20 Ocak’ta kaleme aldığım “Hawaii’de şöyle şezlonga uzanıp…” başlıklı yazımda dünyaya nam salmış pehlivanlarımızdan Koca Yusuf’un bir torununu anlatmıştım sizlere.
Dedesi gibi iri yarı ve heybetli bir genç olan Birol Kurt en az onun kadar da yürekli, yiğit ve gözü kara bir insandı.
Güneydoğu gazisiydi aynı zamanda.
Bundan 20 yıl öncesinin soğuk bir Mart günü, komando asker olarak vatan görevini tamamlamak üzere bulunduğu Iğdır’da, askeri araçla bağlı oldukları tabura dönerlerken kalleş, hain bir pusuya uğruyorlar.
Çapraza alınmış iki ağır makineli tüfek ve uzun namlulu silahlarla yapılan saldırı sırasında başı yana ilk düşen asker gencecik Bölük Komutanı Üsteğmen Cevdet Çiftçi oluyor.
Kendisi tim arkadaşlarına göre daha şanslı ama vücudunun çeşitli bölgelerine tam 7 adet mermi isabet ediyor Birol Kurt’un, bedenini korkunç bir hızla delen o yivli demir çekirdekler girdikleri yerlerde parmak kadar bir delik açıyorlar ama çıkarlarken avuç içi büyüklüğünde hasarlar bırakıyorlar geride.
Bu durumda bile isabet almayan tek koluyla teröristlere karşılık verip, ateş etmeye çalışıyor Birol Kurt.
Aylar süren tedavi ve ameliyatlar sonucu çok şükür, artık olabildiği kadar sağlığına kavuşmaya çalışıyor.
Ancak kendisine ve şehit arkadaşlarına yapılanları asla unutup affetmiyor.
Bir de hile hurdayı, yalanı, üçkağıtçılığı affetmiyor kendisi.
Biliyorsunuz geçen yıl Türkiye genelinde AKP’de geniş çaplı bir “sahte üye skandalı” patlak vermiş, Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yaptığı tespite göre gerçekte başka partilere üye olan binlerce insan hiç haberleri ve onayları olmadığı halde bu partiye üye yapılmışlardı.
Birol Kurt da Cumhuriyet Halk Partisi üyesiydi.
Ayrıca CHP Nilüfer İlçe Yönetim Kurulu’nda yönetici olarak görev yaptı.
Listede onun adı da vardı.
CHP’den istifa etmediği, dahası üye formu doldurup hiç imzalamadığı halde, kapısından içeri bile girmeyeceği bir partiye, Adalet ve Kalkınma Partisi’ne iradesi dışında üye yapıldığını öğrendi.
Bırakın ismindeki “adaleti”, aynı zamanda “hukuku” da ayaklar altına alan AKP’li kimi yöneticiler yasalara göre açıkça suç işlemişler, üye sayılarını fazla gösterebilmek için devlet kayıtlarından nüfus bilgilerine ulaşabildikleri pek çok insanı habersiz biçimde partilerine kayıt etmişlerdi.
Kendi isminin kullanılmasına, dahası bu partiyle birlikte anılmasına çok sinirlendi Birol Kurt.
Avukatı Yücel Akbulut vasıtasıyla dönemin AKP Nilüfer İlçe Başkanı Metin Düvencioğlu’nun yargılanıp cezalandırılması için şikayetçi oldu.
Birol Kurt’un üye olabilmek için partisine başvurduğuna dair belgeyi ortaya koyamadı Düvencioğlu.
Böyle bir belge zaten yoktu, asla da olmamıştı.
Dava geçen gün sonuçlandı.
Bursa 3’ncü Asliye Ceza Mahkemesi 2014-165 nolu kararla AKP Nilüfer İlçe Başkanı Metin Düvencioğlu’nu suçlu bulmuş ve 2 ay 1 gün hapse mahkum etmişti.
Bu durum açıkça hem yapılan “hilenin onaylanması”, hem de “dürüstlük ve temizlikten uzak bir siyaset anlayışının belgelenmesi” anlamına geliyor.
Bu anlayışı yargı önünde mahkum ettiren Birol Kurt, aynı zamanda dedesi Koca Yusuf Pehlivan gibi AKP’nin sırtını da yere getirip, çirkin siyaseti “tuş” ediyor.