Yazarlar

Mahalle yanarken…

post-img
Şimdi tabii, “mahalle” kavramının içi hayli boşaldı günümüzde. Oysa çok değil, bundan 30-40 yıl kadar önce “mahalleli” olmak çok önemli yapıştırıcı bir unsurdu insanlar için. Futbol maçları mahalleler arasında yapılır, mahallenin kızlarının başına gelebilecek her türlü kötü durum tüm mahalleli gençlerin mesuliyet alanına girerdi. Aşağı mahalle, yukarı mahalle, yeni mahalle, beri mahalle, bizim mahalle gibi tanımlar vardı o sıralar. İnsanları birbirine bağlayan çok önemli bir sosyal zamktıaynı mahalleden olmak. Eski evlerin yıkılıp da yerlerine büyük apartman ve sitelerin yapılmasıyla, çocukların artık başka mahallelerdeki okullara gitmesiyle, iş yaşamının değişmesi, çalışan kadın sayısının artmasıyla, bir dönemin o Adile Naşit benzeri tonton teyzelerinin de kaybolup gitmesiyle değişti artık her şey. Mahallenin bakkalı, berberi, manavı, kalaycısı, ayakkabı tamircisi, yorgancısı da birer birer yok olup  gitti. Eskiden insanlar arasındaki ilişkiler şimdilerde aynı apartmanda oturanlara göre çok daha yakın ve sıcaktı. Akla gelebilecek her konuda yardımlaşılır, herkes birbirinin çoluğuyla, çocuğuyla, yaşlısıyla yakından ilgilenirdi. Cenazesi olan komşunun evine günlerce, hatta haftalarca yemek taşınır, acılar hep birlikte paylaşılarak azaltılmaya çalışılırdı o yıllarda. Şimdi susuz kalsanız, birinin kapısını çalıp da istemek aklınızdan bile geçmez. Ha bir de mahalle çeşmelerimiz olurdu eskiden, kurnalarına ağzımızı dayayıp kana kana su içerdik oralardan; suyu pet şişelerde satın almazdık. Benim değilse de bir önceki neslin en büyük korkusu eskiden çoğunlukla ahşap ya da kagir yapılardan oluşan binalardan birinin tutuşarak yangının diğer evlere de sıçraması olasılığıymışki, özellikle yaz aylarında bu durum insanlar için adeta bir kabus gibi korkunçmuş. Çünkü kazayla devrilen mangalların, gaz ocaklarının neden olduğu bu yangınlar maazallah tüm mahallenin yanıp kül olmasına neden olurmuş o sıralar. Bursa’da yaşanmış meşhur “kapalı çarşı yangını” hala belleklerdeki yerini korur. “Sokaklardan su gibi erimiş altın aktı” demişlerdi o büyük felaketi yaşayanlar. Bir yangın çıktığında kurumuş ahşaplar çıra gibi tutuşur, ısıyla korlaşan çiviler mermi gibi metrelerce öteye fırlar, yeni yangınlara yol açarmış. O dönemdeki itfaiye de yetersiz kaldığından, bazen bir mahallenin yarısı hatta bazen de tümü tek bir yangında yanar, biter, kül olurmuş. Ve o vakitlerde her mahallede de kiracı olarak bir ya da birkaç hayat kadını oturur, varlıklarını sürdürebilmek için de diğer kadınlarla yaptıkları zımni bir anlaşmaya göre ortalıkta pek fazla gözükmezler, mahallenin erkeklerine de öyle asla ilişmezler, buna yeltenenleri de kesin bir dille reddederek böylece sessiz sedasız yaşayıp giderlermiş. Kendilerine ait bir evleri, aileleri, çoluk çocukları da bulunmadığından, işte sözünü ettiğim gibi öylesi  büyük bir yangın çıktığı vakit bu durum o kadınları hiç rahatsız etmez, mahalleli canlarıyla birlikte mallarını da kurtarabilmenin derdine düşmüşken, onları bekleyen akıbetse en fazla ziynetlerini, giyim kuşamlarını yanlarına alıp, bir başka mahalleye göçmek olurmuş. İşte bunun için de eskiler derler ki, “mahalle yanarken o.pu saçını tararmış!..” Bu meşhur atasözü, “ağır bir buhran anında birilerinin yaşananları umurlarına bile getirmemeleri” halini