Yazarlar

Balıkçı Reşat nereyi kapattı?

post-img
O asırlık söğüt ağaçlarının kibrit çöpü gibi devrildiği, biraz yukarıda Devlet Su İşleri lojmanlarının oradan kopup gelen otomobillerin suyun üzerinde yine sanki bir kibrit kutusu gibi aşağı doğru hızla yüzüp gittiği günü daha dün gibi hatırlarım. Bahçe duvarımız zaten çoktan gitmişti; beş katlı binanın altına doğru girdap yaparak ilerleyen sel suları çok değil, yarım saat daha aynı hızla aksa inanıyorum ki Gökdere’nin kenarında ayakta tek ev kalmayacaktı! Bundan uzun zaman önce yaşanan büyük sel olayından söz ediyorum; suyun ne denli güçlü bir afet yaratabileceğine görmesem asla inanmazdım. Onun için de belediyelerin üstünü kapayıp da yol yaptığı caddelerden hep korkmuşumdur; belki bu gün değil ama Uludağ’da karların erimesi, üstüne bir de yağmur gelmesi sonucu er ya da geç 50-100 senede oluşabilecek bir sel felaketi önünde ne kanal bırakır ne de bina. Yasalarda orman yakmak kadar ağır bir suçtur şahısların dere üzerlerini kapatmaları. Kentimizde, zamanın Osmangazi Belediye yönetiminin göz yumması sonucu otopark yapmak amacıyla ilk kapatılan dere AS Merkez’in arkasındaki olmuştur. İkinci dere kapatma vakasını da stadyumun karşısına gökdelen inşa eden Ömer Göktuğ yapmıştır. Binaya Cilimboz Deresi’nin üzerinden geçiş sağlamak amacıyla üstünü kapatan Göktuğ’a, kendisi de DSİ geleneğinden geldiği için suyun gücünü çok iyi bilen dönemin Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Erdem Saker söylenip durmuş ancak, laf geçirememiştir bir türlü. Kentimizde üçüncü dere kapatma hadisesinin mimarı da Vakıflar Bursa Bölge Müdürlüğü’dür. Onlar da gerçekte bir vakfa ait olan Altıparmak’ta sallabaş heykellerin az ötesinde, yine Cilimboz deresi üzerinde bulunan Şaypa binasının bulunduğu alanı kapatarak kiraya vermişlerdir. Oysa ne güzel olur Şaypa’nın bulunduğu o kötü bina yıkılsa, arkadaki o iğrenç şelalenin üzerini plastik yeşil yapraklarla tümden kapatmak yerine o da sökülüp atılsa, arkadaki köfeke kayalardan oluşan doku meydana çıkarılıp bir de güzelce ışıklandırılsa, ne kadar güzel ve doğal bir meydan çıkar ortaya değil mi? Ben bu BTSO yönetimini anlayamıyorum… Ot mu var kardeşim geldiniz yaptınız o binayı oraya! Size bina, lokal, yer mi yok koskoca Bursa’da! Geldiniz şehrin göbeğine, insanların azıcık oturup soluklanacağı ender yerlerden birine diktiniz o kaba beton yapıyı! Ama muhalefet edecek siyasetçi de kalmadı Bursa’da, işi bilen biri oraya bir masa kurup “Bu bina burdan kalksın” diye yüzbinlerce imza toplamıştı çoktan. Şimdilerde ortaokul müsameresine çıkar gibi meydan da kömür yakıp, yüzünü gözünü karaya bulayarak güya maden kazalarını protesto ettiğini sanıyor bazıları, komik ötesi duruma düşerek! Şimdi bu sözünü ettiklerim dere kapatıyor; bir de yol kapatanlar var kentimizde! Evet evet, bildiğiniz vatandaşın yürüdüğü yolu keyfine göre kapatıyor birileri. Artık Reşat Şükrü Sokağı haline gelen balıkçı meyhaneleriyle ünlü Arap Şükrü Sokağ’ını biliyorsunuz? Sokaktaki pek çok dükkan ve evi parayı bastırıp alan Balıkçı Reşat Efendi, sokağın girişindeki bir binayı yıkarak orasını otopark haline getirdi. Getirdi ama geçen gün şöyle bir dolaşınca gördüm ki, sokağın arkasında Arap Şükrü’ye paralel giden, yamaçlarda yaşayan insanların geçişine olanak sağlayan ve Reşat’ın park yerinin yanından merdivenlerle aşağıya bağlantı sağlayan bir yol var. Reşat Efendi arka taraftan bu geçişin önüne bariyer koyarak milletin hakkını gaspetmiş. Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’a sesleniyorum: Zabıtalarınız uyuyor mu?!. Reşat Efendi, sokak boyunca ruhsatı bulunmayan dükkanların önüne de masa koyup, servis açmış. Buralara aldığı müşterilere karşı dükkanlardan yiyecek içecek taşıtıyor! Bunu da görmediklerine göre belediyenin ruhsat bürosu ve zabıta birimleri uykularında kürdanla dişlerini karıştırıyorlar zaar! Varyemez amca Balıkçı Reşat, Arap Şükrü’nün torunları Kıvanç Değişmez ve kardeşlerinden dükkanı noterde satın alırken bir hataya düşüyor ve istemeden çalışanların kazanılmış haklarını da devralıyor. Şimdiye dek mahkemede kesinleşmiş yaklaşık 3 milyon lirayı bir türlü ödemeyen Reşat Efendi’nin dükkanlarına dün artık onuncu haciz de geldi! Osmangazi Belediyesi’nin kaldıramadığı masa ve sandalyeleri icra memurları toparlayıp gittiler. Geçmiş olsun.  

Diğer Haberler