Herkes önce Özlem Yağmur Buğday’ın “Lodos Haber” isimli İnternet sitesinden okudu MHP’nin taze Bursa Milletvekili Tevfik Topçu’nun, partilisi Beytullah Maviçiçek’e yumruk attığını.
Beraberinde karısı ve kızı olduğu halde oradan geçerlerken, Maviçiçek’in arkadaşlarıyla birlikte bir kafede oturmakta olduğunu gören Tevfik Topçu yanına geliyor ve hasmının “hayırlı olsun başkanım” diyerek elini uzatmasına rağmen “başkanım hakkında niye konuşuyorsun lan” diyerek yumruğu savuruyor?
Tevfik Topçu’nun “başkanım” dediği kişi, MHP Bursa Örgütü’nde yapılan yoklamada birinci çıkanları altıncı sıraya, aynen kendisi gibi listede seçilecek sıranın yakınından bile geçmeyenleri de üçüncü sıraya koyan partinin genel sekreteri İsmet Büyükataman’dan başkası değil.
Esasında İsmet Büyükataman da Bursa’da, MHP örgütünde sevilen bir sima değildi. Eğitim enstitüsünü burada bitirdiği için ithal politikacı olarak getirildi. Kendisi aslen Merzifonludur. Bursa’dan milletvekili olabilmek için eğilim yoklamasına girmiş, seçilecek sıraya girmeyi başaramayınca da eli böğründe epeyce beklemiştir. Ta ki, MHP’deki yapılanma şimdiki halini alana dek!
Alparslan Türkeş sağken partinin kapısından bile giremiyordu İsmet Büyükataman bunu biliyor muydunuz?
Biraz sonra sizlerle de paylaşacağım “derin gerçekleri” bu gün MHP’de politika yapan pek çok yönetici de bilmez.
Madem ki sevgili Özlem “Pandora’nın Kutusu’nu” açtı, biz de içindekileri şöyle bir etrafa saçıp teşhir edelim bakalım!
İsmet Büyükataman 1972 yılında girdiği Bursa Eğitim Enstitüsü’nden 1975 yılında mezun olarak, öğretmenlik yapmak üzere Hatay’ın, Reyhanlı ilçesine tayin olur.
Ve burada sadece 3 yıl görev yaptıktan sonra 1978 yılında gül gibi devlet memurluğundan istifa ederek ayrılır.
Peki, milyonlarca genç bu gün bile devlet memuriyetine girebilmek için can atarken, MHP’lilerin de o yıllarda en büyük hedefi özellikle Milli Eğitim sisteminde kadrolaşabilmekken, Büyükataman ne olmuştur da bu fırsatı elinin tersiyle iterek istifa etmiştir.
Bu gün İsmet Büyük Ataman’ın özgeçmişinde “Eğitimci-İnşaat Müteahhidi” yazar. Dünün fakir ama idealist ülkücü genci bu gün yurdun çeşitli yerlerinde dev inşaatlar yapmakta, mesela Bursa’nın Nilüfer İlçesi’ne İdeal Kent gibi devasa siteler dikmektedir.
Tüm bunlar 3 yıllık öğretmen maaşıyla ve daha sonra girilen Türkiye Milliyetçi İşçi Sendikaları Konfederasyonu’ndaki (MİSK) eğitimcilik görevinden alınan paralarla yapılabilir mi?
Öğretmen İsmet Büyükataman’ın önce bunu açıklaması gerekiyor?
1980 sonrasında Alparslan Türkeş tutukluyken bazı ülkücülere “MAYAŞ Matbaacılık ve Yayıncılık isimli bir anonim şirket” kurduruyor.
Bu şirket basit bir yayıncılık şirketi gibi görünse de amaçlanan asıl şey süreç içerisinde MHP’nin bir kısmı başka isimlerin üzerinde olan para ve mal varlığını buraya aktarmak ve cezaevindeki ülkücülerin ihtiyaçlarını karşılamaktı.
MAYAŞ’ın başında Ali Güngör vardı ve Türkeş’in vekili pozisyonundaydı. İkinci adam Taha Akyol, üçüncü adam da Devlet Bahçeli’ydi.
Peki Ya İsmet Büyükataman?
O da MAYAŞ’ın şirket müdürüydü.
1980 sonrasında bir örgüt hükmündeydi bu şirket.
