Yazarlar

İnegöl’deki müzeleri mutlaka gezin

post-img
Gerçi son zamanlarda sıkça kavga etmeye başladık ama yine de iyi adam bizim gazetenin yönetim kurulu başkanı Orhan Efe. Sağ olsun habire yediriyor içiriyor gezdiriyor, gerçi Özlem’in (Buğday) kedisiyle, köpeğinin aylık mama ve kuaför masrafı kadar olmasa da her ay bir miktar da para veriyor Orhan Efe. Buna da şükür deyip oturuyoruz yerimizde, napalım? Orhan Efe’nin organizasyonlarıyla gazetenin yazar çizer takımı olarak arada bir sürüler halinde gezerek ilçe ilçe dolaşıyor, bu esnada örneğin Kemalpaşa’da çorba, İnegöl’de köfte, Orhaneli’de kebap, İznik’teyse yayın şiş yiyerek beslenip gidiyoruz hamdolsun! İyice semirdik vallahi, gardırobu üçüncü kez yenilemek üzereyim sayesinde. Fakat bizi bir türlü kendi ilçesi Yenişehir’e götürmüyor hala Orhan Efe. Oysa günlerdir belediye başkanı Süleyman Yıldız’la şöyle bir kucaklaşma isteği gittikçe büyüyor içimde. Bir de AKP Yenişehir İlçe Başkanı Adnan Kamıl’ın kamıldadığını da görebilirsem mesut ve bahtiyar olacağım. Geçen gün de AKP Yıldırım İlçe Eski Başkanı Necmi Akosman’la bizi Merinos’taki Hayat Lokantası’nda ağırladı Orhan Efe. Milletvekili adayı olabilmek için ilçe başkanlığından ayrılmıştı Akosman. Onun gibi bir ömür boyu bu işin cefasını çekmiş insanları ne yazık ki milletvekili yapmıyorlar. Peki ya kimi yapıyorlar? Genellikle onun bunun adamı olmaya namzet bir takım şak şakçı  insanları elbette. Buna rağmen çok tevekkel bir insan Necmi Akosman, “Tayyip bey de haklı” diyor, “birlikte yol yürüdüğü Türkiye genelinde binlerce insan var, hangi birini yapsaydı?” Erdoğan’ın geçmişte Bursa’ya geldiğinde Akosman’ın evinde kaldığını hatırlatalım bu arada. Mesela yine onun gibi eskilerden emekli hakim Avukat Recep Acar var, şimdikilere kıyasla bin sefer milletvekili olmayı hak etmiş. Geçmişiyle, birikimiyle bin tane vekili cebinden çıkarır ama kimsenin de adamı olmaz Recep Acar, işte onun için yapmazlar. Yemyeşil çim kaplı bahçesini sarı renkli Japon fenerlerinin şenlendirdiği Hayat Lokantası’nda fiyatlar her zamanki gibi kazık olmasına rağmen yine de Bursa’da misafir ağırlanabilecek ender yerlerden orası. Rahmetli Hikmet Şahin’in görev yaptığı kısa süre içinde kentimize kazandırdığı yerlerden biri. Yan tarafımızda Kule Kafe, onun yanında sanayi müzesi, devamında Bursa’nın ziynetlerinden Merinos Parkı ve Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi var. Ne çok eleştiri almıştı rahmetli, pahalıya çıkardı diye Semih Pala’dan ama iyi ki de yaptı işte fena mı oldu? Demiryolu altında yaşayanlar orada nefes alıyorlar. Ben insanların bu vefasızlıklarını anlayamıyorum. Bir tek yerde geçmiyor “Hikmet Şahin’in adı” Bursa merkezinde, hiç bir yerde anılmıyor. O görevi de kimi AKP’lilerin kötü bellediği bizler yapıyoruz! Farkında değiller ki her siyasetçi günün birinde mutlaka “eski” olacak ve yine günün birinde bizler gibi birilerinin değerlendirmelerine muhtaç kalacak! Belleklerde, anılarda, gönüllerde yer etmiş politikacılara ne mutlu. Burgaz’dan, kentimizi bir adım öteye, İstanbul’a da bağlamıştı Hikmet Şahin. Onun bir çırpıda yaptığı bat-çıklar, köprülü kavşaklar olmasaydı bu gün Bursa trafiği felç haldeydi. Eskiden içindeki derenin leş gibi kokarak aktığı yakın batı çevre yolundaki Nilüfer Vadisi’nin yanından yeşillikler içinde geçiyoruz artık. Çok uzun yıllar boyunca hiç kimsenin el süremediği Kültürpark’ı ıslah eden, eski iktidarlar tarafından gecekondu tarzında kondurulmuş