Yazarlar

İnsan biriktirmek

post-img
Kulakları çınlasın, İçişleri eski bakanlarımızdan Mehmet Gazioğlu’nun bir lafı vardır; “Herkes” der Gazioğlu, “siyasette günün birinde ‘eski’ olmak zorundadır.”   Gerçekten de doğru.   Cumhurbaşkanıysanız eğer, titrinizin önüne er ya da geç bir gün mutlaka ‘eski’ tanımı gelecek.   Milletvekili, belediye başkanı ya da meclis üyesiyseniz de öyle.   Sonsuza kadar ya da doğal yollardan ölene dek iktidarda kalana hiç rastlanmaz demokratik ülkelerde.   Uzun ya da kısa, göreviniz sonuçta mutlaka biter ve siz de ‘eski’ olursunuz.   Bir politikacının en büyük kârı ‘insan’ ve ‘anı’ biriktirebilmektir.   Bunu başarabilmişse eğer, aradan uzun yıllar geçse de kapısı ya da telefonu çalınır, işte böyle gazete sütunlarında da iyilikle anılır kişi.   …………..   Neydi bir zamanların ANAP’ı öyle değil mi?   Askeri cuntanın her türlü telkin ve baskısına rağmen ilk yıllarında meydanları nasıl da doldururdu merhum Turgut Özal.   Hiç unutmam, Bursa’da Fomara Meydanı’nında, şimdi Kervansaray Otel’in bulunduğu binanın balkonundan hitap etmişti millete partisini kurduktan sonra.   Yıkılmıştı ortalık.   Daha sonra rahmetli Erkal Zenger’in hazırladığı seçim otobüslerinin üzerinde gördük onu sık sık.   Fonda Sezen Aksu’nun “Hadi bakalım kolay gelsin” diye devam eden şarkısı çalınır, Özal’ın sesi gümbür gümbür neredeyse on kilometre öteden duyulurdu.   Partisinde dört siyasi eğilimi birden birleştirmeyi başarmıştı Turgut Özal.   Çok büyük ve önemli hizmetleri oldu ülkeye ANAP’ın.   Bunların yanı sıra eşi Semra Özal’ın önderliğinde kurulup şatafatlı toplantılar yapan papatyalar mı görmedi bu millet yoksa, davulcu damatlara mı tanık olmadı o dönemde…   Öncelikle “şımarıklık” eritmeye başlamıştı koca partiyi.   Sonra da gitgide bozulan ekonomik dengeler elbette.   Bir vakitler ANAP iktidardayken içerisi adam almayan Ankara’daki genel merkez binası en sonunda haraç mezat satılıp borçlar ödendi.   Önce yıllarca partiden nemalananlar terk edip gittiler ANAP’ı.   Geçmişte Mesut Yılmaz’a uçak ya da otel ayarlayıp malı götürenler, Ege’de en güzel koyları kapatanlardır sözünü ettiklerim.   ……………   Tabii bir de parti emekçileri vardı o dönemde.   İl ve ilçe yönetimlerinde görev almışlar, ANAP’tan belediye başkanı ya da meclis üyesi seçilmişlerdi.   İnsanoğlu Caretta Caretta kaplumbağaları gibi…   Çıktığı, gözünü ilk açtığı yere dönmek istiyor hep; maziyi özlüyor.   Neden?   Çünkü orada anılar, yaşanmışlıklar var; biriktirilmiş insanlar var!   Şimdi size sözünü edeceğim kişilerin hepsi artık isimlerinin başına “eski” tanımını almış durumda.   Önce Kasım ayında yaklaşık 120 kişi bir kahvaltıda bir araya geldiler eski ANAP’lılar.   Sonra oluşturdukları WhatsApp grubuyla bu sayıyı 170’e kadar çıkardılar.   Geçen akşam da yine büyük çoğunluğu bir araya gelerek Plaza 16’da hep beraber bir yemek yediler.   Mustafakemalpaşa İlçe Eski Başkanı Hüseyin Aslan, İl Eski Başkanı Behzat Çevik, Osmangazi İlçe Eski Başkanı Bener Özcan, İl Gençlik Kolları Eski Başkanı Çetin Sabırlı…   Bu arada, yıllara bak, kuş misali nasıl da gelip geçiyor, o dönemde Türkiye’nin en genç gençlik kolu başkanı olan Çetin Sabırlı’nın artık emekliliği gelmiş, hayırlı olsun!   Eczacı Mahir Soyer, Yıldırım İlçe Eski Başkanı Mehmet Çetin, Yusuf Öztürk, Harun Yalçın, Gemlik’ten Faruk Güzel, Adnan Tekin, Belediye Eski Başkanı Nurettin Avcı, Nilüfer Eski Başkanı Faruk Baykal, dönemin ilçe başkanı Ali Karamık, Orhaneli İlçe Başkanı Cemil Esen, Keles İlçe Başkanı Ekrem Yağcı, İnegöl’den Alaattin Seymen, Kestel’den Osman Karkar, Gürsu’dan Maksut Kaya, Trilye Eski Belediye Başkanı Hüseyin Kara, Nilüfer Muhtarlar Derneği Başkanı Erol Yılmazer, Ergun Elibol, Tahsin Bulut…   İşte böyle…   Aşağı yukarı 70-80 kişilik ANAP’lı “eski” ekipte birbirlerini 25 yıldır hiç görmemiş insanlar vardı.   Ancak daha dün ayrılmışlar gibi sarılıp kucaklaştılar orada.   Yapılan sohbetlerde siyasetteki sıkışmadan, hoşgörü ortamının kalkmasından söz edildi.   Bu ülkenin o dönem ANAP’ta yaşanan birleştirici siyasete ihtiyacı olduğundan, bunun yeniden tesis edilmesinin gerekliliğinden bahsedildi.   Geçmişte insanları kırmadan, dökmeden yapılan siyasete özlem dile getirildi.   İsimlerinin başına “eski” tanımı gelmişti belki ama dostlukları eskitmemişlerdi.   Eski başkanlar, eski üyeler adeta bir ders vermişlerdi yenilere:   “Siyasette insan biriktirin, anı biriktirin; ileride en büyük kazancınız bu olacak!..”

Diğer Haberler