İnanır mısınız bir-iki kişi haricinde çok uzun zamandır Bursa basınında yazan pek kimseyi okumuyorum.
Okunacak doğru dürüst bir şey bulamıyorum çünkü!
Tabii spor yazarları hariç, zaten oldum olası futbola karşı yakın ilgi duymadığım için, benim kadrajımda değil onlar.
Bir de Bursa'da yayıncılığa ayrı bir renk ve soluk getiren Life Bursa'da yazan Ertuğrul Mat gibi amatör yani, geçimini bu işten sağlamayan insanlar var ki, onları da ayrı tutuyorum çünkü, birikimleri sonucu son derece nitelikli yazılar kaleme alabiliyorlar.
Bu arada bir havadis de vereyim, Osman Gürçay ve Adnan Batır'ın yönetiminde Life Bursa'da son derecede modern cihazlar kullanılarak harika bir televizyon stüdyosu kuruldu ki, pek yakında sesli ve görüntülü olarak da hitap edebileceğiz size.
Bursaspor'un ve Bursalıların sesi, nefesi olacak Life Bursa.
Emeği geçenleri yürekten kutluyorum; bizi izlemeye devam edin anacığım!
Can Ertan, Ahmet Emin Yılmaz, Osman Gürçay, o gün yazdığı konuya göre de Alparslan Yıldız favorilerim.
Gerçi son zamanlarda ıspanak pişirmekten pek sık klavye başına geçmiyor ama Özlem Yağmur da okuduklarım arasında.
Geriye kalanların hepsi "etkisiz, gereksiz eleman" bana göre!
İlkokul Türkçesiyle yazı yazmalar, kerameti kendinden menkul racon kesmeler, "lakin, amma velakin, de, da" gibi gereksiz laflarla sayfa doldurmalar, "şöyle dedi, böyle dedi" misali ifadelerle günü kurtarmalar, bir uluslar arası ilişkiler mektebi okumadığı, hayatı boyunca dış işlerinde hiç görev yapmadığı halde "dış politika" üzerine ahkam kesmeler, ne ararsan var yerel basında!
Bir de "abiden bu gün bir 100 lira koparsak" moduyla, 50 liraya kurdukları internet sitelerinden yazan leşler var ki, insanın midesi bulanıyor bunlardan!..
Gazeteler desen, yalayıp yutmaktan dilleri şişti artık!
Bursa'da isterse 30 gazete olsun...
Aslında hepsi birer bülten!
Yıllardan beri ajanslardan aldıkları haberleri kopyalayıp yapıştırıyorlar durmadan.
Doğru dürüst muhabirleri yok.
İnsana yapılan yatırım hiç yok!
Sefalet ücretleriyle didinip duruyor gariban çalışanları, başka çareleri yok!
İnanır mısınız, haber bültenleri dışında uzun yıllardan beri televizyon da izlemiyorum.
Bir takım herifleri çıkarıyorlar ekrana, her biri her konuda uzman!
Tahammül edemiyorum artık aynı tipleri görünce!
"Yayıncılık" konusunda en büyük dostum İnternet ve sosyal medya.
Ne izleyip ne izlemeyeceğini seçebiliyorsun mesela.
Dünyanın en güzel videoları, filmleri, dizileri, belgeselleri orada önünde duruyor.
Sadece tıklaman yeterli.
Bursa Büyükşehir Belediyesi eski başkanlarından Erdem Saker'i izledim geçen gün.
Bir grup genç meslektaşı sosyal medya üzerinden evinden telefonla bağlantı kurup söyleşi yaptı.
Ne hoş!
Benim de arzum bir gün Erdem beyle hususi bir söyleşi yapmak.
Son gördüğümden bu yana hayli ihtiyarlamış Erdem Saker.
Şu an musluklarımızdan sağlıklı su akıyorsa bunun en büyük mimarı Erdem Saker'dir.
Yaklaşık 30 yıl boyunca görev yaptığı Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğü sırasında Doğancı ve Nilüfer barajlarını kuran kişi Saker'dir aslında.
Onun başkanlığı sırasında Bursa caddelerinin alt yapısı ayrı ayrı yağmur ve kanalizasyon hatları kurularak tümden yenilenmiştir.
Fatih Sultan Mehmet Bulvarı O'nun eseridir.
Odunluk bölgesinin gerçek mimarı Erdem Saker'dir.
Teoman Özalp zamanında tuvaletleri 300 klozetli olarak planlanan Otobüs Terminali'ni yeniden revize edip, tasarruf sağlayan kişidir Saker.
Kente modern bir kütüphane kuracak kadar ufku geniş bir insandır.
Bu şehre çim kayağını, tenis sporunu getirecek kadar yenilikçidir.
Üstelik de her bölümünü çeşitli şirketlere, bankalara yaptırarak, ülkemizde bulunmayan ağaçları yurt dışından sipariş edip, bu gün her yıl yüzbinlerce insanın istifade ettiği Soğanlı Botanik Parkı'nı...
Dünya standartları ölçeğinde hayvanat bahçesini bizlere kazandıran insandır.
Bursa ovasına bir hat çekip, çarpık yapılaşmanın önüne geçmiştir Saker.
Çok az şehirde bulunan "senfoni orkestrasının" müdavimi ve banisidir aynı zamanda.
Bursa metrosu üzerinden bu kentin insanlarını kazıklamaya çalışanların oyunlarını bozmuş bir kahramandır.
En büyük kusuru biraz huysuz olmasıdır!
Bir de bisiklete "Pisiklet" der!
Bursalılar, Erdem Saker'i pamuklara sarmalı.
Belediye başkanları o henüz bu dünyadan göçmeden önce sağlığında bazı cadde veya yatırımlara O'nun ismini vererek onurlandırmalı.
Yazarınız güzel yapılan, paylaşılan, hiçbir eseri, biriktirilen hiçbir anıyı unutmaz!
Aradan 20-30 yıl geçse de gördüğünüz gibi yine gündeme getirip, okurlarına aktarır.
Erdem Saker de bu memlekette hoş seda bırakan, öpülesi insanlardan birisidir.
Bu vesileyle şükran duygularıyla kendisine selamlarımı, sevgilerimi, saygılarımı iletiyorum.
Ömrü uzun olsun.