betondan o iğrenç binaları yıkarak oraya yeni bir anlam katan da Hikmet Şahin’dir, sebze ve balık hali keşmekeşini kent içinden çıkarıp çevre yolunun kıyısına taşıyan da. Hikmet Şahin’in, Bursa Milletvekilliği yapan bir yeğeni var biliyor musunuz? Hüseyin Şahin. Orhan Efe bizi yine en son toplayıp köfte ve sütlü kadayıf yedirmek üzere bir diğer İnegöllü, Belediye Başkanı Ali Nur Aktaş’ın yanına  götürünce geçen hafta kendisine sordum, “sevgili başkan Hüseyin Şahin’in performansını nasıl buluyorsunuz” diye? Hiç düşünmeden yanıtladı: “İki bakanımızın ardından en çalışkan, Bursa ve İnegöl’e en çok faydası dokunan milletvekilimizdir kendisi.” Ali Nur Aktaş’ın, Orhan’da ikram ettiği köfteler soğuktu gerçi ama kendisi her zamanki gibi sıcak, samimi, sevecen ve konukseverdi. Üç dönemdir görev yapıyor olmanın olgunluğu, feraseti, tecrübesi ve ağırlığı çökmüştü Aktaş’ın üzerine. Bursa’nın yakın siyasi geçmişinde çok büyük etkisi olmuştu İnegöl’ün, özellikle merhum Hikmet Şahin ve ekibinin kent merkezine gelmeleriyle birlikte. İleride de gerçekleşmesi muhtemeldi elbette. Pek çokları gibi bizim ekipteki arkadaşların da en büyük merakı Ali Nur Aktaş’ın önümüzdeki yerel seçimlerde Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olup olmayacağı konusuydu? Aktaş’ı değil Bursa’nın, alın bu gün İstanbul’un başına koyun, yarından itibaren mükemmel bir şekilde yönetir ve muhteşem projeler koyar ortaya. Ufku geniş, vizyon sahibi yetişmiş yöneticilerindendir kentin. O da tevekkel bir tavır sergiledi sorulara karşı. Bu işler kısmet işleriydi. Eğer kaderde varsa hiç kimse önüne geçemezdi zaten. Eski hizmetlerinin üzerine koyduğu yaşlılar huzur ve bakım evini, kent hastanesini, muhteşem büyüklükteki o otopark ve kapalı Pazar alanını, engelli gündüz bakım evini, yaklaşık 50 dönüm açık alana kuracağı kent meydanı projesini es geçiyorum, onları haberlerden de okuyabilirsiniz ama… Bu hafta sonu ailenizi yanınıza alın, Kestel’de çimento fabrikasının arkasından eski İnegöl yolunun yemyeşil, çok keyifli o parkurundan ilerleyin. Sabah kahvaltınızı Muhtar’ın Yeri’nde yapın. Sonra az ileride, Çilek Mobilya’nın sahiplerinin yaptığı Doğa Çiftliği’ne geçip, eğer dilerseniz öncesinde kahvelerinizi de yudumlayıp ata binin. Sonra sırada İnegöl var. Orada da yine Ali Nur Aktaş’ın çalışmalarıyla hayat bulan İnegöl Kent Müzesi ve Mobilya Müzesi’ni gezin. Daha önce görmemiştim, ben bayıldım. Bu kadar mı sıcak ve güzel, insanı alıp içine çekiveren bir atmosfer yaratılır arkadaş? Ve koskoca bir kent halkı elinde eskiye dair ne varsa bu kadar mı şevk ve inançla getirip müzeye verir, şaşırıp kalmamak mümkün değil doğrusu. Çalışmaları hala süren İnegöl Göç Müzesi’ni de heyecanla bekliyorum. Emlak vergilerinin yüzde 10’u eski eserlerin onarılması için bir fonda birikiyor. Ve restorasyon giderlerinin yüzde 90’ı bu fondan karşılanıyor. İlçelerimiz arasında gerek sözünü ettiğim kaynağı, gerek BEBKA desteklerini, gerekse Avrupa Birliği fonlarını en iyi şekilde kullanıp, bölgesine hizmet olarak aktarmayı başaran belediye başkanlarının en başında geliyor Ali  Nur Aktaş. Evet… Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, Toprak, Eğer uğruna ölen varsa vatandır ama… Ölenler kadar uğruna çalışanların da çok büyük katkıları vardır, toprağı vatan yapabilmek için, öyle değil mi sizce de? Benim görüşüm hala aynı, şu ana kadar değişmedi: “İnegöl’de pırlanta gibi tektaş, çalışkan başkan Ali Nur Aktaş.”  

Diğer Haberler