Fıkra meşhur.
Baba oğluna bir gün kızıp, “sen adam olamazsın” diyor.
Oğlan da Vali olduktan sonra babasını polise aldırarak makamına getirtip soruyor:
“Sen bana geçmişte adam olmazsın dedin ama bak gördün mü Vali oldum ben?”
Baba cevap veriyor:
“Vali olamazsın demedim ki, adam olamazsın dedim sana ben. Nitekim gördüğüm kadarıyla Vali olmuşsun ama adam olamamışsın hala!”
Valilik zor zanaat. Gerektiği vakit kullanılmak üzere olağan üstü yetkilerle donatılmış bir devlet temsilcisi. Dolayısıyla nerede, ne zaman, hangi lafı edeceğini, nasıl davranacağını çok iyi bilmeli.
“Ne oldum” dememeli, “ne olacağım” demeli?
Geçen haftanın gündeminde Yalova Valisi Selim Cebiroğlu’nun, Eğitim Sen’in kılık kıyafet yönetmeliğinin değişmesi yaptığı eylem nedeniyle okula kravat takmadan gelen öğretmen Halil Serkan Öz’e ettiği hakaretler ve ardından da bu genç öğretmenin kalp krizi sonucu yaşamını yitirmesi de vardı.
Ben bu gün sizi biraz daha eskiye, AKP Hükümeti’nin daha sonra “cemaatçi” diye aforoz edip görevden aldığı Bursa eski Valisi Şahabettin Harput’un henüz kentimizden ayrılmadığı bir zaman dilimine götüreceğim.
Tarih, Mayıs 2011’i gösteriyordu. Daha önce İstanbul’da maç çıkışı rakip takımın destekçileri tarafından çok kötü hırpalanan Bursasporlu taraftarlar, bu kez de maç öncesi Beşiktaş’ı Bursa’da protesto etmeye hazırlanıyorlardı.
Sadece o dönemin Bursa Valisinin değil, İl Emniyet Müdürü’nün de cemaate yakın olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçekti.
Taraftarın bu tepkisi son derece basit yöntemlerle söndürülebilecekken Valilik ve Emniyet ateşe körükle gitmiş ve Bursasporlu taraftarlara gaz ve coplarla karşılık verilerek çok büyük zulüm yapılmıştı.
Güneydoğu’da PKK yandaşı göstericiler her şeyi yakıp yıkarken adeta seyirci kalan polis tam aksine Bursa’daki futbol fanatiklerine gavur muamelesi yapıyor, Bursalılar da bu operasyonu bizzat yürüten Şahabettin Harput’u asla unutmuyorlardı.
Ve daha sonraki bir zaman diliminde Bursaspor eski Başkanlarından İbrahim Yazıcı’nın cenaze törenine katılan Harput, geniş bir insan kitlesi tarafından dakikalarca yuhalandı!
Bu durum üzerine kent basını ve yazarları ne mi yaptı?
Ne yapacak, yaşanan olayları olduğu gibi yazdı elbette.
İşte onun içindir ki görevden alındıktan sonra veda için bir basın toplantısı düzenleyen Harput gazetecilere “Bursa basınına kırgınım. Valinize sahip çıkamadınız. Size hakkımı helal etmiyorum” diye serzenişte bulunur.
Kimsenin hiç beklemediği böyle bir çıkış karşısında ortalık buz kesmiştir.
Ardından bu durumu içine hiç sindiremeyen Bursa’nın çok deneyimli gazeteci ve yazarlarından İhsan Bölük söz alır.
“Sayın Vali” der, “KCK davasından dolayı doğuda tutuklanmış, ardından hapis yatmış belediye başkanları bile salıverildikten sonra, oralarda görev yapan Valilerin onaylaması sonucu seçildikleri makamlara iade edildiler. Oysa Bursa’nın Gemlik ilçesinde hiç tutuklanmamış, hakkındaki iddialar nedeniyle tutuksuz olarak yargılanan seçilmiş bir belediye başkanı var. Siz Mehmet Fatih Güler’in görevine yeniden dönme talebini her seferinde reddediyorsunuz ve hem oradaki demokratik iradeyi hiçe sayıyor hem de Fatih Güler’in hakkını yiyiyorsunuz! Acaba kendisi size hakkını helal edecek mi? Bu durumdan ötürü acaba sizin vicdanınız rahat mı peki?!.”
Bu jilet gibi keskin ve çarpıcı soru üzerine Vali Harput önce bir kızarıp bozarır.
Sonra da “ben Hükümetin Valisiyim. Tercih hakkımı siyasi iradeden yana kullanırım” lafları dökülür ağzından.
Vali “ak”ım derken, “tok”um demiştir!
“Devlet’in Valisi” yerini, açıkça “siyasetin Valisine” bırakmıştır artık böylece.
O siyasi irade ki, Gemlik’te önce uyduruk soruşturmalar neticesinde İçişleri Bakanlığı’na CHP’li Belediye Başkanı Fatih Güler’i görevden aldırdıktan sonra bir CHP’li, bir de MHP’li meclis üyesini transfer (!) ederek başkanlık makamını gasp etmiş, ardından da yine orasını ve bu durumu kullanarak bir sonraki seçimde kazanma şansını yakalamıştır.
Gemlikliler tarafından 5 yıllığına seçilen Mehmet Fatih Güler 2 yıl bile görev yapamadı.
Hakkında toplam 9 dava açıldı ve 106 kez duruşmaya çıktı.
Bu 9 davanın 7’si lehine sonuçlandı ve beraat etti.
Geriye kalan önemsiz 2 davaysa çok büyük olasılıkla yine lehine sonuçlanacak.
Eski Bursa Valisi Şahabettin Harput yüzünden 3 yıldan fazla hak gaspına uğrayan Güler bu arada İçişleri Bakanlığı aleyhine haksız, hukuksuz ve Anayasa’ya aykırı işlem yapmaktan dolayı 3 ayrı dava açtı.
En kötüsü, olayları ve gelişmeleri çok iyi bilmeyen Bursalıların gözünde “ateş olmayan yerden duman çıkmaz” sözüne uygun olarak “suçlu” algısı oluştu Fatih Güler adına.
Buna rağmen yılmadan haklılığını ve suçsuzluğunu ispat etmek için uğraşan Güler o gün bu gündür dimdik ayakta duruyor.
Vali Harput’uysa aldılar merkeze, “paralel” diye gösterdiler herkese.
Şimdi siz söyleyin bakalım, Fatih Güler’in hakkı, Şahabettin Harput’a helal midir?