Yazarlar

İçtiğiniz BUSKİ suyunun içinde neler var?

post-img
Üzgünüm, kusura bakmayın, durumun vahametini net bir şekilde anlatabilmek için kelimelerim biraz ayıp da olsa en çarpıcı haliyle sizlerle paylaşmak zorundayım bu gün. Bursalıların su ihtiyacını karşılayan Nilüfer ve Doğancı barajlarının bulunduğu havzada tam 22 adet köy var. Gitmesek de gelmesek de o köyler bizim köyümüzdür. Ve bizler bu gün maalesef o köylerden birinde yaşayan Hacer teyzenin bir gün önce akşamdan yediği patlıcan musakkanın ve de komşusu İrecep dayının bundan altı saat önce iştahla götürdüğü kus kus hamurunun hazmedildikten sonra ortaya çıkan o eşsiz rahiya ve de doğal lezzetini çeşmelerimizden akan suda buluyoruz sevgili okurlar. Anlamadınız mı? Şöyle söyleyeyim size o zaman: Bok ve idrar içiriyorlar bize farkında mısınız? Evet, çeşmelerimizden sözde biyolojik olarak arıtılmış, bok ve idrarlı su akıyor şu anda hala! Milliyetçi Hareket Partili Osmangazi Belediyesi meclis üyeleri Cemil Aydın ve Doktor Mehmet Hasanoğlu yememiş içmemişler, kendilerine gelen bir ihbar üzerine yörede kapsamlı bir inceleme yapıp, yaşanan skandal dolu tablodan görüntüler almışlar. Durum tam bir facia! Aslına bakarsanız köylerden çıkan kanalizasyon sularının barajlara akmaması için bu atıkların toplandığı depolar inşa edilmiş oralara. Ve yakın zamana dek, BUSKİ’nin açtığı ihaleyi kazanan firmalar o depolar daha dolmadan gidip vidanjörle pis ve zehirli olan o suları çekerek atık sahalarına götürüp boşaltıyorlarmış. Peki sonra ne mi olmuş? Sözünü ettiğim depoların altından üstünden birileri (!) delikler açıp, borular döşeyerek havuzların dolmasının önüne geçmiş. Yani kanalizasyon atıkları depoya ulaştıkları vakit açılan deliklerden akarak kendiliklerinden içme suyumuza karışır olmuşlar! Bunu kim yapar? Daha doğrusu kimin bir menfaati olur? O suları oralardan alıp başka yere götürmek için ihaleye teklif vermiş firmaların değil mi? Peki, bu işi denetleyen, denetlemesi gereken kim? Bursa Büyük Şehir Belediyesi’ne bağlı, Bursa Su ve Kanalizasyon İşleri yani, Buski değil mi? Önceki gün Cemil Aydın ve Mehmet Hasanoğlu’nun gazetemize de getirdiği görüntülerin arasında Nilüfer Barajı’na atılmış ve üzerinde “dikkat ölüm tehlikesi” yazan ilaç kutularını da görünce kafam neredeyse tavana çarpıyordu! Bölge de meyvecilik de yapılıyor. Eğer günün birinde yanlışlıkla henüz tüketilmemiş bir zehir tenekesi atılırsa baraj havzasına, tüm Bursalıların zehirlenmemeleri işten bile değil! Buski yetkilileri vatandaşlara habire “çeşmeden akan suyu gönül rahatlığıyla için” deyip duruyorlar ama Aydın ve Hasanoğlu yine soruyor: “Madem siz niye içmiyorsunuz o zaman sevgili Buskicikler? Buski’nin koridorlarında her yerde niye su sebili dolu?” Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe sürekli sahada olan bir isim. Sürekli halkın içinde, halkla temas halinde. Vatandaş tarafından kendisine bir sorun iletildiği vakit eğer yakınan kişi haklıysa derhal gereğinin yerine getirilmesini sağlıyor. Fakat gelin görün ki belediyenin üst düzey bürokratları başşakları yayıp k.ç büyütmekten başka hiçbir iş yapamaz duruma gelmişler sevgili okurlar! Makam arabalarından iniyor, akşam olduğu vakit yine makam arabalarına binerek evlerine gidiyorlar. Oralarda mutlaka bir rotasyon şart! İşin siyasi ve idari sorumluluğunu taşımakla birlikte bir belediye başkanı her an nerede ne var ne yok bilemez ki! Şimdi Recep Altepe bu işten sorumlu genel sekreter yardımcısı, daire müdürü ya da BUSKİ bürokratları her kimlerse, kulaklarından şöyle bir tutup doğruca 3-5 tuvalet nöbetine göndermek durumundadır! Görevini yapmayan, o firmanın orada haksız kazanç elde etmesine göz yuman, dahası Bursalılara aylardan beri “boklu, sidikli, kusmuklu su” içiren herifler kimlerdir? Ha bir de mesela önceki yıllarda ihale şartnamesine 15 metreküp kapasiteli dört adet vidanjör sahibi olma zorunluluğu konurken, 2013’ten sonra sadece 10 metreküplük 1 adet vidanjör şartı getirilmiş! Buski’de sağ yanağının üstüne oturup k.ç büyüten o bürokrat artık her kimse, İrecep dayının ayak yoluna artık pek sık çıkamadığını mı tespit etti de vidanjör sayısını dörtten bire indirdi acaba? Hı? O 22 köyde yaşayan yaklaşık 7 bin insan günde sadece bir kez çıksa ayak yoluna ve katı ya da sıvı 1 litre ifrazat yapsa, içme suyumuza her gün 7 bin litre dışkı karışıyor demektir ki, afiyet şeker olsun hepinize!.. Ee bunun ihsali var, kabızı var, akarı, sökeri, kokarı var… Öğğ yani, öğğ!..      

Diğer Haberler