Bazı fanatik yobazlar Türkiye’de kadınlara “seçme-seçilme” hakkının pek çok Avrupa ülkesinden önce, 1934 yılında verildiğini dillerine dolarlar da…
Niye 1950’ye kadar sağlıklı, demokratik bir seçim yapılmadığını hiç düşünmezler mesela?
Hatta daha da ötesi, niye 1923 değil de 1934?
Yeni Cumhuriyete göre o sene kadın daha mı az eşitti erkeklerden?
Sorular, sorular, sorular!..
Samimiyetsiz durumlardan biri de kadına seçme-seçilme hakkının 1934 yılında verilmesine rağmen, kamu yönetimine katılma hakkının ta 1991’de verilmesidir!
Evet…
Garip bir şekilde kadınlara “kaymakam olma hakkı” Cumhuriyet kurulduktan tam 68 yıl sonra verilmiştir bu memlekette!
Ve Türkiye’nin ilk 2 kaymakamından biri 1967 Bursa doğumlu Özlem Bozkurt’tur.
Şanssızdır Özlem Bozkurt çünkü, evlendiği eşi de kaymakamdır!
Görevlerinin doğası gereği aynı İllerde bulunsalar dahi, farklı ilçelerde ve birbirlerinden ayrı vazife yaparlar hep.
Geçen gün Cumhuriyet bayramını kutlamak için Keles’ten, bizim şair, ressam, heykeltıraş, yazar, düşünür ve de söylenir, Bursa Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Ahmet Zekai Yıldız Hocayı aradım telefonla.
İlçenin yeni atanan kaymakamını ziyarete gitmişler topluca.
Keles’in ilk kadın kaymakamı Kübra Teymur.
Eşi de Cumhuriyet Savcısı Osman Baturay Teymur.
Pek yakında O da görev yaptığı yerden Keles’e gelecekmiş.
Bir sürü ilçede kaymakam vekilliği yapmış Kübra Hanım.
Bu kez asaleten yapılmış ataması.
“En az 2-3 yıl kalır” dedi Ahmet Hoca.
Şık, sade, güzel ve bir o kadar da zarif bir kaymakamı oldu Keles’in ve de Bursa’mızın.
Her kaymakam günün birinde Vali olmak ister ama pek azına kısmet olur bu makam.
Kamu yönetiminde ilk göreve başladıkları andan itibaren Ankara tarafından dikkatle izlenirler.
Vatandaşlarla ilişkileri, bulundukları yerlerde ürettikleri projeler dosyalarına özellikle kaydedilir.
“İlk izlenimin nasıl” diye sordum Ahmet Zekai Yıldız’a, “Ben ciddi insanları severim, çok ciddi bir hanım” dedi.
O zaman ciddi ciddi bir öneride bulunayım Kübra Teymur’a:
Başkalarının yaptığı gibi köylüye fidan ya da kovan dağıtarak hiç vakit geçirmesin eğer verimli olmak istiyorsa.
Belediye Başkanı Mehmet Keskin bu işe açık bir adam.
Dağ bölgesinin kalkınması “turizmden” geçer bana göre.
Çok iyi işletilecek taş ve ağaç evler insanları mıknatıs gibi çeker doğaya.
Mehmet Keskinle otursunlar, konuşsunlar.
BEBKA Kalkınma Ajansı’nın hibe katkıları ya da Avrupa Birliği fonlarından yararlanılabilecek bir değil, birden fazla konaklama ve yeme-içme kapsamlı proje hazırlasınlar.
Bunun bir örneği Harmancık’ta, “ekolojik turizm” adı altında hayata geçti ve pek bir özelliği olmadığı halde oradaki bungalov evler ful çakıyor!
Keles’te bir sürü göl, gölet ve emsalsiz çam ormanları var insanların ilgisini çekebilecek.
Doğası, bitki örtüsüyse başka hiçbir yerde rastlanamayacak türden.
Ve böyle bir girişim vatandaşı heyecanlandırıp, pansiyon işletmeciliğini de tetikleyebilir.
Ahmet Hoca’nın ağaç heykellerinin süslediği mekanlar çıkabilir ortaya.
İlk fırsatta ben de ziyaretinize geleceğim Kübra Hanım.
Yeni görevinizde başarılar diliyorum.
Umarım verimli geçer dağdaki görev döneminiz.