Yazarlar

Ama O’nun ruhu var

post-img
Harmancık’ta geçen öğrencilik yıllarını anlattığı yazıda şöyle demiş Elif Kuş Beşik: “Sene 2012-2013 eğitim öğretim yılıydı. Üniversiteye gitmeye hiç ama hiç niyeti olmayan bir insan olarak yaşamıma devam ediyordum. Bu zamana kadar ara ara tarlalara yevmiyelere giderdim. Fabrikalara gider, günlük yevmiye ile çalışırdım. Sonra Lise bittikten sonra iş başvurusu yaptığım bir yerden aradılar ve ilk defa resmi olarak bir işe girdim. Bir marketin ‘şarküteri’ bölümünde iki üç ay çalıştım. Arkadaşlarımın çoğu tercihlerini yapmış ben ise çoktan hayata atılmıştım. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde staj yapmış bir öğrenci olarak girdiğim iş bana epey zor gelmişti. Neyse ki ucundan berisinden yine okumayı seçerek tercih yaptım ve ek kontenjanla üniversiteye yerleştim…” Ne kadar sıcak, samimi cümleler değil mi? Güler yüzlü, bıcır bıcır bir kız Elif. İki yıl bilgisayarlı muhasebe okuduktan sonra yolu “gazetecilikle” kesişmiş ve harflerin sihriyle o da büyülenip gitmiş. Şimdi Yeni Marmara Gazetesi’nde editörlük yapıyor; arada bir de sevimli yazılar kaleme alıyor. Orhan Efe’nin yeni keşiflerinden. “Keşke vakit erkenken gidip kendine başka bir yol çizse” diyeceğim ama… Esir alıyor insanı bu meslek. Bırakamıyor, başka da bir iş yapamıyorsun. Geçen gün bir de gördüm ki, Elif kız Marmara için bir “haber” yapmış. Belediye pazarını geçip Kapalıçarşı’ya doğru ilerlediğinizde sol tarafta tabelasında “Venture” yazan bir giyim mağazası görürsünüz. İste orası, Bursa’da geriye kalan tek Yahudi ailenin işlettiği bir dükkandır. O iş yerinin önündeyse 60 yılı aşkın süredir yaz kış demeden açtığı seyyar tezgahta don lastiği, iğne, iplik, çengelli iğne gibi ürünler satan görme engelli bir amca durur. Kim olduğunu Elif’ten okuyalım: “Bursa’ya gezmeye gelen vatandaşlarla birlikte Bursalı vatandaşların hemen hemen çoğu tanır Hüseyin amcayı. Hüseyin amca esnaflığa tam 62 senesini vermiş, çarşının ‘olmazsa olmaz’ esnafı haline gelmiştir. ​ Yıllardır yaz kış demeden Hüseyin amca, kendini tamamen çalışmaya adadı. Kimseye muhtaç olmadan rızkını helal yoldan kazanmaya 62 yıldır devam ediyor. Onu herkes seviyor. Vatandaşlar birkaç parça bir şey almadan geçip gitmiyor yanından. Bursa’ya yeni gelen insanlar Hüseyin amcayı görünce hayrete düşüyor. Çünkü Esnaf Hüseyin amca, müşterilerin sorduğu ürünleri dokunarak tanıyor, fiyatlarını tek tek söylüyor. Sabahtan akşam saatlerine kadar gözleri görmeden soğukta, ayaz da çalışan ve herkes tarafından sevilen sima Hüseyin Amca, Kağıda dokunmasıyla beraber fiyatını da aynen bilmesi Bursa’ya ilk defa gelenleri epey hayrete düşürüyor.” Abisi olarak bir “övgüm” bir de “yergim” olacak Elif Kuş Beşik’e. Birincisi, her gün oradan geçip giden yığınla gazeteciye inat, “gazetecilik refleksi” göstermesi ve önünde duran haberi yazıya dökmesi çok hoş. Bu durum içindeki meslek ruhunu yansıtması bakımından çok önemli. İkincisi, eğer bu alanda daha da ileri gitmeyi hedefliyorsa Elif’in daha çok okuması, daha çok öğrenmesi gerekli. Mesela haberinde Hüseyin amcanın “Eser” olan soyadını yazmayı unutmuş! Haber dili ve yazımı konusunda daha çok çalışması gerek ama “Hüseyin amca, Yasin dayı, Hanife bacı” diye haber yapılmaz! Bir haberde “kim” sorusunun yanıtı tam bir açıklıkla verilmelidir? Ayrıca okuyucu “ne, nerede, ne zaman, nasıl ve neden” sorularına da yanıt bulabilmelidir metinde. Diğer yazılarına da baktım, “de, da ve ki” eklerinin kullanımı, imla kuralları konusunda da eksikliği var Elif kızımızın. Olsun. Tüm bunlar zamanla giderilir. “Onun arabası var güzel mi güzel Şoförü de var özel mi, özel Bastı mı gaza gider mi, gider Maalesef ruhu yok Onun için hiç mi hiç sansı yok” Elif Kuş Beşik’in bazı eksikleri var ama… Beraberinde “ruhu” da var; naber!

Diğer Haberler