ifade eder. Ülke yangın yerine dönmüş, herkesin gündeminde oluşan yaraları sarmak varken Şadi Özdemir başkanlığındaki Cumhuriyet Halk Partisi Bursa İl Yönetim Kurulu darbe girişiminden iki gün sonra toplanıyor ve hangi kararı alıyor biliyor musunuz? Oy çokluğuyla, Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz tarafından şikayet edilen gençlere ait dosyaların İl Disiplin Kuruluna havale edilmesini! Mahalle yanıyor, CHP Bursa İl Yönetimi’nin tek derdi Hayri’nin gönlünü hoş edebilmek! Bu nasıl bir siyasettir, bu nasıl bir particiliktir gel de çık işin içinden? CHP’de kadın ve gençlik kolları İl, ilçe yönetimlerinden bağımsız olarak ayrı birer yapılanmadır. Kendi aralarında gerçekleştirdikleri seçimlerle kendi temsilcilerini belirlerler ve genel merkezdeki kendi ana birimlerine bağlı olarak faaliyet gösterirler. Eskiden İl yönetimlerinde kadın veya gençlikten sorumlu birer başkan yardımcısı olurdu ancak, 2012’nin, 12 Eylül’ünde bu durum kaldırıldı ortadan. Dediğim gibi, şimdi sadece seçilmiş İl kadın ya da gençlik kolları başkan ve yöneticileri mevcut. Başkaca ne yapıyor biliyor musunuz CHP Bursa İl Başkanı Şadi Özdemir? Kendi yönetim kurulunun içinden Seven Erman Karan’ı kadından, Gamze Kayabaş’ı da tükürükten, pardon, gençlikten sorumlu İl başkan yardımcılıklarına atıyor! Oysa parti tüzüğüne göre böyle bir uygulama yok. Sadece bununla da kalmıyor Özdemir, yine kendi yarattığı müthiş “masanı seç, harekete geç, iki kere hopla, oyları topla” projesi çerçevesinde ayrıca bir “kadından sorumlu masa”oluşturarak, onun başına da Yıldırım İlçesi’nden Sema Düzgün’ü oturtuyor. Ve bu tablo karşısında Bursa’nın seçilmiş meşru İl Kadın Kolu Başkanı Fatoş Birinç de başlıyor söylenmeye: “Bibibibibibibibibibi!..” Şadi Özdemir’e “böyle bir atamayı yapamazsınız, bu tüzüğe aykırı bir durum” diyor işittiğime göre Fatoş Birinç. “Bunu ispat et, geri adım atarım” diyor Şadi Özdemir. Birinç de genel merkezden atamaların yapılamayacağına dair belgeyi getirtiyor. Hatta kulağına da Gamze Kayabaş’ın, “siz yeterince çalışmadığınız için biz de İl yönetim kurulu içinde bu görevlendirmeleri yaptık” şeklindeki söylemi ulaşıyor. Bu lafa daha da çok sinirleniyor Birinç ve şöyle bir tepki veriyor: “Bibibibibibibibibibibipbipbip!..” Pazartesi günü Bursa İl merkezinde toplantı var. Eğer Gamze Kayabaş orada da “siz çalışmadığınız için” lafını tekrarkullanırsa Fatoş,“hanıımm, hanım, şimdi senin ağzını buracıktacarrtt diye yırtarım” deyip saçlarından tutarak onu yolacakmış! İster misiniz Gamze de o sırada yine Fatoş’un yüzüne de tükürsün! Ve Fatoş da sağ ve sol ellerinin beş parmağındaki tırnaklarını birden alnından derisine geçirip Gamze’nin yüzünü yukarıdan aşağıya doğru yolsun! Bunu fırsat bilen Şadi Özdemir de hemen32 porselen dişini birden göstererek bir “dövme selfiesi” çekip onu Facebook’tan yayımlasın? Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz mahalledeki tüm dükkanların kiralarına yüzde 2 bin 500 zam daha yapsın? Mudanya’da ahali ayaklanıp Hayri’yi mütareke binasına kadar kovalasın? İsmet İnönü’nün uyanan ruhundan korkup kaçan Hayri oradaki pencereden kendini denize atsın? Hayri’nin ayağını midye kessin? Şadi Özdemir oraya da yetişip “midye selfie” çeksin? Seçmenler toplanıp Özdemir’e “yuh” çeksin? Mahalle yanarken CHP Bursa İl Örgütü’nde bunlar yaşansın?

Diğer Haberler