Yazarlar

CHP’den asıl kimin atılması gerekir?

post-img
Muhafazakâr yapıda bir insan olan İnşaat Mühendisleri Odası eski başkanlarından Necati Şahin biliyorsunuz, son yerel seçimlerden önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından partiye bizzat davet edilerek Bursa Büyükşehir Belediye Başkan adayı yapıldı.   Hatırlıyorsunuz değil mi?   Evet…   Burada asıl amaçlanan şeyse Şahin vasıtasıyla merkez sağdaki seçmenden bir miktar oy koparmaktı.   Koptu da…   Necati Şahin Bursa’da bilinen, tanınan ve güven duyulan bir insandı.   CHP’nin oyu son yerel seçimde kentimizde yüzde 10’dan fazla miktarda artış gösterdi Şahin sayesinde.   Yoksa, artık deve mi yoksa kuş mu olduğu anlaşılamayan, çoktan deve kuşuna dönmüş bu partinin b.kunda boncuk yoktu seçmen için.   Anayasanın 25’inci maddesi “düşünce ve kanaat” özgürlüğünü ifade eder.   Denir ki orada:   “Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebep ve amaçla olursa olsun, kimse düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.”   Hazır yeri gelmişken bir de “ifade özgürlüğünü” garanti altına alan 26’ncı maddeye bakalım hep birlikte:   “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.”   Neymiş efendim?   Herkes özgürce istediğini düşünebilir ve bu düşüncelerini serbestçe yayabilirmiş bu ülkede.   Referandum öncesi bir açıklama yaptı Necati Şahin ve “evet” oyu vereceğini duyurdu topluma.   Vay efendim, nasıl böyle düşünebilirdi?   Hadi düşündü diyelim, nasıl böyle bir açıklama yapabilirdi?   CHP Bursa İl Başkanı Şadi Özdemir “gelmesi zaten yanlıştı, gitmesi doğru oldu” filan gibi b.ktan ve talihsiz bir açıklama yaptı daha sonra!   Şahin’in bir yere gittiği yoktu ki?   O sadece Anayasa’dan kaynaklanan haklarını kullanmıştı; “partiden istifa etmek” gibi bir niyet taşımıyordu.   Bakın, tüm sağduyulu CHP’lilerin işte tam da bu noktada akıllarını başlarına alıp iyice bir ölçüp tartmaları gerek.   CHP üyeleri ya da oy veren insanlar birer robot mudur ki, hepsi birden aynı şeyi düşünsün?   Son derece doğal olarak “evet” diyen de çıkacak, “hayır” diyen de.   Eğer “demokrasiyse” söz konusu olan, işte size düşünce ve ifade özgürlüğü.   Sonra…   Daha sonra yine b.ktan ve son derece talihsiz bir açıklama daha yaptı Şadi Özdemir.   Necati Şahin’i bu açıklamasından ötürü disiplin kuruluna verecekler ve partiden attıracaklardı.   Partili olmak ayrı şey, partiyi kutsallaştırmaksızın mevcut yönetim ve yöneticileri eleştirmek ayrı şey.   Bu da bir hak ve görev aynı zamanda.   Yazarınız da CHP üyesi/üyesiydi.   “Örgütten Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl’ün sahibi olduğu şirketin Melih Gökçek’ten işler aldığını, Ankara giriş-çıkışlarına yapılan kapıların bu şirkete verildiğini, Melih Gökçek’in öpmeyeceği eşeğin önüne ot koymayacağını, dahası, Kemal Kılıçdaroğlu’nun “kaçak saray” diye tanımladığı külliyenin de kapılarının aynı şirket tarafından yapıldığını, bu durumda CHP’nin ikinci adamı sayılan Tekin Bingöl’ün doğru dürüst muhalefet yapamayacağını” yazdığı için yukarısının talimatıyla Bursa İl Yönetim Kurulu tarafından İl Disiplin Kuruluna verildi ve partiden atıldı!   Bu karara itirazım Yüksek Disiplin Kurulu’nun önünde bekliyor.   Parti yöneticilerini eleştirenleri ve düşüncelerini açıklayanları partiden hemen at öyle mi?!.   Ne demokrasisi, ne Cumhuriyeti?   Başka hiçbir yerde aramayın, işte bunun adı tam olarak “faşizmdir” beyler bayanlar, ne diyorsunuz siz?!.   Ayrıca içeriğinde çok ciddi ölçüde erdem ve ahlak noksanlığı da vardır!   Adamı alacaksın, onun sayesinde daha çok oy almak için aday yapıp kullanacaksın, sonra da “gelmesi yanlıştı, gitmesi doğru oldu” diye açıklama yapacaksın…   Bir yere gitmeyince de disipline verip, partiden atacaksın öyle mi?!.   Dincinin de solcunun da yobazını hiç sevmem, aynı havayı teneffüs etmek bile zor gelir, derhal uzaklaşırım bulundukları yerlerden.   Şimdi, “yobaz” değilseniz eğer, saksıyı biraz çalıştırıp düşünün:   Partiye on binlerce oy kazandıran, verilen her görevi layıkıyla yerine getiren, çağrıldığı her yere giden, hatta hasetlik ve fesatlıktan ötürü pek çok yere de davet edilmeyen, parti üyesi olmasına karşın neticede samimiyetle fikrini açıklayan Necati Şahin mi suçludur ve partiden atılması gerekir?   Yoksa, tüm ömrü Atatürk’e sövüp onu yermekle geçmiş Mehmet Bekaroğlu gibi bir adamı partiye alıp önce milletvekili, sonra da genel başkan yardımcısı yapan, Mustafa Kemal’in kemiklerini sızım sızım sızlatan başarısız, çapsız, yüzsüz Kemal Kılıçdaroğlu ve etrafındakiler mi?   Evet, yanıt bekliyorum?

Diğer Haberler