Kültürpark’ın içerisinde Erdem Saker’in yaptığı muhteşem bir gül bahçesi vardı geçmişte.
Binbir türlü gül çeşidi etrafa artık yitirilmiş kokular yayar, insanı mest ederdi.
İçinde aşıklar dolaşır, o güzelliği görünce aşık olası gelirdi insanın.
Sonrasında DSP’den Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Erdoğan Bilenser durduk yere işte o gül bahçesinin yerine betondan bir kültür merkezi yapmaya karar veriyor!
Bursa’yı seven partisinden bazı meclis üyeleri buna karşı çıkıyorlar haliyle; “Başka yer yok mu, Kültürpark’ın yeşilini yok etmeyelim” diyorlar?
Gül bahçesinin tarumar edilmesine karşı duranlardan biri de o dönemin Bursa Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Osman Güleç’tir.
Güleç bir toplantıda aksi yöndeki fikrini dile getirince Bilenser, “Daha iyi ya işte” diyor, “Kültürpark değil mi orası? Biz de kültür merkezi yapıyoruz zaten”!..
Erdoğan Bilenser, Kültürpark’a bu adın konmasının nedenini “orada yürütülen kültür faaliyetleri” sanmaktadır!
Oysa “bitki kültüründen” yüzlerce örnek barındıran yeşil bir vaha olduğu için konmuştur “Kültürpark” ismi aslında!
Kimseyi dinlemez ve gül bahçesini yok ederek dönemin parasıyla da Bursalıların cebinden tam 2 trilyon lira para harcayıp, betondan bir çirkinlik abidesi yapmaya koyulur Bilenser orada!
Kültürpark koruma altında olduğu için sonra Anıtlar Kurulu bu inşaatı durdurur.
Ardından ne mi olur?
Binanın beton iskeletinin üstü toprakla örtülür ve olay unutturulmaya çalışılır!
Görev yaptığı 5 yıllık süre boyunca Bursa’ya kalıcı tek bir eser bırakamayan Erdoğan Bilenser hatırlayacaksınız, merkezi hükümet tarafından Bursalılara 1 lira gibi sembolik bir bedelle devredilen Merinos’a bile tek çivi çakamamış, o muhteşem araziyi iade etmişti Ankara’ya!
Geçen gün kardeşi Erol Bilenser Facebook’ta “Eski Bursalılar Burada” grubunda “Ağabeyim Erdoğan Bilenser Eski Bursa’yla ilgili nostaljik bir yazı kaleme almış, sizlerle paylaşmak istedim” deyip bir gönderi eklemiş.
Erdoğan Bilenser “Sevgili Dostlarım, ne oldu bize” diye başlıyor lafa:
“İşte, bir dönem gayri müslimlerin oturduğu Setbaşı, işte, bir dönem bahçelerinden manolya kokuları gelen köşklerin ve dört ayrı ülkenin konsolosluk binalarının olduğu Altıparmak, hatta Çekirge. Şimdi oraları orta gelirliler bile terk ediyor.
Bu kısır döngü, anıları da alıp götürerek devam ediyor. Nereye Kadar?
Çok merak ediyorum “Ben 50 yıldır aynı mahallede, aynı komşularımla oturuyorum” diyen Bursalı kaç aile çıkar”?
Bize ne mi oldu?
Bilenser döneminde Bursa koca bir 5 sene kaybetti, hepsi o kadar!
“Manolya’dan” bahsediyor…
Kaç tane manolya dikti görev yaptığı dönemde acaba?
Tam tersi, kent meydanından Fomara’ya kadar Bursa’yla hiç alakası olmayan palmiye ağaçlarını oraya yerleştiren kendisidir!
“Bu kentte bir dönem yaşayan gayrı Müslimlerden” bahsediyor…
Var mı onların anısını yaşatacak bir göç ya da mübadele müzesi Bilenser’in yaptığı?
O da İstanbullu bir mimara 5 trilyon lira vererek paket sipariş, bir kent müzesi kurdu sadece Bilenser ki, İnegöl’de halkın destekleriyle yapılan örneği ondan çok daha güzel ve anlamlı.
Kentimizde Merinos’u da Ak Partili belediye başkanları kurdu, Göç Müzesi’ni de!
Yok, 50 yıldır aynı mahallede oturan kimse var mıymış?
Sanki kendisi oturuyor mu ki bunun nostaljisini yapıyor Bilenser?
Haşim İşcan Caddesi’ni bile 5 sene boyunca kazılmış vaziyette tuttu, orada oturanlar ve esnaf kan ağladı yıllarca çünkü, Bursaray için ayrılan para nedense garip bir şekilde tükenivermişti!
O’nun yüzünden Kent Meydanı bir “meydan” değil, bir AVM’nin avlusu oldu!
Yakın çevre yolundaki tüp geçitler yıllarca tamamlanamadı.
Bereket rahmetli Hikmet Şahin geldi de azıcık nefes alabildi bu kent.
Bursa’nın kayıp senelerinin mimarıdır Erdoğan Bilenser.
Konuşup durmasın.
Bari otursun oturduğu yerde!