Yazarlar

Derin olan kuyu değil, kısa olan iptir!

post-img
Fadime Bözelek’i tanır mısınız? Nereden tanıyacaksınız ki? Ama benim aklımdan hiç çıkmıyor. Özellikle sabah kahvaltılarının ardından kahvemi içmek için mutfaktaki mini berjer koltuğuma oturup da ovaya doğru baktığımda aklıma sürekli Fadime Bözelek geliyor. Ovaakça Köyü’nde (Bundan 20 yıl önce Ovaakça, Bursa’nın mahallesi değil, bir köydü.) yaşayan çarşaflı bir kadındı Fadime Bözelek. Fadime’nin kara çarşafı şimdikilerle karıştırılmasın, köy usulü bir örtünmeydi o, yani başını yemenisiyle sarar, omuzundaki çarşafı da onun üzerine doğru attırıverirdi Bözelek. Neredeyse her gün Olay Televizyonu’na çıkarırdım onu. Hepimiz çevreciydik; hepimiz inadına o sıra Bursa’ya yapılan doğalgaz elektrik santraline karşıydık. Cahillik dönemimizdi o sıralar! Eğer kentimize doğalgaz çevrim santrali yapılırsa Bursa ovasının sıcaklığı 1-2 derece artacaktı. İşte o zaman da Ovaakça’da yetişen o canım kara incir üretimi olumsuz yönde etkilenecek, ova köylüsü de bundan zarar edecekti. Birileri Fadime Bözelek’in kulağına bunu fısıldamıştı. Ovaakça’ya doğalgaz santrali yapılmasın, bizim köyün incirleri zarar görmesin diye her gün eylem yapıyordu köyünde komşularıyla birlikte Fadime Bözelek. Ben de onu her gün televizyona çıkarıp bağırttırıyordum! Konuş Fadime Bözelek. Aslan Fadime Bözelek. Çevreci Fadime Bözelek. Fadime Bözelek ve benim gibi çevrecilerin çıkardıkları gürültüye rağmen o santral yapıldı oraya. Cahillik dönemimizdi o sıralar. Başta, o kalın beton kuleleri bile santralin bacası sanıyorduk! Oysa baca değil, ısınan suyu soğutma kulesiydi onlar. Gerçek bacaları görsek, kazanlarında yakılan doğalgazın bırakın Bursa ovasını, santralin kendi suyunu bile anca ısıtabileceğini anlayacaktık ama dediğim gibi cahildik, zır cahildik o zaman. Cahilin en büyük özelliğidir bildiğini doğru sanıp bağırmak ve dahi başkalarını da bağırttırmak! Daha sonraları Bursa ovası ısındı, bu doğru; ama santral yüzünden değil. “Nereden biliyorsun” diyeceksiniz? Milletin sandığının aksine, Ovaakça Doğalgaz Çevrim Santrali her zaman çalıştırılmıyor da onun için! Doğalgaz fiyatlarının yüksekliğinden dolayı sadece elektrik açığı olduğu zaman devreye sokuluyor. Yedek bir sistem yani. Olmalı mı? Elbette olmalı. Yaşamı elektrik kesintileriyle geçmiş bizim nesil ispirto ocağını, gazlı ya da tüplü aydınlatıcıları iyi bilir, elinde mumla çok gitmiştir buz gibi havalarda helaya. Bursa ovasının ortam ısısı arttı artmasına ama santral yüzünden değil, kentin büyümesinden, sayıları artan sanayi bölgelerinden, binaların çoğalmasından ötürü arttı. Ovanın siyah inciriyse yok olmak yerine daha da bir güzelleşip ballandı bundan dolayı! Eğriye eğri, doğruya doğru daha cahildik işte o zamanlarda da! Ne yapıyor, ne düşünüyordur Fadime Bözelek şimdilerde acaba? Çağdaş insan olmanın ön koşuludur çevrecilik ama akılcı, bilinçli olmak kaydıyla. Çevre örgütleri bizim gibi ülkelerde duruma göre ya dışarıdan kışkırtılıp beslenirler ya da içerideki çıkar odaklarından. Çevreyi kirletiyor diye bir fabrikaya dava açıp, sonra da oradan avantayı kaptıktan sonra bundan vazgeçen çevre örgütü başkanları çoktur ülkemizde. Ya da örneğin doğalgaz santrali üreten firmalar ihaleyi alamayınca rakipleri aleyhine tutuşturdukları  sözde çevrecilik ateşiyle taş koymaya çalışırlar birbirlerinin tekerlerine. Bizim gibi ahmaklar da balıklama atlarlar tabii bu işe! Boğaza köprü yapılıyor, adam bağırıyor “ağaç kesiliyor” diye! Kesilecek kardeşim, kamu yararı varsa ağaç da kesilecek, dağ da delinecek. Oysa gerçek