Yazarlar

Bir yerden başlamak lazımdı

post-img
Her kim ne derse desin, Sezar’ın hakkı Sezar’a, Adalet ve Kalkınma Partisi sivil hava ulaşımında bir çığır açtı ülkemizde. Eskiden bir kentten diğerine uçakla seyahat etmek sadece varsıl insanların yapabildikleri bir lüksken bu gün herkes neredeyse otobüs bileti fiyatına Edirne’den, Erzurum’a kadar gidebiliyor. Türk Hava Yolları sadece ülkemizin değil, dünyanın sayılı gözde şirketleri arasında artık. Ülkesini seven, hainlik düşünmeyen herkes sapla samanı ayırır ve yapılan iyi işlerin hakkını özünde hükümete muhalif de olsa mutlaka teslim eder. Geçen gün gururlandım. Türk Hava Yolları’na satın alınan 300’ncü uçak için bir tören yapılmış. Üstelik de bu uçağın 10 milyon doları bulan koltuk ekipmanları da artık Türkiye’de yapılıyormuş. THY her yıl 500-600 milyon dolarlık uçak alımı yapar. CHP Yönetimi de her yıl çıkıp Türk Hava Yolları’nı “cari açığı arttırmakla” suçlar. Hakikaten CHP’yi idare edenlerde bu kafa olduktan sonra AKP değil 2023, 2223’e kadar kesintisiz iktidarda kalır kesinlikle. Doğru, her sene 500 milyon dolarlık uçak alır THY ama aynı zamanda 8 milyar dolarlık da hizmet ihraç eder dünyaya; peki bu nasıl muhalefet anlayışıdır böyle? Sanayici Nuri Demirağ’ın hazin öyküsü her hatırladığımda aynen Cem Sultan’ınki gibi derin bir sızı yaratır içimde. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları inşaatının ilk müteahhitlerinden biridir Nuri Demirağ. Türkiye’nin 10 bin km'lik demiryolu ağının 1250 kilometrelik bölümünün inşasını gerçekleştirmiş ve bu nedenle kendisine Mustafa Kemal Atatürk tarafından “Demirağ” soyadı verilmiştir. Cumhuriyet döneminin sayılı zenginleri arasına girmiş ve hayırseverliğiyle de gönüllerde taht kurmuş  dahi bir iş adamıdır. Türkiye’de ilk uçak fabrikasının kuruluşu, ilk sigara kağıdı üretimi, ilk yerli paraşüt üretimi gibi ilkleri gerçekleştiren, İstanbul Boğazı üzerine köprü yapılması, Keban’a büyük bir baraj yapılması düşüncelerini ilk kez gündeme getiren kişidir. İsmet İnönü’nün gadrine uğramıştır. Bu günkü Atatürk Hava Limanı’nın bulunduğu alanda Türkiye’nin ilk ve son uçak fabrikası, pistleri ve hangarları vardı; tamamı İnönü tarafından istimlak ettirilerek elinden alınmış ve büyük bir zulüm uygulanmıştır Nuri Demirağ’a. Sadece Nuri Demirağ’ı yok etmediler İsmet İnönü ve etrafındaki insanlar, ülkenin henüz yeni doğan havacılık endüstrisini de kendi elleriyle boğarak vahşice katlettiler. Adamın Türk Hava Kurumu’na uçak satmasını engellediler önce. İspanya, İran ve Irak’tan uçak siparişleri yağıyordu, pek çok insan bunları bilmez, ona özel kanun çıkararak yurt dışına uçak satmasının da önüne geçtiler! O yıllarda Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe henüz çocuktu. Ailesiyle birlikte yaşadıkları Elmas Bahçeler Mahallesi’nde, okulun yanından aşağıya Ada Garajı’na doğru inen yokuşta ya da daha yukarıda, Sayas Süt Fabrikası’nın önünden Gök Dere istikametine doğru ilerleyen Cevizli Sokak’ta arkadaşlarıyla birlikte bilyeli arabasına binip hızla sürüyor, arta kalan zamanlarda da çember çeviriyordu. Altepe