“Adam olacak çocuk, büyük abdestinden belli olur” der eskiler.
Bense, kentleri yöneten insanların adam olup olmadıklarını, yönettikleri beldenin girişine gösterdikleri özenden anlarım.
Şehirlerin girişleri misafir odası gibidir, dahası sonraki bölümlerin de habercisidir aslında.
Antik kentlerin hepsinde şehir merkezine uzanan tüm ana yollar büyük bir özenle süslenip gösterişli hale getirilmiştir.
Mesela Efes’in liman tarafından girişini düşünün hele bir?
Taş zeminle kaplı o yolda bulunan sağlı sollu kaide ve heykeller nasıl bir güzellik ve ihtişam katar ortama, kente ilk kez gelenler için nasıl da etkileyicidir o ilk intiba.
Bursa’dan çıkıp da Mustafakemalpaşa’ya vardığınız vakit sizi “iki muhteşem sahne” karşılıyor.
İlki, tertemiz bakımlı bir yol ve o yolun ortasında tıraşlanarak çeşitli görüntüler verilmiş yüzlerce çalı bitkisi.
Yine orta refüjde bulunan alandaki çimler de bir güzel biçilip temizlenmiş ayrıca.
Bakımlı, mis gibi bir kente girecekmişsiniz hissi kaplıyor içinizi daha en baştan, “arkasın aynen böyle devam edeceğini” söylüyor o ana cadde size.
Mustafakemalpaşa’ya vardığınızda sizi etkileyen ikinci tabloysa Belediye Başkanı Sadi Kurtulan’ın özel kalem müdürü Önder Balta.
Belediye binasına değil de Cumhurbaşkanlığı sarayına gelmişsiniz sanki ve sizi Reis-i Cumhur’un yaveri bir kurmay albay ayakta karşılıyor!
Böylesi bir asalet ve heybet var Önder Balta’da.
Milli sporcu, ünlü basketçi ve antrenör Önder Balta yaklaşık iki metrelik boyu ve o dik duruşuyla büyük bir ihtişam katıyor Sadi Kurtulan’ın makam odasının girişine.
Mustafakemalpaşa’daki iki giriş kapısı da dediğim gibi muhteşem ve çok etkileyici, ötesini siz düşünüverin gari.
Bursa’da, Bursa da dahil olmak üzere tam 25 bin kişiyi içine alabilecek “kent meydanına” sahip tek ilçe Mustafakemalpaşa.
Eski garajın olduğu bölgeyi yıkıp yerine Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi mimarisinden izler taşıyan kocaman bir belediye binası, önüne dev bir meydan ve yanına da çok hoş bir esnaf çarşısı yapmış Sadi Kurtulan.
“İlçesinde önceki 10 yılda toplam 250 bin, kendisinin görev yaptığı 4 yıllık süredeyse 450 bin metre kare parke taşı döşendiğini” filan anlattı gazete yöneticileri ve yazarlarıyla birlikte yaptığımız ziyarette bize ama...
Bunlar hiç hiç önemli değil!
Parkeydi, yoldu, kanalizasyondu, bunun gibi hizmetler belediye başkanları olmadan da bürokratlar tarafından yapılır gider.
Önemli olan halka dokunmak, onlarla iletişim içinde olabilmektir.
Yolda yürüyüşünden, insanlarla sohbet edip onların ellerini samimiyetle sıkışından gördüm ki Sadi Kurtulan’ın, Mustafakemalpaşa’da yaşayan insanlarla arasında kurduğu köprü gerçekten de çok sağlam bir dostluk köprüsü.
İyi bir belediye başkanı intikam almaz, kin gütmez, öfkelenmez, dokuz boğumdur boğazı.
Hele hele bir belediye başkanı sırf kendisini eleştirdi diye bir insanın ekmeğiyle asla oynamaz.
Ele güne karşı ayıptır, yazıktır, günahtır.
Dün bir fotoğraf daha ilişti gözüme.
Mudanya’nın CHP’li Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz almış yanına milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu’nu esnaf ziyaretine çıkmış.
Bu ikisini gören esnaf zaten arkasına bile bakmadan kaçar ya!
Nurhayat’ın şimdiye dek esnaf için yaptığı tek şey dükkanına haciz götürmektir!
Öte yandan esnafın karşısına çıkacak yüzü mü var şimdiye dek esnafa ve dahi Mudanya’ya hiç bir hayrı olmayan Hayri’nin Allahaşkına?
Belediye’ye ait tüm dükkanların kiralarını insaf ölçülerinin de ötesinde astronomik fiyatlar isteyerek arttırdı bu Hayri.
Kaçak sundurması var diye Mudanya’daki bir sürü esnafın dükkanını mühürledi.
Hadi onları da geçtim…
Kendi partilisi, CHP’nin milletvekili adayı Semih Özdemir’in çalıştırdığı fırını mühürleyip kapattı adam ya!
Resmen bir insanın ekmeğiyle oynadı hiç kimseye bir hayrı olmayan bu Hayri.
Bu nasıl bir anlayıştır, nasıl bir belediye başkanlığıdır, çok aradılar mı bunu CHP’liler aday yapmak için Allah aşkına?
Bana kalırsa bir an önce asıl mühürlenip kapatılması gereken Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz’dan başkası değildir!
Müşahede altına alınmalıdır kendisi, salınmamalıdır öyle ortalık yere, halkın arasına filan.
Hasılı, Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Sadi Kurtulan kendisini aşmış.
İçenin eski belediye başkanı Hayri Öztetikler’i soruyorum Kurtulan’a?
“Kendisi beldemize hizmetleri dokunan, elini taşın altına sokmuş çok değerli bir hemşerimizdir” yanıtını alıyorum.
