Yazarlar

Helal olsun Turgay Erdem'e!

post-img
Türkiye'nin en fazla turist getiren dolayısıyla, Hazine'ye her yıl milyarlarca lira gelir sağlayan 3 kapısı var: Ayasofya... Topkapı Sarayı... Ve Efes Antik Kenti. Bunlara son dönemde Göbekli Tepe de eklendi ancak, orası henüz daha tam anlamıyla tanıtılabilmiş değil. On binlerce yıllık medeniyetlerin beşiğidir Anadolu. Hitit'i, Asur'u, Sümer'i ve daha niceleri kadim uygarlıklar kurdular bu bereketli topraklar üzerinde. Her köşesinden ama her köşesinden tarih fışkırıyor. Bundan 5-6 sene önce Diyarbakır Arkeoloji Müzesi'ni gezmiştim... Tam 15 bin sene öncesine dayanan buluntular doluydu camekanların ardında. Türkiye'nin kutlu geleceğinde "beyaz altın" kabul edilen turizmin çok önemli bir yer tutacağını biliyorum. Bunu sadece deniz, kar, doğa tatili olarak değerlendirmeyin... Mesela termal kaplıca turizmine dönük yeterli yatırımlar yapılabilse, dünyanın tüm tekaütleri fizik tedavi için ülkemize doluşacak. Bu gün Sivas'ın, Kangal İlçesi'nde bulunan "Balıklı Çermik" tesislerinde sedef ya da çeşitli cilt hastalıklarına şifa bulabilmek için gelen insanlara her gün Japonya'dan bile uçak kaldırılıyor; bunu biliyor muydunuz? Ne yazık ki geçmişte Özel İdare'nin henüz var olduğu sıralarda birilerine imtiyaz sağlanıp, peşkeş çekilmiş orası! Ne doğru dürüst bir yatırım var ne de gelenlere ilgi! Halen uygulanan fiyatlarsa astronomik düzeyde... Cumhurbaşkanlığı Kurumu mutlaka el atmalı oraya... Yatırım yapacak, ilkel tesisi iptidai yönetim anlayışından kurtaracak birilerine teslim edilmeli Balıklı Çermik. Öte yandan Bursa'da tam 3 tane Efes Kenti yatıyor toprağın altında, hiç kimse bunun bilincinde değil! Biri, eski kale içindeki Hisar Semti... Yerin yarım metre altından bile inanılmaz güzellikte mozaikler, lahitler, sütun ve sütun başları fışkırıyor... Bunları açıp gün yüzüne kavuşturmak yerine geçmişte orada beş katlı apartmanlara ruhsat verdi Osmangazi Belediyesi! Yazık! Bir tarih ancak bu kadar hoyratça yok edilir! Bey sarayıymış! Senin "bey sarayından" önce binlerce yıllık antik bir kentin kalıntıları var o alanda! Kaldı ki, Osmanlı padişahlarının o bölgede ikamet etmediklerini daha önce yazmıştım. İkincisi: İznik... Belki de Efes'ten çok daha önemli antik bir kent. Benim bildiğim en az 30 yıldır yürütülen kazılarda iğne ucu kadar mesafe alınabilmiş değil. Yazık! Üçüncüsü: Uluabat yani Apolyont... Büyük bir kısmı göle akan alüvyonların altında kalan bu şehir de kentimizin ziynetlerinden biri. Keşfedilmeyi, gün yüzüne çıkmayı bekliyor. Köyün içerisinde bulunan Apollon Tapınağı'ndan kalma tek duvarda boğa figürleri işlidir; bu da Toroslardan gelen "Boğa Kültü'nün" orada da yaşadığına işarettir kanımca. Apollon'a gelince... Apollon, mitolojide müziğin, güzel sanatların, Güneş'in, ateşin ve şiirin tanrısı, kehanet yapan, bilici tanrıdır. Aynı zamanda kâhinlik yeteneğini diğer insanlara da transfer edebilir. Mitolojideki en önemli tanrılardan biri olan Apollon, Anadolu kökenlidir. Gümüş yayıyla oku en uzağa o atabilir ve okların tanrısıdıraynı zamanda. Tıbbı insanlara o öğretmiştir, yine hekimliğin tanrısıdır. Asla yalan söylemez; ışığın ve gerçeğin tanrısıdır. Kutsal ağacı defne, hayvanları yunus, atmaca, kuğu ve kargadır. İşte bunlar bu gün insanlığın hala peşinden koştuğu binlerce yıllık efsanelerden bir demettir sadece. Efes'teki, "Yedi Uyurlar" mağarasını her yıl yüzbinlerce kişinin ziyaret ettiğini düşünürseniz eğer, Apolyont gün yüzüne çıkarıldığında kim bilir ziyaretçi sayısı kaç olur? Yalnız ne mutlu ki, Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem bu işe el atmış ve Apolyont'un nekropol yani, defin işlemlerinin yapıldığı alanı koruma altına alıp, kazı çalışmalarına başlamış... Şimdi orada oya gibi bezeli mermer lahitler çıkacak ortaya... Uluabat'a gidenler aynı zamanda bir açık hava müzesiylekarşılaşıp, gezmeye koyulacaklar... Bu demektir ki, kentimize çok değerli bir "ziynet" daha kazandırıyor Turgay Erdem... Helal olsun Turgay Bey'e... Bir mimar olarak sahip olduğu estetik duygusu ve tarih bilincini konuşturuyor yine... Helal olsun!

Diğer Haberler