Mesela MHP’nin Ankara’da Çankaya ve Kızılay’da olmak üzere şimdi paha biçilemeyecek iki binası vardı; daha sonra bu şirket üzerine geçirilen.
Bahçelievler’deki 350 yataklı Tokat Öğrenci Yurdu da keza öyle.
Artık hangi nedenlerle, neler oluyor neler bitiyor bilinmez, Alparslan Türkeş’le MAYAŞ’ı yönetenlerin arasına birden bir kara kedi giriyor sevgili okurlar.
Ve 1983 ortalarına gelindiğinde MHP’lilerin Başbuğ’unun vekalet postu Ali Güngör’ün altından alınarak Muharrem Şemsek’in önüne seriliyor.
Peki, şunu biliyor muydunuz:
Bunun ardından da Ramazan Potuk önderliğindeki bir grup ülkücü militan Devlet Bahçeli’yi feci şekilde dövüyorlar!
O akşam Bahçeli’nin evinde aralarında İsmet Büyükataman’ın da bulunduğu 5 kişi bir araya gelerek bir durum değerlendirmesi yapıyor ve ittifakla “bu dövme hadisesinde emrin bizzat o sıra Mevki Hastanesi’nde yatmakta olan Alparslan Türkeş’ten geldiği” kanaatine varıyorlar.
Hatta Ali Güngör bizzat hastaneye giderek Türkeş’ten hesap sorup, rest çekiyor!
Devlet Bahçeli’ye kalkan eli kendisine kalkmış gibi görüyor Ali Güngör.
Peki daha sonra Türkeş’in ölümünün ardından 1997 yılında MHP’nin başına geçen Devlet Bahçeli ne yapıyor?
Kendisini hem de Alparslan Türkeş’e karşı koruyan Ali Güngör’ü partiden atıyor!
Sebep?
DSP’yle kurdukları Hükümet sırasında Rahşan affıyla, “vatan hainlerinin de salıverilmelerine karşı çıkıyor” da onun için!
İşte bu dövme olayının ardından Türkeş, MAYAŞ ve kurucularıyla ipi tümden kopartıyor ve çaresiz olarak Muharrem Şemsek’e “Muhafazakar Parti’nin kurulması için çalışma başlatmasını” emrediyor.
Tüm bunların yanı sıra 12 Eylül 1980’de faaliyeti durdurulan ve daha sonra 1984’te de yeniden açılmasına izin verilen MİSK yani, Türkiye Milliyetçi İşçi Sendikaları Konfederasyonunun da mal varlıklarının çeşitli yöntemlerle MAYAŞ’ın üzerine geçirildiğine dair iddialar var ki, bu durum orada toplanan serveti çok önemli hale getiriyor.
Reyhanlı’daki devlet öğretmenliği görevinden istifa ederek bu sendikada “eğitimci” olarak işe başlayan İsmet Büyükataman daha sonra MİSK’in Bursa Bölge Sorumluluğu görevini de üstleniyor.
MHP’lilerin örgütlediği bu sendikal yapı daha sonra “Yurdumuz İşçi Sendikaları Konfederasyonu” adını alıyor ve 1990’ın başında da kendi kendini feshediyor.
O tarihe kadar Türkeş’in başında bulunduğu MHP’ye sokulamazken, Devlet Bahçeli’nin gelişiyle birlikte yıldızı birden parlamaya başlıyor İsmet Büyükataman’ın.
Üstelik sadece siyasette de değil, ticarette de birden bire zenginleşip “inşaat müteahhiti” olarak dev projelere imza atmaya başlıyor Büyükataman.
Peki, MAYAŞ’a ve mal varlığına ne mi oluyor?
İşte onu bilen ve açıklayan hiç kimse yok ortada?
Milletvekilliği sınavına partilisini yumruklayarak başlayan Tevfik Topçu’nun “başkanım hakkında niye konuşuyorsun lan” dediği başkanı, MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’ın geçmişi böyle işte.
Asıl sorun şu ki, hem MHP’de, hem de CHP’de en tepelerde koltukları kapmış olan bir grup zevat oraları diledikleri gibi keyiflerince idare etmekte bu gün.
Ve yine aynen CHP’de olduğu gibi, MHP’de de pek çok insan, çok iyi bilip tanıdıkları bu kişilerden dolayı gönül rahatlığı içerisinde gidip de partilerine oy veremiyor bir türlü.
Türkiye’de siyasetin de önünü tıkıyor Devlet Bahçeli ve İsmet Büyükataman gibi isimler.