Her şeyin bir vakti vardır

Anonim hikayedir… Vaktiyle bir derviş berbere gidip, “Vur usturayı başıma berber efendi” der.   Berber dervişin saçlarını kazımaya başlar ve tam işini yarıladığında mahallenin kötü yürekli kabadayısı birden içeri girer.   Doğruca dervişin oturduğu sandalyeye yönelir ve başının kazınmış tarafına sert bir tokat atarak, “Kalk bakalım kabak, kalk da tıraşımızı olalım” diye bağırır!.. “Dövene elsiz, sövene dilsiz” olan, halktan gelen her şeyin Hak’tan geldiğine inanan derviş yerinden kalkarak dükkanın bir kenarına ilişip   sabreder. Fakat kabadayının tıraş esnasında da dili durmaz, sürekli alay eder dervişle: “Kabak aşağı, kabak yukarı.” Nihayet tıraş biter, kabadayı dükkandan çıkar. Henüz birkaç metre gitmiştir ki, kontrolden çıkan bir at arabası yokuştan aşağı hızla üzerine gelerek kabadayıyı altına alıp sürüklemeye başlar.  Kabadayı oracıkta parçalanarak feci şekilde can verir. Dehşet içerisinde kalan berber dervişe bakar ve sorar: “Bu biraz ağır olmadı mı derviş efendi?” Derviş düşünceli bir şekilde cevap verir: “Vallahi gücenmedim aslında ben ona. Hakkımı da helal etmiştim oysa. Gel gör ki, bu kabağın da bir sahibi var. Demek ki O gücenmiş olmalı!” Ne demiş Uğur Işılak şiirinde:    “Olsun be aldırma Yaradan yardır... Sanma ki zalimin ettiği kârdır... Mazlumun ahı indirir şâhı... Her şeyin bir vakti vardır.” Geçen gün yine arkadaşlarla konuşuyoruz… Yıllarca Milli Piyango’dan büyük ikramiyeyi bile kendilerine çıkarmışlar utanmazlar arlanmazlar! Yargıya, polisin içine, askeriyeye, devlete kendi adamlarını yerleştirebilmek için yürüttükleri sınav sorularıyla gencecik, pırıl pırıl insanların haklarını, geleceklerini çalmışlar! Mahallenin kabadayısı gibi racon kesmişler, “himmet” adı altında milyarlarca lira haraç toplamışlar insanlardan. Ve onlar için kıyamet bir “15 Temmuz” gecesi başladı. “Kabağın sahibi” (!) yapılanlara çok içerlemiş olmalı ki artık, atıverdi şamarı Fetö’cülere! “Olsun be aldırma Yaradan yardır... Sanma ki zalimin ettiği kârdır... Mazlumun ahı indirir şâhı... Her şeyin bir vakti vardır.” Hiçbir şey sonsuz ya da sınırsız değildir. Böyle bakmak lazım biraz meseleye. Bilmem anlatabiliyor muyum?