Yazarlar

İyi ki bu ülkede devrim olmadı!

post-img
“Araştırmalarım sonucunda ulaştığım bilgilere göre Dersim bölgesinde öldürülen 76 sivil insandan 32 kişiyi PKK, 29 kişiyi TİKKO, 15 kişiyi de DHKP-C öldürmüştür. (Bu örgütlerin dağda kendi içlerinde yapmış oldukları infazlar bu sayının dışındadır.) Bu sivil insanların öldürülme gerekçelerinin “hain, işbirlikçi, ajan” gibi suçlamalar olduğu anlaşılıyor…” Eski bir PKK’lı olan, örgüt üyeliğinden sekiz yıl hapis yatan ama yaptığı okumalar sonrasında hem içinde bulunduğu PKK’yı, hem de  diğer radikal sol örgütleri sorgulayan ve şiddetin özgürlük getirmeyeceği kanaatine varan bir insan Aytekin Yılmaz. PKK ve radikal sol örgütlerin 1990-2000 yılları arasında güya “derin devletin” hapishanelerde güttüğü kirli politikayla, devletin işlediği faili meçhulleri sorgulayan ama örgüt içi infazlara “iç meseledir, olur” diye yaklaşan sol çevrelerin ikiyüzlülüğüyle karşılaştırıyor bizi yazar…  Abdullah Öcalan PKK’da sadece bu dönemdeki iç infazların 15 bin kişi  olduğunu söylüyor ki, korkunç bir durum bu. Aytekin Yılmaz’ın son çalışması “Onlar daha çocuktu” isimli kitabıyla sevgili Can Ertan sayesinde tanıştım. Ve su içer gibi her sayfasını doyasıya yuttum. PKK içerisindeki çocuk cinayetlerini ve sol örgütlerin diğer yüzlerini anlatıyor Aytekin Yılmaz. Son derece ilginç bir olayı da öğreniyorsunuz Yılmaz’ın kitabından. Küba devriminin kahramanlaştırılan liderlerinden Che Guevera’nın da aslında bir cellat ve katil (!) olduğunu mesela: “Durum herkes için ve onun (Kurban Eutimio Guerra’yı kastediyor.) için de rahatsız ediciydi. 32 kalibrelik bir tabancayla beynin sağ tarafına, sağ temporal lobda çıkış deliği açacak şekilde tek atışla soruna son verdim. Biraz soludu ve öldü!..” Che Guevera bu infazı gerçekleştirmeye kendisi talip olmuş. Günlüğüne Eutimio Guerra’nın işbirlikçi olduğu gerekçesiyle öldürüldüğünü yazmış. Fransız devrimi, Soljenitsin’in anlattıkları, katil Stalin’in sözde devrim adına öldürttüğü milyonlarca insan da var kitapta. Hiç unutmuyorum, arkadaşım Ahmet Haşim Paker’le 12 Eylül 1980’e artık aylar kala Teferrüç Mahallesi’nden henüz o yıllarda betonlaşmamış Bursa’ya bakarak birbirimize “Acaba devrim önümüzdeki hafta olur mu” diye sormuştuk?!. Her gün 30-40 kişinin öldürüldüğü zamanlardı o sıralar. Çok şükür ki devrim mevrim olmamış! Sadece kendi evlatlarını değil, Türkiye’de yaşayan insanların da  en az yarısını kesermiş bizim devrimciler! Aytekin Yılmaz’ın “Onlar Daha Çocuktu” isimli çalışmasını okuyunca bunu bir kez daha anlıyorsunuz bunu. Konuya ilgi duyanlar için söyleyeyim, yaşanmış, içtenlikli bir çalışma olmuş, okumanızı öneririm.

Diğer Haberler