Yazarlar

Bugün Bizans Düştü!..

post-img
*Bu yazı; 6 Nisan 1326 günü için yazılmıştır...   Ne İstanbul, ne İzmir, ne de Ankara… Bugün içten ve dıştan bunca yıldır yapılan saldırılara karşın bir TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ varsa; işte bu Devlet’in temelinin atıldığı yer BURSA… Ve o temel de günümüzden 689 yıl önce atıldı; Bizans tekfurunun hisarlarının burçlarına Türkün Sancağı dikildi… Bugün günlerden 6 Nisan 2015… Günümüzden 689 yıl önce, Uludağ eteklerindeki BALABANBEY Kalesi’nden; Osman Gazi’nin oğlu Orhan’a, öldüğünde gömülmesini istediği Gümüşlü Kümbet’in parladığı Bizans tekfurunun hisarlarına, Osmanoğlu Orhan Beyin Alperenleri, Bacıbeyleri saldırdı, tekfurun bayrağını burçlardan kaldırdı, Türkün Sancağı’nı dalgalandırdı… Ve o günden sonra Bursa; Osmanlı Devleti’nin başkenti oldu, üç anakarada egemenliğini kuran Al-i Osmani burada doğdu… Türkün belleğine kazınan bir gün olması gerekirken, pek de önemsenmeyen, yeni nesillere yeterince anlatılmayan önemli bir gündü bugün ve bugün; Mehter Takımı, Bursa Kılıç Kalkan Ekibi’nin Efeleri, Bursa dağ yöresinin Yörük geleneğini günümüze taşıyan halk oyunları ekibi, kentin genel ve yerel yöneticileri, TBMM’deki siyasetçileri, anadan doğma ve sonradan olma Bursalılar coşkuyla BURSA’NIN FETHİ’ni kutladılar. Kuşkusuz bugün 29 Ekim 1923’de dosta, düşmana duyurulan Cumhuriyetimizin Bayramı gibi; yalnızca yerel değil, ulusal ve uluslar arası alanda, Türkün egemenliğinin yayıldığı, yaşandığı bütün topraklarda kıvançla kutlanmalı, anılmalıdır… Günümüzden yaklaşık 250 yıl öncesine ulaşan geçmişlerine, gerçekteyse bir ırkın (ki onlar Kızılderililer, Amerika’nın gerçek halkı) yok edilmesine yönelik eylemlerinden bir tarih yazmak, bu tarihle böbürlenmek ve giderek “Dünyamız üzerinde tek söz söyleyen, tek egemen olmak” isteyenlere karşın; kıvançla, şanla, şerefle, coşkuyla kutlanmalı bugün… Orta Asya’dan, Avrupa’nın ortasına değin ulaşan Türkün dili, geleneği, hoşgörüsü, tek bir sözle varlığı, varoluşu; dosta, düşmana her 6 Nisan’da yeniden anlatılmalı, anımsatılmalı… Kuşkusuz tarihimiz yalnızca Dünya’ya değil, öncelikle yetişen yeni kuşaklara, ulusumuzun geleceği olan çocuklarımıza, gençlerimize yeniden anlatılmalı; onlara tarih bilinci edindirilmelidir ki örselenen kimlik bilinçleri gelişsin, özgüvenli nesiller küreselleşen dünya düzeninde sapasağlam ayakta kalabilsin, Türkün varlığı sonsuzluğa taşınabilsin… *Sonsöz olarak bir teşekkür, bir övgü… Kime mi ?... Elbetteki Bursa sevdalısı, Bursa gönüllüsü, yaşı altmışlara ulaşsa da Bursa için yaptığı çalışmalar için bitmez tükenmez enerjisiyle nice gençlerden daha genç Bursa kızı Sayın Ayşe YANDAYAN’a… İşte o Bursa kızıdır ki yıkılıp harabeye dönüşen, tam da izleri silinip, yok olurken BALABANBEY KALESİ için gecesini, gündüzüne katıp, çalmadık kapı bırakmayıp Kale’nin çöplükten bir anıta dönüştürülmesine öncülük eden kişidir… Ona bu öncülüğü, girişimi, çabaları için sonsuz teşekkürler; kentiyle, kentinin şanlı geçmişiyle kıvanç duyan bir Bursalı olarak benden sonsuz teşekkürler…

Diğer Haberler