Tüm masallar ELMAlıdır; Pamuk Prenses’in büyülü ELMAsı Anadolu masallarının Gökten yere düşen üç ELMAsı Bir de Adem’i Cennet’den kovdurtan Havva’nın ELMAsı… Amma, ille de sonuncusu Binlerce yıldır, kadınların sancısı Obur Adem ELMAyı yiyince Havva çekmiş bunca yıldır tasayı Tanrı neden yazmış bu yasayı ?… Tutkular yenik düşdüğünde alışkanlıklara Rastlanılır binlerce yıldır bu sayrılıklara Her dem sorgular kadına yönelik Havva’yla başlayan bu ilk ELMAlar kurtlanıp, ağaçlar kurusa da sürecek Adem’i bir kez Cennet’den Havva kızlarını her dem yaşamdan Kovdurtan ELMAyı Kimbilir daha kaç nesil yiyecek ?…
Elmaları yerken de başına kim bilir daha neler gelecek?…
Yaşam; iki nokta arasındaki uzam…Bekleme hiç yukarıdakinden sana yapacak diye zam… Ve gökten zembille daha kaç kitap inse de kadınların çıkarına değişmeyecek nizam, intizam ne yazık ki…
İslamiyet’den önce kızları diri, diri gömerlermiş toprağa… Değer verilmezmiş kadına, kıza… Putlara taparlarmış… Her türlü haksızlık, adaletsizlik, gasp, soygun kol gezermiş toplumda ve ayırt edilmeksizin kız, erkek; tecavüz edilirmiş çocuklara… Cahiliyye Devri diye tanımlanan dönemde Arap topraklarında böyleymiş manzara… İslamiyet’le birlikte gelmiş dirlik, düzen, nizam, intizam… Gerçekten de gelmiş mi acaba ?… El hak İslamiyet’in aydınlattığı ileri sürülen topraklarda; kızlar diri, diri gömülmüyor toprağa iki gözüm önüme aksın ki…Önce bıçaklanıyor en az yedi yerinden ya da ölümüne kurşunlanıyor…İntihara zorlanıp iple de asılan var, derin sularda boğulan da…Velhasıl diri, diri gömülen yok İslamiyet sonrasında; kesinlikle cansız bedenler gömülüyor toprağa… İslamiyet öncesinde kuşkusuz değer verilmezmiş kadına, İslamiyet’den sonraysa değeri, ederi çok paha; bu nedenle saklanmakta kafes ardında, kilit altında, üstelik de başlık karşılığı alınır, satılır bir meta evlilik pazarında… İslamiyet’den önce putlara taparlarmış; insan eliyle taştan oyulmuş putlara…İslamiyet’den sonrasında; putlar, taşlar boş inanç, hurafe, safsata… Artık tapılan değer; dolar, avro bazında cash para… İslamiyet’den öncesinde her türlü haksızlık, adaletsizlik, gasp, soygun; haramiler, çeteler, eşkiyalar aracılığıyla yapılırmış… Fazla söze gerek yok…İslamiyet’den sonra; adalet mülkün, mülk Allah’ın, para softanın…
İslamiyet’den önce ayırt edilmeksizin kız, erkek; tecavüz edilirmiş çocuklara…İslamiyet’den sonra hiç olabilir mi böyle bir vaka ?… 9 yaşındaki kızın dinen en doğal hakkıdır kocaya gitmek; cinsel yaşamın icaplarını yerine getirmek…Ayşe anamız gibi 9 yaşında gelin olmak…Ne demek tecavüz ?…Haşa !… Dinimizin emirlerine uymayanlara kızgın maşa !… Hele ki oğlan çocuklara tecavüz; alenen kuru iftira… Henüz birkaç sene evvelinde buyurmadı mı Londra’da yaşayan bir ulema; erkek, erkeği sevebilir diye ?… Karıştırınız hatıratı, sorun Murat Bardakçı abinize; Halife efendilerin buyruğu altındaki koskoca Osmanlı topraklarında kadı efendiler en çok ne severdi ?… Geceler boyu civanlarla muhabbet, hamam sefaları ve onlarla sabahlama… Hiç olur mu mahbublarla, gılmanlarla meşkin adı tecavüz?