Fotoğraflar çok şey anlatır insana.
Tabi eğer onları okumayı, yansıttıklarını görmeyi başarabiliyorsan.
Gelin bu gün yine fotoğraflar üzerinden yürüyüp ana muhalefet yani, Cumbuliyet Halk Partisi’nin Bursa’daki hallerini yansıtmaya devam edelim.
Alın mesela şu kareyi önünüze, ne görüyorsunuz?
Bursa İl Başkanı Şadi Özdemir bir basın toplantısı düzenliyor.
Sağ ve soluna yönetiminden iki tekaüt abiyi yerleştirmiş, kendi ortada.
Masada oturanların en sağında elindeki kırmızı çantasını sıkı sıkı tutmuş olan kişi “yeni damadın” kız kardeşi, CHP Osmangazi İlçe Kadın Kolu Başkanı yapılan Hamiyet Baysal Arıkaslan.
Belli ki çantada bir miktar parası var, yoksa hiçbir insan çantasına bu kadar yürekten bir bağlılıkla sarılamaz.
Onun yanında oturmuş sarı saçları Kastamonu işi tel süpürgeye benzeyen, bir parça da düşünceli görünen hanımsa Osmangazi Belediye Meclis Üyesi Gamze Kayabaş.
Gamze de muhtemelen “acaba bu hafta hangi partilinin suratına tükürsem”modunda; karşıda oturan birini gözüne kestirmiş vaziyette dalıp gitmiş!
Şimdi dikkatinizi birden tam sol yana, masanın o tarafında düşünceli düşünceli Şadi Özdemir’i dinleyen amcanın önündeki siyah çantaya çekmek istiyorum.
Bu çanta tam da o çanta işte.
Kahvehaneye gitmeyi sevmeyen ancak, evden hanım tarafından sürekli kovalandıkları için çantasını koltuğunun altına sıkıştırıp bedava çay ve gazete için soluğu CHP İl ya da ilçe binalarında alan bu emekli Atatürkçü amcalardan sulu sepken her gün metrekareye en az 5 yağış düşer oralarda.
Her basın toplantısında gazetecilerden evvel gelerek salonda yer kapıp, çantalarını da te işte böyle koyarlar önlerine.
Eğer o gün hava yağışlıysa aynı masanın üzerinde, çantaların yanında ilave olarak birer de şemsiye görürsünüz!
Yine çantadan bahisle, gerçi sahibinin yüzü bu karede gözükmüyor ama tekaüt amcanın siyah çantasının sol yanında yine masanın üzerinde duran beyaz renkli hanım çantasının da Hamiyet’inkinin tam tersine içinin boş olduğunu, sahibinin ilgisiz halinden kestirip, rahatlıkla söyleyebiliriz mesela!
Şadi Özdemir’in arkasında ayakta sol yanında bekleyen gözlüklü kişi Orhan Aslan’dır.
Hangi il başkanı olursa olsun her dönemde, her basın toplantısında istisnasız aynı yerde dikilirken görürsünüz onu!
Bir adam “dekor” olmak için şehvet derecesinde bu kadar mı istekli olur arkadaş?!.
Oturmayı da hiç düşünmez Orhan Aslan, buna teşebbüs dahi etmez, öylece İl başkanının arkasında ayakta durup, ellerini de birbirine kavuşturur ve Küçük Emrah gibi boynunu da hafifçe sağa ya da sola doğru yatırarak sessizce kameraların kendisini de çekmelerini bekler.
Günün hasılatı akşama yerel televizyonlardan birinin ana haber bülteninde toplanacak, yenge hanımın gündüz pencereden konu komşuya seslenerek “huu, Hatcanım, Ayşanım, gızGülebe, bizim herif ağşamaginehabarlaraçıhacağımış, duydunuz mu kıı” diye anons yapmasının ardından gelip çatan haber vakti tüm mahalle halkı tarafından topluca idrak edilecektir.
İstisnasız her basın toplantısında İl başkanının arkasında yani, daha doğrusu kameraların önündeki yerini mutlaka alan bu adam akşam haberleri sırasında ailesine karşı kendiniKralSuud Bin Faysal kadar önemli hissedip gururlanmıyorsa ben de hiçbir şey bilmiyorum demektir!
Ee herkesin kuturuna göre egolar bir şekilde beslenecek bu dünyada, ne yapacaksın?!.
Geçiyoruz, bu kez Şadi Özdemir’in sağ yanında üzerinde yelkenli resmi basılı tişörtü ve altında da çiçekli jarse şalvarıyla ayakta bekleyen mutsuz, bezgin, bedbaht hatun kişiye…
O da CHP Bursa İl Kadın Kolu Başkanı Fadime (partideki lakabıyla Fatoş)Birinç’ten başkası değildir.
Fadime’nin Fatma’ya, Fatma’nın da Fatoş’a devşirilip evrimleşmesiyleşekillenen bir adı vardır Fatti’nin, severim kendisini de ayrıca.
Ona daha sonra yine geleceğiz ancak, biraz fazla kilo almış son görüştüğümüzden bu yana.