biraz daha erken doğup, Bursa’ya o sıralar belediye başkanı seçilebilseydi eğer, Nuri Demirağ’ın sırtı yere gelmez ve o uçak fabrikası mutlaka kentimize taşınırdı! Artık makine mühendisi olmasından mıdır nedir, korkunç bir sanayi açlığı var Altepe’de. Bir kere deniz otobüsleri satın alıp İDO’ya karşı BUDO’yu kurmak başlı başına bir başarı öyküsü. Onca eleştiriye karşın Altepe’nin destekleyip teşvik ettiği Durmazlar bu gün mekaniği ve yazılımıyla dünyanın her yanına satılabilecek modern ve şık bir tramvay üretimi gerçekleştirdiler. Ve şimdi de sırada Bursa’da uçak üretilmesi meselesi var. O kadar önemli, o kadar kıymetli bir girişimdir ki bu, haberi duyunca çok sevindim! Adamın biri tanıştığı her kadının önce elini öpüyormuş. Sormuşlar, “neden önce mutlaka gidip ellerini öpüyorsun” diye? Yanıt vermiş adam: “Ee bir yerden başlamak lazım!..” İşte olay tam olarak budur: “Bir yerden başlamak lazım.” B Plas’ın Ceo’su Celal Gökçen’i kutluyorum. Belli ki babası Memduh beyin o totaliter, baskıcı etkisinden kurtulmayı artık başarmış. Ya da Memduh bey artık iyice yaşlandığı için etliye sütlüye pek karışmıyor! Türkiye’nin bu alandaki istikbaline de etki edecek muhteşem bir işe girişmiş Celal bey. Recep Altepe’nin teşviki ve desteği sonucu Alman uçak firması Aquıla’yı satın almış Göjçen Grubu. Bu işlerde en önemli şey lisans. Firmanın dünyanın her yerine ürün satabilme hakkı var. İki kişilikten tutun da 32 kişiliğe kadar her türlü uçak yapabiliyor bu firma. Şimdiye dek otomotiv endüstrisine yedek parça üreten Gökçen şirketleri bundan sonra aynı hizmeti uçak sanayisi için de verecek. Aquıla düşük maliyetli ve modern uçaklar yapabilen bir firma. Ürünleri başta İngiliz Hava Kuvvetleri’nde görev yapan pilotlar olmak üzere, başka pek çok ülkede eğitim amaçlı da kullanılıyor. Çok büyük olasılıkla bizim pilotlar da yakın gelecekte bu uçaklarla uçacaklar. Modelleri şöyle bir inceledim, çok keyifli aletler bunlar. İmkanı olan herkesin bir daire fiyatına satın alabileceği kadar da ucuz üstelik. İnsanın binip kaçası geliyor. (Hamza gel sen bırak Kumyaka Köyü’nün muhtarı Ramiz Batmaz’la filan uğraşmayı, tekneciliği filan da gel seninle ortak uçağa girelim?!.) Recep Altepe’nin hedefi Yenişehir ve Yunuseli hava alanlarına ek olarak bir adet üniversiteye, bir adet de Gemlik’e olmak üzere yenilerini kurup bölgeyi bir hava üssü haline getirmek. Sırada Uludağ Üniversitesi’nde bir havacılık fakültesi kurulması var. Bir grup yönetici ve işadamı da Bursa’da bir havacılık kulübü ve bu kulüp bünyesinde sivil bir pilot okulu açmaya hazırlanıyor. Celal Gökçen’in bu işi layıkıyla başaracağına inanıyorum. Kendisi Almanya’nın Karlsruhe Teknik Üniversitesi’nden mezun olmuş bir endüstri mühendisi aynı zamanda. İlk yerli uçağı Bursa semalarında göreceğim günü iple çekiyor, daha şimdiden büyük bir heyecan duyuyorum. Teşekkürler Celal Gökçen, teşekkürler Recep Altepe… Bu yarım yüzyılı aşkın süredir açıkta duran bu yaraya ilk kez pansuman yapıp sizler sardınız, bir yerden başlamak lazımdı, sizler başlattınız. Teşekkürler.                      

Diğer Haberler