*DÜN: SALMAN VE ÖTEKİLER…6 Nisan 2002…
Ulusal kanallardan; Show Tv, TGRT haber ve diğerleri…Günlerden 5 Nisan 2002… Televizyon yansılarında bir İLYAS SALMAN görüntüleri; gözyaşları içinde , yerlere oturmuş VİZE dileniyor…
Nasıl olur da; Fransız Bayan’ın ülkesi ÖTEKİ olduğunu vurabilirdi yüzüne, ülkesine giriş izni vermemekle ?... Ya şimdi bu “vize dilenciliği”ne soyunma durumu ?...
Anlaşılır gibi değildi… Onlar ki yıllarca ÖTEKİ olduklarını iş edinmemişler miydi; Türk Ulusu’ndan ÖTEKİ olduklarını ?... Şu TÜRKİYELİ halklardan biri olarak, bugün bu Fransız Bayan’ın ülkesinin konsolosluk kapısında ÖTEKİ bırakılışının ayırdına varamayıp da, FRANSIZ KALIŞI…
Üstelik o söyleşecekti; Fransa’da, Almanya’da, bir başka deyişle Türk Ulusu’ndan ÖTEKİ’liğine alkış tutanların ülkelerinde, halk için, halklar için…
Önceleri ne kolaydı her şey; onlar Türkiye’deki ÖTEKİLER olarak ne hoş karşılanıyorlardı, sırtları sıvazlanarak, ÖTEKİ olmanın ayrıcalığıyla…
Ah o güzel günler…11 Eylül bilmecesinin öncesinde kalan günler…11 Eylül’den sonra ÖTEKİ olmanın ayrıcalığı; ÖTEKİ olmanın aykırılığına…ÖTEKİ olmanın kayırmacılığı, ÖTEKİ olmanın ayırmacılığına dönüşmüştü…
Şark çıbanlı yüzüyle, ÖTEKİ olmanın duygusal ve de siyasal sömürücülüğünü yaptığını sanan adam; Fransız Bayan Mitterand’ın eteklerine tutunamıyor diye, bugün kendi ülkesinde, yakınıyor…Yıllarca ülkesinden yakınmışlığının, bugün kendisine geri dönüş biçimine bir anlam veremeden… Üstelik ÇASOD bile yanında değilmiş; ah ne yazık !...
Bu arada bir anımsatma:
Tarih bilinmelidir, geçmişten ders alıp da gelecekde aynı yanılgılara düşülmesin diye bellek hep canlı tutulmalıdır. Ne zaman yazmıştı ki Tarih; “işbirlikçiler, ayrılıkçılar; yedi düvele ülkelerinden yakınmaları nedeniyle övgüye değer bulunup, ödüllendirilmişlerdir” diye ?... Ve tüm kapılar açılsın ardına kadar onlar için; Kurtuluş Savaşı örneğinde olduğu gibi… Ulu Önderimiz’i “Sarı Saçlı eşkıya” diye yeren Amerikan, Fransız basınından; O utkuya ulaştığında gelen övgüler… Ve bu utkunun ardından değişen dengeler sonucunda, onlarla işbirliğine girişenlere verilmiş unutulup giden vaatler…
Geçmiş bir yana bugün azgelişmiş ülkelerin yetişmiş beyinlerini çalmak için tatlı diller döken Batı; “Sen iyi bir insan olsaydın, önce kendi ülkene yarardın, yarar sağlardın…Benim sözlerime, verdiğim umutlara kanmazdın” yaklaşımıyla ülkesinde ikinci sınıf bırakmıyor mu aklını çeldiklerini?... En küçük bir olumsuzlukta yabancı ve hatta ÖTEKİ diyerek dışlamıyor mu baştan çıkardığı bilim insanlarını bile?...