Efendim, solda ayakta duran gence baktığınızda ne görüyorsunuz?
Ben söyliyim mi?
Hem oğlana, hem de kıza şöyle bir baktığımda ben “CHP gençliğini” ve “Cumhuriyet Halk Partisi’nin istikbaldeki halini” görüyorum!
Kemal Demirel’de bile şimdikilerden en az10 gram daha fazla siyasi bilinç vardı biliyor musunuz?
Bakın oğlanın giydiği tişörtün üzerine, ne var?
Domates, biber, patlıcan gençliği bunlar!
İşte CHP’li gençlerin siyasi bilinci:
“Domates, biber, patlıcan!..”
Peki ya sonuç?
Niye boşuna şikayet edip duruyorsunuz?
Alın size iktidarda imam bayıldı!
Gözlüklü genç kızın tişörtünde de bir şeyler yazıyor ama…
Onu daha net olarak şu kareden okuyabiliyoruz:
Haa!
“Hollywood is a dream” yazıyormuş onunkinde de.
Yani, “Hollywood bir rüyadır” mesajı veriyor genç ablam; onun da gönlü çakma solcu milletvekili ablası Nurhayat California Kayışoğlu gibi Amerika’da demek ki!
Biliyorsunuz, sırf Amerikan vatandaşı olsun diye 3 ay önceden gidip orada kalarak çocuğunu Sam amcanın memleketinde doğurmuştuNurhayat ve Amerikalıları da kandırarak kazık atmıştı böylece!
Şimdi hiç hakkı olmadığı halde Nurhayat ve Nurhayat’ın çocuğu en fakir Amerikalıların ödediği vergilerle, oradaki yasa ve imkanlardan istifade edecek.
Bir dekor ve Üç tişörtüntoplam hikayesi şöyle:
“Domates biber, patlıcan…
Hollywood bir rüyadır…
Ah o gemide ben de olsaydım...
Küçük Emrah, buynu bükükler!..”
Bu arada Fatoşcuğum…
İnsan şöyle bi döpiyes olsun, bir gömlek olsun, üzerine doğru dürüst bir şey giyer kız!
Öyle çıkılır mı halkımızın önüne?
Gosgoca Garı Golları Başkanısın bu gün artık sen, golay mı?!
Bak lale (Karabıyık) hanıma?
Birkaç çeşit döpiyes giyerek önce milletvekilliği, sonra da CHP Genel başkan Yardımcılığına kadar yükseldi kendisi.
Lale hanımın bu hızlı ilerleyişinde döpiyeslerininbüyük payı olduğunu kim inkar edebilir?
Böyle, Ramazan ayında akşamları Merinos Park’ta açılan ucuzcu dükkanlardan 5 liraya alınmış tişörtlerle değil milletvekili, gelecekte partiye çaycı bile yapmazlar insanı, demedi deme, bilesin bak!
Bayram öncesi Fatoş Birinç ve biraz geçkince de olsalar kız arkadaşları Kent Meydanı’nda“Muhtar ve imamlara nikah kıyma yetkisi veren tasarıyı” protesto etmek için bir araya gelip, açık havada bir basın toplantısı düzenliyorlar.
(Bu hanımlar yeniden nikah kıymayı mı düşünüyorlar, onu da anlayabilmiş değilim doğrusu?!.)
Sesi hayli tiz olan ve ikinci oktavın “Si” notasından yayın yapan Fatoş daha önceden hazırladığıbasın bültenini okumaya başlıyor:
“Bibibibibibibi!...”
Aynı anda arkasında bulunan kız arkadaşları el ele tutuşup oynayarak horon tepmeyegirişiyorlar:
“Lülülülülülülü!..”
Fatoş tiz sesiyle metin okumakta:
“Bibibibi…”
CHP’li kadınlarsa arkada horon tepmektedirler:
“Lülülülülü…”
Bu arada, fotoğraflarda görünen ve kendisine çok benzeyen o tombul teyzenin Ayşe Dolar olmadığını, Ayşe ablanın ağırlığının böylesi hafif eylemlere çok fazla geleceğini özellikle belirtelim.
Akşam olup herkes evlerine dağıldıktan sonra Osmangazi Kadın Kolu Başkanı Hamiyet Baysal Arıkaslan bu fotoğrafları Facebook sayfasından yayınlar.
Hamiyet, Nurhayat’ın yanındaki üstünde güllü elbise bulunan hanım.
Ve işte şimdi beni durup durup bir haftadan beri güldüren enstantaneye geliyoruz, sıkı durun!
Meğerse “bibibibi”şeklinde açıklamanın yapılıp, Kent Meyda’nında“lülülülü”diye horonların tepildiği gün hem Ramazan, hem de kandilmiş; üstüne üstlük de çok fazla sayıda şehidimizin olduğu bir günmüş o gün.
Faruk Beyazıt, Hamiyet’in yayınladığı fotoğrafın altına yorum yaparak “horon tepme”meselesini eleştirmiş ve şunları yazmış:
“Sonra diyorsunuz ki, halk bizi neden istemiyor? Ramazan mübarek, üstelik kandil ve bu davranış!.. Başka söze gerek var mı? Olmuyor, olmayacak.”
