Ne çabuk da yaşanıp geçiverdi o güzelim yıllar.
Sürüler halinde yaşar, fındık fıstıkla beslenirdik!
Şehir merkezinde deniz olmadığı için de eski ya da yeni kaplıcanın havuzlarına giderdik yüzmek için.
Yeterli paramız olmazdı genellikle.
Biletçiler bulunurdu belediye otobüslerinde o senelerde.
Sayı kaç olursa olsun kadınların yanındaki küçük çocuklardan para alınmazdı.
İşte onun için yalnız gelen kadınları beklerdik duraklarda.
Hamama giriş parası tamam…
Saatler süren “cap cup” yüzme aksiyonunun ardından mutlaka acıkırdı insan.
Ya Yeni Kaplıca çıkışında şimdi yerinde yeller esen Çelik Palas’ın karşısındaki büfeden tuzlu ayran içilecek…
Ya da Çekirge Meydanı’ndaki Durak Muhallebicisi’nde tavuk suyu çorba hüpletilecek.
Sadece 1 liraydı çorbanın fiyatı.
Karnımız doyduktan sonra yine otobüs durağına geçip bir kadın beklemeye koyulurduk yanına ilişebilmek için.
Anlattıklarım çocukça gidişler.
Bir de her hafta mutlaka babam götürürdü hamama.
Bir “kaplıca kültürü” vardı eskiden Bursa’da.
Kadınıyla, erkeğiyle insanlar hamam taslarını, sabunlarını, sabunluklarını hazırlarlar, Çekirge’deki şifalı sulara koşarlardı o yıllarda.
Tarihi Bursa kalesinin kapılarından birinin adı bile “Kaplıca Kapı’ydı”.
Sadece şehir merkezi gelmesin aklınıza; mesela İnegöl Oylat kaplıcaları da bir ab-ı hayattır insanoğlu için.
Mevsimine göre, kar yağdığında başka, baharda başka, sonbaharda başka güzeldir oraları.
Bu güzel, kadim kentin dört bir yanından şifa fışkırır adeta.
Mesela Orhangazi, Keramet Ilıcası da favorilerim arasındadır benim.
Müthiş bir enerjisi vardır, yaslı gider, şen çıkarsınız, yorgun gider dinç çıkarsınız oradan.
Şehir Plancısı Bayram Vardar’ı pek çok Bursalı tanır.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ardından uzun yıllar Gürsu Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğünü yapan Bayram Vardar, daha sonra dönemin başkanı Recep Altepe’nin davetiyle Osmangazi Belediyesi’ne geçmiş, sonra da tam 8 yıl boyunca Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde genel sekreter yardımcılığı görevini yürütmüştü.
Toplam 21 yıllık belediyecilik yaşamından "Yaşadığım şehre hizmet etmenin 657 Sayılı Mevzuat dışında da mümkün olduğu anlayışıyla hareket etmeyi bir borç biliyorum" diyerek kendi isteğiyle ayrılan Vardar, devlet memurluğundan istifa etmeyi göze alabilen ender insanlardan biri.
İTÜ mezunu bir şehir plancısı olan Bayram Vardar, mesleki birikimlerini kurduğu UPA Kentsel Planlama Mimarlık Şirketi vasıtasıyla paylaşıyor artık.
Geçtiğimiz gün de Mimarlar Odası konferans salonunda “Bursa’daki termal turizmin potansiyeli” hakkında bir sunum yapmış.
Son derece çarpıcı veriler sunmuş Bayram Vardar orada.
Mesela bu kentte her saniyede bir tam 400 litre termal suyun hiç değerlendirilmeden kanalizasyona döküldüğünü biliyor muydunuz?
Korkunç bir rakam bu!
Böyle bir nimet batılıların elinde olsun, yüzlerce milyon harcayıp tesisler kurar, bu parayı çoktan misliyle kasalarına koyarlardı hiç kuşkusuz.
Vardar’ın dediği gibi “Ortadoğu’nun petrolünden daha değerli termal suyumuz var” ve biz bunun hala kıymetini bilemiyoruz, düşünebiliyor musunuz?
Bayram Vardar’ın anlattığına göre dünyada sağlık turizminde yılda yaklaşık 30 milyon turist dolaşırken, Türkiye bunun sadece 750 bin kadarını alabiliyormuş.
Sadece 40’ta 1 kadarmış ülkemizin kapabildiği turist miktarı.
Bursa’yaysa gelenlerin sadece yüzde 2’si düşüyormuş ne yazık ki!
Sadece bu kentte 14 bin yatak kapasiteli tesisleri besleyebilecek sıcak su kaynağımız var.
Bu da her yıl milyonlarca turist demek.
Binlerce istihdam, bir o kadar da yan kuruluşa ekmek kapısı demek.
Hani diyorum ki, İnegöl Belediye Başkanıyken Oylat’taki kaplıca turizminin gelişmesi için son derece önemli katkılar yapan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş bu alanda Bursa için de harekete geçse artık?
Mesela Gökçen Ailesi’ni dürterek işe başlayabilir!
Sıcaksu bölgesinde onca arazi aldılar, hala yatırım anlamında hiçbir şey yok ortalıkta.
Bu konu üzerinde çok daha fazla durulmalı ve sıkça konuşulmalı.
Hatırlattığı için Bayram Vardar’ı kutluyorum.
Ercengiz Dersanesi’nin kurucusu rahmetli İsmail Ercengiz mekanik bir duvar takvimi yaptırmıştı bizler çocukken.
Hiç unutmam, şöyle yazardı üzerinde:
“Vakit zannettiğinden daha geçtir!..”