Ve top peşinde koşan yetenekli ayaktopçular; yabancı ülkelerin takımlarına çağrıldıklarında, yedekte bırakılıp da köreltilmiyor mu, uluslar arası karşılaşmalarda, ulusal takımımız başarısız olsun ince hesaplarıyla ?…
Dün; NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE ilkesinden ayrı tutup da kendini yıllarca ÖTEKİ olduğunu duyuranlardan şark çıbanlı yüzüyle sanat yaptığını sanan bu adama bugün Batılı; SEN ÖTEKİSİN diyerek, ülkesine giriş izni vermiyor işte…
Ve diğer ÖTEKİLER… A ünlüsünü; “ekdeniz ekşemleri” diyerek çığlık, çığlığa katledenler…Şimdi onlar da TÜRKÜ söyleme yarışına girişmişler, BEYAZ TÜRKLÜK’e soyunmuşlar bir gecede… Belki onların da ÖTEKİ dışlanmışlığı korkusuna yenik düşmüştür yürekleri, KÜRTÇE ezgilerinden geri dönüş yoluna girmişler…
Yedi düvelimizden öcalmak yerine, onlarla birlikte TC’den öcalmayı iş edinen ÖCALAN APO da; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin “emrinde” oluvermişti bir gecede, belki bugünü dünden görerek, kim bilir ?...
Biz hep buradaydık; Türk’ü, Kürt’ü, Arnavut’u, Laz’ı, Rum’u, Boşnak’ı, Çerkes’i… Üstelik de bağrımıza bastıkça herkesi; ÖTEKİ olduklarını bağırıp duranlar, bugün ÖTEKİ’likleri vuruldukça yüzlerine, acındırmak istiyorlar böyle konsolosluk kapılarında, yıllarca Türk Ulusu’nun canını, yüreğini acıttıklarını yok sayarak…
Bugün için bir açıklama:
Bu olayın yaşandığı tarihte ANAP, DSP, MHP koalisyonu iktidarda…İBO; Bursa’da Cumhuriyet Bayramı kutlamaları sırasında elinde Türk Bayrağı, konser veriyor…Ve Fransız Bayan da; Güneydoğu’da PKK’lı eşkiyasını desteklemek için onlara kol kanat geriyor, bir elebaşına da yatak seriyor aşkla…
*DÜN: BİR FİLM VE OYUNCUSU; 8 Şubat 2003…
Ulusal kanallardan Flash Tv… Bursalı ülkücü Ömer GÖKTUĞ’un kanalı…Ve bir Cumartesi gününde yayınlanan; Magazin Programı…
İLYAS SALMAN; Türkiye’de çevrilecek ilk Kürtçe filmde oynayacakmış…
Muhabir kız soruyor:
-Kürtçe mi konuşacaksınız ?...
SALMAN yanıtlıyor:
-Filmde elbetteki Türkçe konuşacağım. Çünkü ben ÖZBEÖZ TÜRKMEN ÇOCUĞUYUM…
İyi de SALMAN; neden KÜRTÇÜLÜK ?...
Bizler bunca yıldır seni KÜRTÇÜ /PKK yandaşı sandık, bir salgın mıydı ve sen de ünlü olmak için o salgına ve de saldırıya bulaştın?...
O günlerde solculuk kılıflı Kürtçülük “in”, bugünlerdeyse “out” diye mi ÖZBEÖZ TÜRKMEN ÇOCUĞU olduğunu açıkladın ?...
Bir de bugünlerde kime sorarsan RUMELİ KÖEKNLİ, suyun ötesinden…Ne de olsa Avrupa Birliği’ne girme ateşi düştü içlerine… Bir de, bize de vize gerekirse, sorun olmasın diye midir, nedir ?... ANADOLU ÇOCUĞU olduklarıyla övünenlerin, bugünlerde birdenbire kökleri RUMELİ’ye dayanır oldu… Küreselleşme masallarının olumlu/olumsuz dışsallıkları yayılırken küresel ve yerel kamusal alanlara; ÖTEKİ kimliği yakıştırılmasın, yapıştırılmasın üstlerine diye midir bu çaba ?…
Ama her şey boşuna; yedi düvel sizden kurnaz, bakıyor büyük annenizin bile geldiği yere, orijinine, soyadına…
Bugün için bir açıklama:
Bu açıklamanın yapıldığı o günlerde iktidar yine; DSP, MHP, ANAP koalisyonunda…
Evlad-ı fatihanların en sükseli günleri… APO cam kafeste…Kürtçülük derdest vaziyette…
---------------------------------------------------------------------------
*BUGÜN: TÜRKMEN’İN DRAMI…12 Eylül 2014…
Bu yazımızda; acaba neden kalemimize takıldı İlyas SALMAN ?...
