitenden bi'haber kaldın... Çağdaşlaşma özlemiyle çıktık yola Önce Avrupalı olduğumuz sanmıştık 12 Eylül 1980 sonrasında da Amerikan bezi olmak üzereydik ki Artık bir zamanlar kölemiz olan Araplar'ı efendi belletmeye kalkıştılar şimdi. Bir türlü kendimiz olamadık gitti,artık adresimiz Ortadoğu cihedi... Bu nedenle her gün cihad oldu yazgımız. Bu nedenle oldukça efkarlıyız. Umalım ki bundan böyle kansız yarınlara doğru yol alırız. İran oluyoruz, Malezya oluyoruz derken; Brezilya modeline benzemekten ölüyoruz farkında mısınız?... Eline İNCİL verilince ve İspanyol'a yenilince Latin'in yerlisi... Yaşamın en kirlisi düştü payına ve varsıl etti kaynakları İspanyol'u... Biz böylesi "din ve sömürü" içerikli entrikalara baş kaldırmazsak; bu gidişle görünecek bize de Cehennem'in yolu... Umarım artık her şeyin farkına varmışsınızdır. Ve bunca sorun, öfke, endişe, kaygı, kavga ve kargaşa içinde... Çok olumsuzluklar yaşadık, çok üzüldük, çok kaygılandık. Bununla birlikte... Bir 19 MAYIS 2016 GÜNÜ'nde çok da sevindik, duygulandık, gururlandık; çünkü o gün BİLİM, ATATÜRK KARŞITLARINI YENDİ... ONLARI TIPIŞ, TIPIŞ ANITKABİR'E GÖNDERDİ... NOBELLİ BİLİM İNSANIMIZ Prof. Dr. SANCAR; DEVLETİMİZ için en doğru adrese götürdü; ANITKABİR'e Ulu Önderimiz Kemal ATATÜRK'ün karşısına dikdi... Ne güzel eyledi; yüz akımız, kıvancımız Prof. Dr. SANCAR çok iyi etdi... Onu bugün bile yürekden alkışlıyorum... Ve sellerle boğuşan bir ülkede yaşamak mı dersen?... Ali Ağaoğlu ve benzerleri "işte orman" diye katlederken ormanları,yeşil alanları, meraları... Oysa... Orman yağmuru çeker, toprak suyu içer...Her yer olunca asfalt... Ey İnsanoğlu hazırla kendine dört kollu kalafat... Umalım ki bundan böyle dursun ülkede feryad...Aydınlık ve mutlu günler bizimle olsun...

Diğer Haberler