Bugün oturup; pazarlık yapacaklardı...Hangi konuda denirse?... Elbette ki 4 adet "paraya"bakan zatı-ı muhteremin; "kirini arıtmaya gerek var mı, varsa hangi deterjanla konuyu aklar, paklar, haklarız, en zararsız bir şekilde konuyu nasıl hasır altı yaparız?" konusunda kafa yoracaklardı...
Eee, düşmez kalkmaz bir Allah...Bugün sizeyse, yarın bize...Ne olur, ne olmaz?...
Kaderde varsa; bize de nasip olur bir "yüce divan"...
Bir zamanlar nasıl da aklanmıştı Bayındırlık Bakanı MHP'li koskocaman kurt Koray Aydın???...
İşte maziye bakıp da nasıl da endişeliydik o günlerde diye düşünen muhalifler ne demişlerdir acaba?...
Örneğin, mesela (yeni Osmanlıca'yı herkes böyle kullanıyor da; ben de kullanmış oldum) demişlerdir ki:
-Takmayın kafanızı; yaparız size bir kıyak da...Yeter ki çaktırmayalım seçmenimize; sonra atmasınlar bize sandık başında dayak...
4 "paraya"bakan konusu işgal edince gündemi... Ben de karıştırıverdim güncemi...Nasıl da buldum SHP-DYP koalisyon döneminde borsa değil, BURSA piyasasında yaşananları...Ne yapayım; usuma düşünce, dilime de düşüyor işte susturamadım şu dilbaz muhabbet kuşumu...
Bugün namus borsasında tavan yapanların...4"paraya" bakanın kaderinde; "yüce divan" var mı, yok mu diye fallarına bakanların, özellikle de ha CHP, o günlerdeki adıyla ha SHP döneminde yaşananların içinden bir kuplecik şakıyayım okurlarıma istedim...Hey gidi günler hey cıvıltıları eşliğinde...
Şöyle bir dönelim takvim-i tarih sahnesinde birazcık gerilere...
*Bayındırlık Bakanlığı’na bağlı İller Bankası adlı kuruluşun, 90’lı yıllardaki müdürlerinden Funda CİVELEK (ki gece kulüplerindeki uvertür kızların adıyla benzerliğine aldanmayınız, zat-ı muhterem erkektir), SİMGE inşaat patronu Nezir’le (ki kendisi de zamanında PTT’nin memurcuklarındandı ve Tanrı “yürü ya da yürüt ya kulum” demiş olmalı ki ona, neredeyse son 15 yıldır ( ki 90'lı yıllar boyunca) tek yetkili Bursa’nın inşaat şantiyesine dönüşmesi anlamında) bir takım fırıldaklar çevirmekteydi “ihaleler bağlamında” ve de İşbankası’nın o yıllardaki Halil adlı müdürüyle de… Adı geçen bankaya yatırılan paralar aracılığıyla bir takım kar payları/yüzdeler anlamında ortak çalışmaları vardı CİVELEK Funda ile çapkın müdür Halil’in “günahları boyunlarına”… Amma ve lakin ERDAL Selma adlı bir kadın karıştırdı ortalığı HACIÖMEROĞLU Fikret adlı inşaat mühendisi iş arkadaşının yardımıyla ve de düşürdü yazıya (bugünlerde KURTLAR VADİSİ dizisinde adı Cavit AKARSU diye geçen Bursalı bir media patronunun gazetesinde tam da DYP-SHP koalisyonu döneminde)… “SOL GÖSTERİP, SAĞ VURANLAR… HALKIN CEBİNE SALDIRANLAR” izleği ve de “Türkiye’nin Bir Özeti: BURSA” başlığı altında yazıya düşünce ayrıntılar, kuşkusuz yazılar kesildi Müdür Funda CİVELEK ve de yardımcısı/yalakası Fevkani KAYA şikayeti/yakınması sonucu solcu geçinen Erol BİLENSER eliyle…
Ve ardından “sen memursun, nasıl yazı yazıp da para kazanırsın gazetelerden ?” diye bahanelerle süründü yıllarca memurcuk ERDAL Selma İDARİ YARGI’nın önünde… Ve o dönemde SHP’li Bayındırlık Bakanı (İmar İskan Bakanı diye tanımlanırdı o günlerde bu mevkii) Onur KUMBARACI’nın danışmanı geldi Bursa’ya, ERDAL Selma’yı tehdit edip, susturmaya; “ya kes bu yazıları, karıştırma ortalığı ya da süreriz seni Bursa dışına”…
Bu toz duman ortamında İşbankası’nın sorumluluk hissiyatındaki yönetimi saldı sorgucularını/müfettişlerini Bursa’ya, öğrenince CİVELEK Funda eşliğinde çevrilen “ticari içerikli” dönen fırıldakları çektiler Müdür Halil’i kızağa… Ve dediler ki;
- Sen haklısın kamu yararını düşünmekle ve bu kaygılarınla dönenleri yazılarına düşürmekle… Biz olsak tutmayız bir an bile CİVELEK Funda’yı…Ama sizin yönetim tam bir kabadayı… Geçer akçe kamuda böyleleri… Tanrı korusun sen gibi “ki kadın da olsan” babayiğitleri… Gerekirse bizden bir yardım; esirgemeyiz senden… Kurtulmamıza katkın oldu kurumuzun aracı olarak kullanılması düşünülen böylesi yavşaklıkdan…
Kuşkusuz kamuda işler; çok başka türlü işler… Kovuşturulması gerekirken CİVELEK’in cilveleri, kızağa sürüldü memurcuk ERDAL Selma… Refah partisi gelinceye değin iktidara CİVELEK Funda ve taifesi sürdü sefa… Makam aracıyla gitti köpeği veterinere aşıya… Ve de en az Müdür CİVELEK Funda kadar müdür eşi gün geldi kuaföre, prensesi, kızı da bırakıldı makam aracıyla okula… İşte bu hengame, bu kargaşa ortamında geçmişte MHP’li bildiğimiz ÜSTÜNEL Mehmet Ali adlı bir inşaat mühendisi “sözde” arkadaş, ERDAL Selma’nın yazılarını dosyaladı koydu REFAH’ın önüne, sürdü refahı, gönenci; oturunca bölge müdür yardımcılığı koltuğuna… Kıyak yaptı kendine, kıyak yapmayı düşünmedi bile bu yolsuzlukları ortaya döken kadına, sürünürken İDARİ YARGI’da…
Ve bugünkü iktidar işte böylesi adamların varlığıyla; var...
Ve AKBABALAR onlara ne kadar da minnettar; "BİZLERİ, SİZLER VAR ETTİNİZ" derken, onların sayesinde nasıl da oldular bahtiyar...
Hey gidi günler hey...Hala taptaze canlıdır o anılar bende be hey...
Bellek, bellek...Belge, belge...Yok henüz onları "delete" edecek silgi de ...
Bu siyasiler birbirine HIRSIZ dedikçe; tencereler ve dipleri konusunda atasözleri düşmekte usuma...
Az sabır diyorum şu geveze gönül kuşuma; bunca bildiklerin, bunca yaşadıkların sende saklı kalmayacak, az kaldı, az kaldı düşeceksiniz kitap sayfalarına...