Ve Hamiyet Baysal Arıkarslan cevap veriyor:
“Horon deyil…”
Neymiş?
“Horon deyil”miş.
“…eğlence yapmadık…”
“Horon deyilmiş, eğlence yapmamışlar”mış.
“…TORORU lanetledik…”
Neyi lanetlemişler?
“TORORU lanetlemişler.”
“…bonba patlatmak insan öldürmek oluyor deyilmi…”
Evet, bonba patlatmak gerçekten de insan öldürmek oluyor Hamiyet!
“…Sizin gibiler maalesef oldu sürece çok daha şehit veririz.”
TORORU “eğlenmeksizin”(!) horon teperek yok edeceklerine dair bir inanç taşıyan bu abi ve aplalar ne yiyip içiyorlar sizce acaba?
Hem “TOROR eğlenmeksizin horon teperek kendini protesto edenleri görünce korkup içine mi kaçıyor” acaba?
Dünyada hangi ülkenin vatandaşları meydanlarda“tepinerek”TORORDAN kurtulmuş?
TOROR, TORORU, TORO…
Adam, “hem kandil, hem de ramazan günü oralarda halay çekerseniz eğer bu millet size sıcak bakmaz” diyor; Hamiyet de onu “Sizin gibiler oldu sürece daha çok şehit veririz” diye yanıtlıyor!
Faruk Beyazıt mı verdiriyormuş şehitleri?
Hamiyet “TORORU lanetledik, eğlenmedik” diyor ama horon çekerek TORORU lanetleyenleri coşturmak için el çırpan Bursa CHP İl Garı Golları Başkanı Fatoş Birinç, Bursa Milletvekili Erkan Aydın ve Bursa İl Başkanı Şadi Özdemir hiç de öyle üzgüngörünmüyorlar:
Şimdi şöyle bir tablo getirin gözlerinizin önüne:
Fatoş Birinç 500 Hz üzerinden basın açıklaması yapıyor: “Bibibibibi…”
Fatoş’un sesinden tahrik olan kız arkadaşlarınınO daha ne olduğunu anlayamadan birden bire“horonları” geliyor ve başlıyorlar oracıkta tepinmeye: “Lülülülü…”
Ve bu tablodan acayip tahrik olan ve yeni bir fantezi daha yaşamak isteyen fotojenik insan CHP Bursa İl Başkanı Şadi Özdemir aniden cep telefonunu kaparak yandaki kalabalığın önüne doğru fırlıyor ve arka arkaya ‘selfie’ler çekerek mest oluyor: “Klik klikklik klik…”
Bendeniz bu CHP ve CHP’lilerin durumlarını hakikaten hiç iyi görmüyorum.
Pek çoğunun gözlerine kılıç batmış gibi bir halleri var!
Bu kare de Sivas Katliamı’nı anma yürüyüşünden.
O gün acının, ızdırabın, yobazlığı lanetlemenin günü.
Bir yandan yürüyorlar, bir yandan kikirdeyip gülerek çektikleri fotoğrafları şu kadarcık düşünüp sıkılmadan Facebook sayfalarına koyuyorlar:
“Hihihihihi!..”
HAMİYET’E NOT: Hamiyet, seni severim bilirsin. Saygılı, hatırnaz, hürmetkar insansın. Şimdiye dek bendeki iz düşümün böyle. “Taze damat” muhtemelen seni “ileride milletvekili olmama katkısı olur” düşüncesiyle Osmangazi Kadın Kolu’na başkan yaptırdı. Seni kullanıyor yani. O kendi menfaati olmadan kardeşi için bile kılını kıpırdatmaz! Her ilişkisinde hep bir fayda, bir çıkar gözetir. Bak sen ve kocan orada Nalbantoğlu’ndaki aralıkta yıllarca karda kışta seyyar satıcılık yaparken bana hiç utanıp sıkılmadan demişti ki:
“Sadece 2 yıl sonunda 150 milyar lira verip oradan kazandıkları parayla ev aldılar. Belediye başkanıyla konuşup, herkesinkini kaldırdıkları halde onların kaçak seyyar tezgahlarının yerinde kalmasını ben sağladım. İnsan çıkarıp bir 15 milyar da bana verir değil mi?!..”
İşte “taze damat” aynen budur Hamiyet!
Herkesten hep çıkar, menfaat, avanta peşindedir.
Sen oranın insanı değilsin; CHP Osmangazi Kadın Kolu Başkanlığı görevini yürütebilecek durumun yok.
Üstelik CHP içindeki çirkin siyaset senin gibi bir yanı hala saf ve temiz kalmış insanları çabuk bozar!
Git kendini daha fazla üzdürmeden!
Evine dön.
BONBAYLA, TORORLA uğraşmayı bırak, tereyağlı bir tarhana çorbası, yanına evde akşama kocana şöyle güzel bir karnı yarık yap!..”