Önceleri Kemal ATATÜRK’ün yanında yer alan, daha sonra Amerikan mandacılığını savunan Halide Edip Adıvar’ın “Türkün Ateşle İmtihanı” romanına göndermede bulunurcasına bir başlıkla başladık yazımıza…Çünkü CHP’nin eşcinsel tutkusu tüm hızıyla sürmekte, bu tutku sıklıkla gündeme getirilmekte…Üstelik söylem düzeyinde kalmamakta, eyleme de dönüşmekte Mart 2014 yerel seçimlerinde olduğu gibi listelerde eşcinsel adaylar da yer bulmakta… Bursa Osmangazi Belediye Meclis Üyeliği’ne “seçilmesi olanaksız bir sıradan olsa da” Öykü Özen EVREN’in aday gösterilmesi gibi…Bu arada onun başına gelenler ve ülkeden ayrılmak zorunda kalışı; eşcinsellerin haklarına bu denli sahip çıkan CHP’lilerin ne kadar umurunda oldu, bunu da merak etmekteyim… Neydi bu böyle; CHP’nin benliğine düşen eşcinsellere yönelik ilgi, sevgi, tutku ?... Tiki kızları mı örnek aldı CHP; ille de bir eşcinsel arkadaşım olsun, daha havalı olurum özentisiyle ?... Ekonomik yaşamda sosyal güvenceden yoksun, tarladaki “ücretsiz aile işçisi” olmaktan öteye gidemeyen kadını, siyasette de “ücretsiz parti işçisi” ki bir yerlere aday gösterilmemiş, gösterilse de seçilemeyecek sıralara konmuş siyasal partili kadın konumundan; aktif siyasete sok(a)mayan, kadınların üstüne basarak, emeklerini çalarak yerel ve genel yönetimlere katılan aslan sosyal demokratlar…Kadınların haklarını çiğnemekten geri durdular, onları siyasal ve de toplumsal haklar bağlamında gönence kavuşturdular da sıra eşcinsellerin haklarını savunmaya mı geldi ki 2013’den beri onlara yöneldi tüm ilgileri ?... Pop kültürün (popo kültürün) sanatçı geçinen showman ve showwoman örneklerine özgü; çokça showbusiness bir davranış bu girişim kanımca ve belki de tribünlere oynamanın en kurnazca bir yolu; III.Haklar (ki eşcinsel haklarını da kapsayan, küreselleşme olgusuyla birlikte Batı’nın etkisiyle tartışmaya açılan ve yayılan haklar) bağlamında çağdaşlık maskesiyle soslanmış, süslenmiş bir kurnazlık örneği sergilemek… Kim bilir; YENİ önadlı CHP’nin “yenilik” algısı bu mudur acaba?... Belki de bazen türbanlıya, bazen kara çarşaflıya kapılarını açan CHP’den; bir başka oy kaybettirme biçimi miydi eşcinsel adayları öne çıkarma girişimi, kim bilir ?... Ve ATATÜRK’ün Partisi savıyla siyasal yaşamda yer alan ve bizleri bu savla hala aldatmaya çalışarak var olma savaşımı veren CHP; (üstelik de Devrim düşmanlarınca Atatürk’e yakıştırılan, yapıştırılmak istenen “eşcinsel” yaftasını; eşcinsellere bu denli ilgi göstererek, sanki perçinlemek istercesine) hem partiye hem de partinin kuruluş felsefesine (Türk Yurttaşlar Yasası’na uygun olarak; cinsiyet ayrımcılığı yapılmaması anlamında) zarar vermektedir. CHP’nin; cinsel kimlikleriyle toplumsal yaşamda var olma kavgası verenlerle, yalnızca eşcinsel haklarının peşinde koşanlarla ne işi olur ?... Kadınlar; cinsel kimlikleriyle toplumda var olmak isterlerse yafta hazırdır: Sürtük, yosma, aşifte… Kadınlar; sosyal ve siyasal hakları için savaşım verdiğindeyse yanıt yine hazırdır: Kadın hakları değil, önce insan hakları… Eşcinsel kimlikli, eşcinsel hakları peşinde koşanlaraysa; açılmış CHP’li egemenlerce kucaklar…Ne diyelim ?... CHP; eşcinsellerin partisiymiş diyelim… Yeni CHP; sanki yerel ya da genel seçimlerde başarıyı amaçlamak, hedeflemek yerine, ATATÜRK’ün Partisi’ne “En çok zararı kim verebilir ?... Nasıl ve hangi yollarla, yöntemlerle verebilir ?...” yarışmasına katılmışsa, biz sıradan yurtseverlerin söyleyecek ne sözü olabilir ve elbette ki verilecek ne de oyu…Ki bizler sıradan ve sıradaki ölümlüler; usanmadan Atatürk İlke ve Devrimleri’nin peşinde koşanlar… İlk önce Şubat 2013’de Binnaz TOPRAK’la dışa vurulan CHP’nin eşcinsel aşkı; 2014 yerel seçimlerinde daha bir coştu, eşcinsellerin aday gösterilmesiyle…Ve en son 22 Ağustos 2014 günü bir kez daha düştü gündeme; yaklaşan Kurultay nedeniyle, KILIÇDAROĞLU’nun listesinden PM adayı olması beklenen Melda ONUR diliyle… Melda ONUR; 10 sayfalık bir Kurultay Manifestosu hazırlamış ve “Gezi Ruhu’nu görmek istediği PM’ye kesinlikle LGBT üyesi alınmalı diyormuş, daha açık bir deyişle “eşcinsel” üye… (Sanki geçmişte CHP bünyesinde hiç eşcinsel milletvekili olmamış gibi; neyse vermeyelim ölüp, gitmişlerin adını) Eşcinseller bir yana; GEZİ RUHU denince ansızın usuma düşenlere gelince sıra…Yazayım sıra, sıra…Öncelikle Fethullah Efendi (ve Cemaat), ardında Cemaat aşkıyla yanan, dergahlara bulaşan CHP ve daha da ötesinde sinsice planlarıyla pusuda bekleyen ABD… Sanki zincirleme trafik kazası gibiler… GEZİ RUHU gelince gündeme; “Ey ruh; geldinse 3 kere vur değil…Aman gelme; olduğun yerde dur !...” diyesim var… Son söz olarak: 1)Eşcinsellerin; III.Cins sayılmaları girişimi çerçevesinde bir kontenjan tartışması açılması gerektiğine ilişkin bir başka sorun olduğu kanısındayım… 2)CEMAAT HALT PARTİSİ, affola, CUMHURİYET HALK PARTİSİ’nin Okyanus ötesindeki bir zat-ı muhtereme kayan yüreği bağlamında, bir de “dergah meftunu” CHP’lilerin incelenmesi kanısındayım, özellikle Hüsamettin ÖZKAN-ECEVİT ilişkileri bağlamında rahmetli DSP’yi anımsadıkça… Bugünlük bu kadar olsun; onlar da kalsın başka yazılara…