Bugün sınırlarımız ötesinde de olsa; emperyalist güçlerin doyumsuz petrol içiciliği uğruna savaşlar yaşanmakta yıllardır ve belki de neredeyse bir asırdır, yüzyıldır…Bu topraklarda yaşayan halklar saldırıya uğramakta, yok edilmekte ve özellikle de Türkmenler diğerlerinden daha çok zarar görmekte, diğerlerinden daha çok kayıplara uğramakta…
Dün ezilen halklar için kavga verdiklerini sananların ağzından; bugün Türkmenler için tek bir söz çıkmamakta, onlardan yana söylemler, söylevler atılmamakta…Özellikle de ÖZBEÖZ TÜRKMEN ÇOCUĞU olanların ağızlarından…
En çok bilinenleri, tanınanları, ezilen halklardan yana oldüğü savıyla yıllardır boy gösteren ki o en başta ; İlyas SALMAN…
Ve Reha MUHTAR…
Ve de Mehmet Ali ERBİL…
Her nekadar kendisi yaşamını yitirmiş olsa da, sülalesinin de kıtlığına, kıran girmedi ya, elbetteki İhsan DOĞRAMACI’nın ailesi…
Neden bir tek söz, bir tek açıklama çıkmaz bunların ağızlarından Türkmenler için ?...
TÜRKMEN…Üç anakaraya egemen olan ve Batılı’nın bildiği, yazdığı adıyla OTTOMAN EMPIRE’ın ve Türkmen’i zorla Müslüman yapanların kondurduğu adla Osmanlı Devleti’nin kurucusu bir IRK, TÜRK IRKI, TÜRK IRKININ ASLI: TÜRKMEN…
Ve sonrasında genişledikçe devlet, saygınlığı gerileyen, yok sayılan, yok edilmeye çalışılan, yerlerde sürünen, ezilen…
Ve ezildikçe başta Celali İsyanları olmak üzere, Türkü, Türkmen’i görmezden gelen düzene başkaldıran…
Ve daha sonra iyice sesi kesilen, susan, susturulan, aşağılanan , horgörülen Türkmen… Yedi düvelin elinde parçalanan, yutulan, son lokmalık, son yudumluk derken işte bu sonu yaşamadan; Kemal ATATÜR’ün önderliğinde yeniden ayağa kalkan, dirilen ve TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ’ni kuran Türk, Türkmen…
Ne yazık ki o TÜRKMEN bugün bir kez daha yerlerde sürünmekte, ezilmekte, yok sayılmakta, yok edilmekte…Bir kez daha ve bir tane daha Kemal ATATÜRK gelmeyeceğine göre; artık tarih sahnesinden silineceğine ilişkin korkularla titreyeceğine, silkinip kendine gelmesi gereken Türk, Türkmen…
Diyorum ki sana yola çıkmalısın yeniden; TÜKLÜK BİLİNCİ İÇİN, TÜKLÜK KİMLİĞİ İÇİN…
Bu bağlamda son olarak Flash tv’ye de değinmeden olmaz; bugünlerde ne durumdadır diye ?...
Bilindiği gibi bugünlerde Ülkücü GÖKTUĞ’un televizyonu; Kürtlerin, Kürtçüler’in elinde, toplumsal kirlenme yolunda Ankara pavyonlarından naklen yayın yapmakta, konsomatrisler şarkı söylerken köçekler göbek atmakta…
Ve YARIN ne olacak derseniz ?... YARIN daha da karanlık olmasın diye, büyük bir kararlılıkla, buluşacağız bir sonraki yazımızda; TÜRKLÜK BİLİNCİ İÇİN…Dileyelim ki yarınlar çok daha aydınlık, çok daha çağdaş, çok daha saygın ola; Türk için, Türkmen için, elbetteki NE MUTLU TÜRKÜM DİYEN ulus için ve bu ulusun Devleti için …