Sorun bakın Hayri’ye, “eski Mudanya belediye başkanlarını nasıl bilirsin” diye?
Kalıbımı basarım, demedik laf bırakmayacaktır!
Size Mustafakemalpaşa’daki diğer hizmetleri, alt yapısı tamamlanan 657 sokağı, otoparkları, kültür sanat merkezini, pırıl pırıl caddeleri, orada düzenlenen kültür sanat organizasyonlarını anlatmayacağım.
Ancak ilçeye büyük hayrı dokunanlardan eski başkan Hayri Öztetikler’in döneminde desteklenmeye başlanılan ve Sadi Kurtulan tarafından da sürdürülen “bir spor faaliyetinden” de söz etmeden geçemeyeceğim.
Öztetikler de Özel Kalem Müdürü Önder Balta gibi sporcu bir insandı ve ilçede gençlerin spor yapabilmeleri için basketbolu destekleyip, pek çok yerde saha açtı ilçede.
Günümüzde bireysel spor dalları neredeyse unutuldu.
Varsa yoksa futbol!
On bir kişi oynuyor, on bin kişi karşıdan bakıyor!
Oysa yüz milyonlarca lira harcanarak yapılan koca koca futbol sahaları kurulacağına, her mahalleye bir halı saha ya da basketbol potaları konulsa, spor yapmak yaygınlaştırılacak ülkemizde.
Mustafakemalpaşa bu anlamda da örnek belediyelerin arasında yer alıyor.
Aynı şey “kültür sanat” etkinlikleri için de geçerli.
Belediye başkanları ayvaydı, incirdi, armuttu diye her sene en az birer festival yapıp, çuval dolusu milyonlarca lira parayı içerideki avantacı çakallar vasıtasıyla menajer ve şarkıcılara akıtıyorlar, bunu da millete “kültür sanat faaliyeti” diye yutturuyorlar üstelik.
Oysa öyle yapacağına kendi bünyende açsana bir piyano, keman ya da saz kursu?
Beldende kursana mesela bir şehir tiyatrosu.
Dışarıdan para verip temsil getireceğine senin kendi çocukların oynasın o piyesleri.
Kendi çocukların öğrensinler en az bir enstrüman çalmayı, notayı.
Sahi, bunca zamandır sen ne yaptın Mudanya’ya dandik dundik, küçücük bir park açılışından başka Hayricim ya?!.
Bir spor salonu olsun, bir kültür merkezi olsun, bir yüzme havuzu olsun yeni bir çivi çaktın mı Mudanya’ya?
Akın Poroy’u belediye başkan yardımcısı yapıp, muhalefeti susturmaktan başka bir icraatını göremedik şimdiye dek maşallah!
Derelerin çakılı, nerden aldın bu akılı?
İşittiğime göre kendisine zabıta müdürlüğü de bağlanan Akın Poroy, elde nuhu nebiden kalma eşek kadar antenli bir telsiz, ağzında “dürt dürt” metal bir düdük, her sabah zabıta memurlarını Mütareke Meydanı’nda toplayıp esas duruşta İstiklal marşı okuttuktan sonra sahilde on kilometre koşturuyor, aynı sırada da “yaylalar yaylalar” şarkısını söyletiyormuş.
Oynak, pardon Oymak Başı Hayri Türkyılmaz da Mudanya Belediyesi’nin kaçak çatı katından aşağıya doğru dürbünle dikizleyerek, koşudan kaçmak için sokak aralarından sıvışan var mı diye bakıyormuş?
“Oryantirink” diye bir şey duydunuz mu siz hiç?
Yok yok, Hayri’yle alakalı bir şey değil bu!
Oryantirink bir yön bulma sporu.
Harita yardımıyla yön bulmayı içeren ve zamana karşı yapılan bir doğa faaliyeti.
Mustafakemalpaşa Belediyesi bu sporu da yılda en az iki kez engellilere yaptırıyor biliyor musunuz?
Evet, yanına bir mihmandar verilen sakat arabasındaki engelli yurttaş daha önceden hazırlanan güzergah boyunca rakipleriyle yarışıp son derece mutlu ve renkli anılar biriktirebiliyor.
Sakat arabasına mahkum bir insan için ne büyük bir olay böyle bir yarışmaya katılıp da ödül almak.
Ne diyeyim, Mustafakemalpaşa İlçesi Sadi Kurtulan hocayla birlikte resmen kurtulmuş kardeşim.
Sohbet sırasında Eski Gençlik ve Spor Bakanı, ortak dostumuz Şükrü Erdem’i de aradık telefonla.
Çok severim Şükrü beyi, yüzü gibi kendisi de aydınlık bir insandır.
Bursalılar yıllardır hizmet aldıkları Atatürk Stadı’ndaki ışıklandırmayı ona borçludur.
Eskiden orada geceleri maç yapılamazdı.
Şükrü Erdem bakanlığı sırasında talimat veriyor ve Trabzon’a doğru(!) yola çıkarılmış stadyum ışıklandırma sistemini Bursa’ya döndürüyordu.
Mustafakemalpaşa’lıdır, Şükrü Erdem de.
Şu sıralar çiftliğinde yarış atı yetiştirmekle meşgulmüş.
Türkiye Jokey Kulübü’nde de yönetici aynı zamanda.
Kendisine her dönemde defalarca yeniden milletvekilliği teklif edilip de bunu reddeden ender insanlardan birdir Şükrü Erdem.
Baharda çiftliğinde kuzu çevirtecek bize, sözleştik.
Vaktiniz olursa siz de buyurun, insanı, misafir ağırlamayı Sadi Kurtulan gibi çok sever Şükrü bey.
Hepinize çok da selam söyledi ayrıca.