Bursaspor’a ne lazım?

Bir “kamu yöneticisi” toplum psikolojisi nedir, bunu iyi bilecek arkadaş! Bundan seneler öncesi… Rahmetli babamı Muradiye Devlet Hastanesi’nde ameliyat ettirmişim, Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Operatör Doktor Sait Uysal sağ olsun, yine mesleğini konuşturup, olabilecek en iyi sonucu koymuş ortaya… Hastaneden bulunan tüm insanların gözleri yaşlar aka aka katlanılamaz bir şekilde yanmaya başladı birdenbire! Sonra, sloganlar, siren sesleri, haykırışlar filan derken, soluğu hemen karşıda bulunan parkta aldım aynen yüzlerce diğer insan gibi. Aşağıda kıyamet kopuyor! Altıparmak istikametinden akın eden Bursaspor taraftarları biber gazı kullanılarak panzerlerle polis tarafından resmen eziliyor! Beşiktaş’la en son İstanbul’da yapılan olaylı maç sonrası döner bıçakları ve kırık bira şişeleriyle yapılan saldırılar sonucu epeyce “gazi” veren Bursasporlular bu kez de evlerine gelen Beşiktaş taraftarlarına tepki göstermek istiyorlar. Şu an FETÖ’den tutuklu bulunan dönemin Bursa Valisi Şahabettin Harput ve İl Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya polise “saldırın” talimatı verince olaylar büyüyor ve o gün, kentin futbol tarihine kara harflerle kazınmış oluyordu. Oysa o sıra görevde Bursa’nın şimdiki İl Emniyet Müdürü Osman Ak gibi işini iyi bilen, halkın yanında ve taraftarın lisanından anlayabilen biri olsaydı eğer, olaylar bu derecede büyümez, daha ilk andan itibaren kolayca yatıştırılmış olurdu. Ne yaptı geçen ay Osman Ak? Gitti, Beşiktaş maçını Teksas tribününden, taraftarın arasında, onlarla birlikte izledi! İşte budur! Olay budur! Ne olur böyle bir durumda? Taraftarlar “Müdür’ü” içselleştirir, O’nu kendilerinden sayarlar. Yarın bu gün sıkıntılı bir durum olduğunda Osman Ak tribüne tekrar gidip, arkasını dönerek “Şşşt!..” işareti yapsa, kimse O’nu kırmaz, kıramaz; bizim geleneklerimizde büyüğe saygı vardır, yeter ki büyük, büyüklüğünü göstersin! Bursaspor’u tam iki sezondur “küme düşmemeye” oynatan Ali Ay’ı bir kere bile Bursaspor’un çilekeş taraftarları arasında, Teksas Tribününde maç izlerken görmedim şimdiye dek mesela ben! Sadece O mu? Yönetim kurulu üyeleri de öyle! Hepsi janti giyinsinler, Bakan’la birlikte aynı kareye girme yarışına girişsinler, namları yürüsün! İyi de kulüp batıyor arkadaş! O da bilinen, 120 milyon kredi borcu var derneğin, hala “üzerine bir 20 daha nereden bulsak acabanın” derdindeler? Taraftar, yöneticilerin kulaklarını sinkaflı sözlerle çınlatıyormuş… Çınlatır tabii… Ne bu rezillik ya? Hep eziklenmeye mecbur mu bu insanlar? İşte ustabaşı azarlar, evde karı kakanlar, kaavede yanıkta kaybeder, altılı ganyan elde patlar, bari stadyumda olsun yüzünün ikicik gülmeye hakkı yok mu benim taraftar kardeşimin be ya?!. Ali Ay kulübe para veriyormuş… Türk lirası mı veriyor, borç olarak döviz veriyor; sonra da alıp gidecek! Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Meclisi’ne girmiş, muhtemelen yönetime de katılacak. İbrahim Burkay’ın dünürüne filan yanaşıyordu geçmişte, iki benzinlik daha kapabilir miyiz diye, şimdi o da yok! Bir de Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu’na da kapağı atmış Ali Ay, Bursaspor’u batırdı zaten, şimdi sıra oralarda mı ki acaba? Canı sıkkın taraftarın, hem de çok sıkkın! Bursaspor’a çıkarıp cebinden para verecek adam değil, becerikli, akıllı, proje yapıp, yönetebilecek, halkın arasında gezen, elini taşın altına kulüp iyice dibe vurduktan sonra değil, şimdi sokabilecek şöyle cabbar, yürekli bir başkan lazım. Yoksa derneğe kredi veren bankanın şube müdürünü koyalım kulübün başına, Ali Ay’dan daha iyi idare etmezse dişimi kırarım vallahi!