Bir başkanım vardı, adı Hikmet
Tek gayesi vardı, halka hizmet
Hakka boynu bükük, zalime haşin
Soyunda var mazluma hürmet, âsiye şahin
Az laf, çok iş derdi kendisi
Bursa’ydı onun tek gayesi
Hep hayalleri vardı bir de kendisi
Yeşil Bursa efsanesi
Kolay değildi bu şehirde siyaset
Fazlasıyla doluydu dalkavuklu hamaset
Anlatılan birbirinden garabet
Konuşmaktansa duruştu asalet
Gece gündüz usanmadan çalıştı
Onun tek rakibi, kendisiyle yarıştı
O hakkı ile hizmetiyle konuştu
Ender görülen harika bir kumaştı
Hak vaki oldu, ömrün sonuna geldi
Atılan o kahpece kurşun sinsice vurdu
Sadece onun değil, Bursa’nın kalbini deldi
Tüm hayalleri yerlere serdi
Biz seni unutmadık güzel başkan
Sensin ki Bursa’ya çığır açan
Sadece halkıyla var olup
Gülümseyerek hakka koşan
Yukarıdaki şiiri “Yusuf Altay” isimli bir vatandaş yazmış.
Yusuf Altay, İnegöllü.
Bursa Çölyakla Yaşam Derneği’nin de başkanı.
Hikmet Şahin görev yaptığı kısa süre içinde Bursa’da çok önemli izler bırakmış bir hizmet adamıydı.
O da İnegöllüydü.
İktidar partisinde göreve sonradan gelenler “Hikmet Şahin” adını silmeye, onu unutturmaya çalıştılar.
Fakat Şahin’in ruhu döndü, dolaştı, “o mu olacak yoksa, bu mu” derken herkes, bir beyaz güvercin gibi Ayhan Salman’ın omuzuna konarak, iktidar partisinde yeniden “İnegöllülerin”hakimiyetini sağlayıverdi!
Fakat içinde “Gürcücülük” olmayan bir değişimdi bu, bir vakitler olduğu gibi Bursa’yı, “Burtvin’e” dönüştürmeyen bir başkalaşım.
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kentimizdeki belediyeleri silip süpürmesinden kısa bir süre önceydi.
Büyükşehir için İstanbul’dan bile ithal adaylar gelmiş, ortalık aday adayı curcunasından geçilmiyordu.
Sevgili Namık’la (Göz) birlikte Yenibursa Gazetesi’ne röportaj için az sayıda aday adayını davet ettik o yıl.
Bunlardan biri de rahmetli Hikmet Şahin’di.
Hiç kimse ummuyordu İnegöl’den bir aday adayı gelsin, genel merkez onu aday yapsın, sonra da o seçim kazanılsın.
Eğer Hikmet Şahin’in dozer gibi dalarak bir anda yaptığı bat-çıklar olmasaydı Bursalılar bugün trafikten ötürü sokağa çıkamazlardı, sokağa!
Bir önceki dönem kenti idare eden beceriksiz, hampacı DSP’li yönetimin artık cenaze gömer gibi üzerini toprakla kapattığı Haşim İşcan Caddesi’nden başladı rahmetli işe, kentin doğu yönünü Arabayatağı’na dek Bursaray’la tanıştırdı.
Yakın doğu çevre yolunu bitirdi.
Tam 3 dönemdir çözülemeyen Acemler Kavşağı’nı tamamladı.
Merkezi hükümet tarafından “1” lira gibi sembolik bir rakamla Bursalılara, Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne hediye edilen ancak dönemin Belediye Başkanı Erdoğan Bilenser’in iade ettiği “Merinos alanını” geri alarak, uluslararası boyutta bir kongre ve kültür merkezi yaptı.
Hataları, zaafları yok muydu?
Hepimiz gibi vardı elbette.
En büyük hatalarından biri Yeşilşehir’deki o daireyi “Kokan’ın” üzerine yapması oldu!
Her ikisi de bir pirzola olsun, bir bonfile olsun, “et yemeği” çok seviyorlardı.
Kokan eskiden beri “beleşe” bayılıyor, hep rahmetliden otlanıyordu.
Evin balkonu genişti.
Kasaba pek güvenmezdi Hikmet Şahin, kendi etini kendi elleriyle itinayla hazırlar, mangalı yakmadan önce bonfileyi yine kendi elleriyle içeride döverdi bir güzel.
“Gelen ağır misafirlerimizi burada ağırlarız” demişti Kokan’a, “fakat millet laf eder belki, daireyi şimdilik senin üzerine yapalım!..”
Rahmetli vefat etti, Kokan evin üzerine yattı, Şahin ailesi henüz bilmiyor bu durumu!
Yukarıdaki şiiri Bursa Büyükşehir Belediyesi Eski Genel Sekreteri Hüseyin Konçak paylaşmış Facebook hesabından.
Konçak çok eski bir bürokrattır yani, eser miktarda tırsıktır!
Belli ki İnegöl’ün yani, “Hikmet Şahin ruhunun” Bursa’nın yeni İl Başkanı’yla birlikte yeniden canlandığından emin olunca ancak yayınlayabilmiş bu şiiri!
Küçük bir tüyo daha size:
İnegöl’ün dirilmesi önümüzdeki yerel seçimlerde bu ilçemizden “nur topu” gibi bir adayın daha çıkmasına neden olabilir!
Bugüne dek yaptığı çalışmalarıyla ilçesine çağ atlatan Alinur Aktaş’ın eli çok daha güçlendi şimdi.
Diğer taraftan şu “Hikmet Şahin dosyası” da hele bir açılsın artık!
Kimlerin ne hesapları vardı rahmetliyle, kimler neler umdu da neler buldu açıklansın.
Yoksa o iş de mi bana kalacak yine?
De…
Yediği hurmalar yüzünden genel merkez tarafından “istifaya” zorlanan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin her yana kestiği ücret-i vekaletler sayesinde artık iyice semirip kalkınmış Ex İl Başkanı Cemalettin Torun neler ediyor acaba?
“Parasız kalmış” diyolar.
Geçenlerde işittim, Kurban Bayramı öncesi Kayhan Caddesi’nde seyyar arabasıyla “bıçak bileyiciliği” yapmış birkaç gün.
Pideli köftecilerin şikayeti sonucu zabıtalar oradan kovalayınca az aşağıya, Kamberler’e geçmiş ardından arabasıyla koşturarak.
“Yardımcısı Asım Amil de yeniden eski mesleğine geri döndü, Lalezar Lokantası’nda garsonluğa başladı” diye duydum.
“Çeek az kuru, az pilav sırt sırta olsun!..”
Ne demişler?
Geçme Namık Kemal Köprüsü’nden, ürkütürsün vakvakları…
Nezir (Asaroğlu) ne yaptı ne etti en sonunda çam dikti bahçene, git topla kozalakları!