… Tövbe istihfar getir kafir; cehenneminde yakar seni Allah, atma iftira, yoksa sen seytana mı oldun sefir ?… Ne yazık ki şehid kanlarıyla sulanmış bu topraklarda, misak-ı milli ile sınırları çizilmiş bu yurtda, Atatürk İlke ve Devrimleri’yle aydınlatılmış ulusun oluşturduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde son yıllarda genel durum böyle, böyle… Devrimler dumura uğratılmakta, tersine bir evrim geçirmekte ülke, ulus… Tüketim toplumunun moda olgusunun sürekli kendini yinelemesine; moda tekrardan ibarettir de deriz ama özellikle tarihin tekrarden, tekerrürden ibaret olduğunu, insanlık tarihi boyunca dünyalılar olarak çok iyi biliriz… Geçmişte yaşanan Cahiliyye Devri; tekrar ederken günümüzde kendini, giderek Orman Kanunu da hüküm sürmeye başlamakta toplumsal yaşamda… Bir farkla ki; kaba gücün yerini, para gücü almakta…Para da tüm değerleri satın almakta, hakları kullanma, yasalardan yararlanma; parayı elinde bulundurana bahşedilmekte…
Ters orantılı bir değişim; yükselen ilerleme, çağdaşlaşma…Ama kadın sen dur yerinde; sakın kendini aşma !…Olanaklar yalnızca erkeğe sunulmuş ve kadın insanlığından bile soyutlanıp; köle/cariye/tarlada ırgat ve metres olup kat, kat sömürülmüşOrta Asya’da eski Türkler’de kadın olmak; Han’ın yanında Hanım/Hatun olmak…Ve Türkler; Doğu’dan, Batı’ya yürüdükçe, yitirmişler pek çok özelliklerini, değerlerini…Suyun girdiği kaba göre biçimlenmesi gibi; yaşadığı coğrafyaya/coğrafyada yaşayanlara benzemeye, benzeşmeye, dönüşmeye başlamış…Oradakiler gibi giderek kadınını, aralarındaki ortaklıktan dışlamaya, ezmeye, üzmeye, sömürmeye, aşağılamaya başlamış…
İlk dört harfi aynı olmakla birlikte; R ve Z harfleriyle biten iki söz ya da kelime… TACİR ve TACİZ…İlk sözün karşılığı, anlamı; kadını metalaştırıyor… Diğeriyse; ruhsallığını/tinselliğini mevtalaştırıyor…Ve Dünya’da kadın tacirlerinin elinde; pek çok sayıda kadın ölüyor, ruhen ve bedenen…
En çok da Newyork, Londra başta olmak üzere tüm megapollerde tacizcilerin cinsel amaçlı saldırılarının ardından kadınlar yaşamını yitiriyor…
İtalya gibi kendini uygar, çağdaş sayan/sanan bir Avrupa ülkesinde bile kadın cinayetleri artıyor…Neler oluyor günümüzün erkeklerine ?…Tersine evrim mi geçiriyorlar ?…
Ortaçağ’da iklim değişikliği, bir başka deyişle havaların soğuk gitmesinin nedenini bile kadınlardan bilen, daha doğrusu CADILAR’dan bilenerkeklerin onları yakması gibi, yoksa günümüzün erkeklerinin de tekamülü/gelişimi /zihniyeti/düşüncesi mi geriledi de BURN WITCH dercesine kadınlara saldırıyorlar; yaşadıkları olumsuzluklar, buhranlar, sıkıntılar karşısında…Neler oluyor böyle sizlere sayın baylar ?…
Din işleri, devlet işleri; bir diğerinden ayrı durmak şöyle dursun, birbirine geçirdi iyicesine dişleri, sanki pitbul köpeğinin çenesi,bir türlü açılmıyor…
Allah ile kul arasında kalmaktan sıkılan DİN; kayıverdi kamusal alana, bulaştı din tüccarlarının dilinde her türlü yalana…
Siyasette, ticarette, (b)ilimde; hamil-i kart yerine, “hamil-i tarikat yakinimdir” dönemi…Devlete, millete hayırlı olsun…