çevrecinin şöyle bağırması lazım: “Kesilen ağaçların yerine yenisi niye dikilmiyor!..” Üyelerinin tümünün saf, temiz ve iyi niyetli olduğunu biliyorum. Siyasetin muhalefet etmekte yetersiz kaldığı bu günlerde çok da önemsiyorum onları. Bursa’da Doğader diye bir çevre örgütü var. Fakat yöneticilerinin gençliklerinden kaynaklansa gerek, meselelere bazen yanlış taraftan bakıp, haklıyken haksız konuma düşebiliyorlar. Örneğin onlar da çok bağırdı “ağaç kesiliyor” diye Uludağ’a yeni teleferik hattı yapılırken. Eylem, gösteri yapmak güzeldir, insana keyifli, ateşli duygular yaşatır, güzeldir ama ben Doğader’i yönetenlerin şimdiye dek “orada kesilen ağaçları yerine niye yenleri dikilmedi” diye sorduklarını, bunun için gösteri yaptıklarını hiç işitmedim? Yoksa yaptılar da ben mi duymadım? Eskiden sadece Sarıalan’a kadar ulaşabilen Bursa’nın simgesi teleferik Büyükşehir Belediyesi tarafından yap-işlet-devret yöntemiyle özel bir şirkete verildi ve 30 milyon liralık harcamayla sıfırdan yapılarak, hattı da oteller bölgesine kadar çift taraflı uzatıldı. Kentimiz için çok önemli bir girişimdi bu, yenilenen sistem Bursa’nın gururu oldu. Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’nin kente kattığı değerlerden biriydi yeni teleferik; 4 buçuk kilometrelik yeni güzergahı da 9 kilometreye çıkarılmıştı üstelik. Zorunlu olarak ağaç kesmeden yapılabilir miydi? Yapılamazdı. Yapılması kötü mü oldu? Hayır, tam tersine, çok da iyi oldu. Gidiş-dönüş bir kişinin ücreti 30 liraydı teleferikte. Geçen gün de Büyükşehir Belediye Meclisi’nin onayıyla 35 liraya çıkarıldı. Peki bu rakam çok mu? Bana sorarsanız hiç de çok değil. Toplam 9 kilometrelik mesafeyi taksiyle gidip gelin, bu gün 50’yle, 60 lira arasında para ödersiniz. Buna itiraz edenler örneğin, İsviçre gibi ülkelerde aynı mesafeler için 50’yle, 75 Euro arasında para ödendiğini bilmeyenlerdir. Yapılan zamma itiraz edip muhalefet yapacaklar ya? Doğader’li genç kardeşlerimiz Tiflis, Denizli, Ordu-Boztepe ve Piyer Loti’deki teleferik fiyatlarını örnek göstererek, Bursa’dakinden astronomik ücret alındığını ispat ve iddia etmeye kalkmışlar.     Gürcistan ve Denizli’dekine binmedim ama Piyer Loti’yle, Ordu’da Boztepe’ye çıkana bindim. Sanırım bu fotoğrafı hazırlayan arkadaşlar da yenisi yapıldıktan sonra hiç Bursa teleferiğine binmeden yapmışlar eleştirlerilerini. Ordu’daki teleferik, Bursa’dakinin daha ilk tepesi kadar bile çıkarmıyor insanları! Belli ki Piyer Loti’ye de hiç gitmemiş bu kardeşlerimiz; Altıparmak Caddesi’nin bir ucuyla diğer ucu arasındaki mesafe kadar bile hat yok orada da! Böyle muhalefet, yanlış argüman kullanarak böyle eleştiri yapılmaz. Boşa düşersiniz, güvenirliğiniz kalmaz sonra. Zenginlerin elektrikçisi, CHP Bursa Büyükşehir Belediye Meclisi Grup Sözcüsü Erdal Aktuğ da eleştirmiş geçen gün teleferik zammını. “Derin olan kuyu değil, kısa olan iptir” Erdalcığım! Pahalı olan teleferik ücreti değil, az olan halkın milli geliridir. Sen orada boş beleş “belediye niye zam yaptı” diye konuşup duracağına, “halkımız teleferiğe rahat rahat binebileceği gelir durumuna niye ulaşamıyor”, asıl onu sorgula? Otur Erdal, yine sıfır!             Aktuğ, İznik'in Tacir köyündeki su sıkıntısını dile getirirken, burada su kesintisi dolayısıyla bir kadının yangında kurtarılamadığını öne sürdü. Aktuğ, İznik Gölü'nde yolcu taşıması için götürülen Akşemsettin Gemisi'nin çalışmadığını, bunun akıbetinin ne olduğunu, ayrıca Teleferik'teki zamların 8 yıl öncesine göre 6 kat fazla olduğunu bunun geri alınması gerektiğini dile getirdi.      

Diğer Haberler