Eskilerden iki kişiyi daha çok özlüyorum ve zaman zaman da anıyorum.
Kim demiş?
Nerede demiş?
Ne zaman demiş, onu bilemem ama “bir insan onu hatırlayan en son kişi öldüğü vakit gerçekten ölmüş olur” sizce de öyle değil mi?
Tam bir Bursa beyefendisiydi Mustafa Kuşdil.
Büyükşehir Belediyesi’nin heykeldeki tarihi binasının ikinci katındaki makam odasında oturur, Başkan Erdem Saker’e yardımcılık ve vekillik ederdi.
Samimiyetinden, sohbetinden emin olduğunuz insanlardan biriydi.
Hoş bir seda bıraktı giderken gök kubbede.
Hemen onunkinin alt katındaki odadaysa Semih Hısımcıl otururdu.
Semih abi de danışmanlığını yapardı Erdem Saker’in, aslında daha çok bir halkla ilişkiler görevlisi gibiydi ANAP’lıların yönettiği belediyede.
Bir sıkıntısı olup da belediyeye gelenler önce ona uğrarlar, hoş sohbeti ve tatlı diliyle Hısımcıl’ın insan sevgisinden nasiplerini aldıktan sonra kalkıp giderlerdi diğer birimlere.
Henüz sağken onu anlatan güzel bir yazı yazmıştım da her karşılaşmamızda yaşamının sonuna dek hep deyip durdu büyük bir keyifle, “sen beni ölmeden yücelttin” diye.
Bir insan yüce ruhluysa yaşarken de öyledir.
Semih abinin artık iyice yaşlandığı, partisinin iktidardan çoktan uzaklaştığı yıllardı.
Bir haber duyduk ki çok üzüldük.
Heykel’de bir belediye otobüsüne binerken kuşkusuz ki bir yanlışını görüp uyardığı bir otobüs şoförü yerinden kalkarak hırpalamış Semih abiyi.
Semih abi asla kaba bir söz kullanmaz. Her lafı “evladım’la” başlar zaten.
Nasıl kızdım sinirlendim, her halde o an orada olsam gırtlaklayıverirdim o terbiyesiz şoförü.
Şimdilerde nispeten bir parça düzeldiler ama minibüsten evrilen mavi renkli belediye halk otobüslerinin sürücüleri hala genellikle çok cahil ve kaba.
Seyahat boyunca telefonla konuşan, yolculara küfürlü laflarla hitap eden kim bilir kaçını ben de uyardım.
Ve şimdi rahmetli Semih abi gibi yaşlanmış ve belediyeye ait otobüslerde ücretsiz seyahat etme hakkı elde etmiş insanlarla binlerce engelli hemşerimizin bu hakları, yine o otobüsçülerin girişimleri sonucunda kısıtlanmış durumda bu gün!
Neymiş efendim?
Yaşlı ve engelliler otobüse çok biniyorlarmış!
Zaten sırtınızda mı taşıyorsunuz, diledikleri kadar binip gezerler, size ne kardeşim?
Yaşlı ve engelli yurttaşlara sadece belediye ulaşım araçlarında değil, aynı zamanda demiryolları ve uçaklarda da sağlanan haklar hiç kimsenin lütfuyla değil, yasalarca teminat altına alınmış durumda nitekim.
Geçen hafta Bursa’daki pek çok engelli derneği bir açıklama yaparak belediyeye ait ulaşımı düzenleyip koordine eden BURULAŞ’ın son uygulamasını kınadı ve değiştirilmesini talep etti.
Kendi kafalarına göre ücretsiz seyahat kartı verilen yaşlı ve engelli insanların bunu gün içerisinde en fazla dört kez kullanabilme sınırlaması getiren BURFAŞ’ın yöneticileri gelen tepkiler üzerine rakamı altıya çıkarmışlar ama bu durum da kifayetsiz olduğu gibi, Anayasa’da teminat altına alınan kişinin seyahat özgürlüğüne de darbe niteliğinde bir karar aynı zamanda.
Engelli insan, zaten adı üstünde “engelli” ve menziline ulaşmak için sıkıntı çeken biri.
Bir yere varmak için üç aktarmadan fazla da yapabilir.
Yaşlılarımızın ve engellilerin seyahat haklarını kısıtlayıp, sınırlamak da neyin nesi?
Bu durum derhal düzeltilmeli.
Yaşlılarımız, engelli yurttaşlarımız, dahası koskoca Bursa Büyükşehir Belediyesi üç beş özel otobüsçünün lobi faaliyetine teslim ve kurban edilmemeli.