Yazarlar

Mudanyaspor meselesi

post-img
Eskiden, çok çok eskiden, benim hatırladığım hemen hemen yarım yüzyıl kadar önce her yıl yağlı güreşler düzenlenirdi Kocayayla’da büyük bir neşe ve coşku içinde.   Meraklıları sabahın ilk saatlerinden itibaren akın akın gelirler, adamlar yemyeşil çimenlerin üzerine oturmuş vaziyette izlerlerken güreşleri, kadınlar da daha çok kamyon kasalarının üzerlerinden seyrederlerdi.     Sonraları bu geleneğe futbol maçları da eklendi.   İlçede kurulan Keles Güvenspor Futbol Kulübü sayesinde bu sporla da tanıştı daha çok genç ve orta yaşlı olan Kelesliler.   Minnacık da olsa sanayi hiç yok, nüfusu 3 bin bile değil henüz, küçücük bir dağ kasabası olan Keles’te bir futbol takımı nasıl yaşar?   Yıllarca yaşadı valla; esnafın, onun bunun mütevazı katkılarıyla uzun seneler sürdürdü varlığını.   Fakat para yoktu ki futbolcu transfer edebilsin!   Kocayayla yolunda bir top sahası var Keles’in, düzenlendi, etrafı çevrildi şimdilerde, eskiden de aynı yerdeydi ama izleyicilerin oturmaları için tribünleri yoktu henüz.   Demirden çok sağlam kapı ve pencereleri olan iki göz soyunma odası vardı sahanın kenarında sadece.   Dışarıdan yetişmiş topçu getirilemediği için de kasabanın kavruk gençleri oynardı takımda.   İşte mesela, sanayisi ve imkanları olan İnegöl gibi ilçelerin takımları da  deplasmana çıkarlar, gelip Keles’in sahasında, garibim Keles Futbol takımına 90 dakikanın sonunda işte en hafifinden mesela 17 gol atmış olurlardı!   Sonuç: 0-17   Hakem bitiş düdüğünü çaldığı vakit kendisi de dahil misafir takımın tüm mensupları son sürat soyunma odalarına doğru koşturmaya  başlarlar, gelen son kişi kapağı içeri attığı vakit de ardından o ağır demir kapıyı derhal sürgülerlerdi!   Çünkü biraz ötede sahanın kenarına dizili kamyon kasalarının tepesinde karşılaşmayı izleyen Kelesliler de bulundukları yerden aşağıya atlayıp onlara doğru ellerinde sopalarla sürüler halinde koşmaya girişirler, 17-0’ın intikamını rakiplerini döverek almaya çalışırlardı!   Bune ya!   Dile kolay, 17-0!   Ama ben bu skorun 22-0 olduğunu da hatırlıyorum!   Her iki taraf da sonucun böyle olacağını önceden bildiği için hazırlıklıydı.   Kazma kürek sapları kamyonların kasalarında gizliydi zaten.   Tam bir komedi yaşanırdı her maçın sonunda.   Bazen konuk takım önce ulaşırdı soyunma odalarına, bazen de Kelesli futbolseverler önce ulaşırlardı konuk takımın oyuncularına!   İşte bundan sonra görev Jandarmaya düşerdi.   Geçenlerde baktım, o eski Güvenspor’un yerini Keles Gençlik Spor  almış, 1’nci küme 3’ncü grupta mücadele eden takım geçen sezonun son maçında Soğukkuyu Spor’la 1-1 berabere kalınca tarihinde ilk kez Süper Amatör Lige yükselmişler!   Haberi de Orhaneli’de oturan arkadaşım Yüksel Esen yazıp vermiş gazeteye.   (Yüksel, hassaten selam eder, yanaklarından öperim. Tatlı Başkan’a da selam söyle.)   Demek ki artık takımın o eskiden olduğu gibi 17-0 ya da 22-0 yenildiği dönemler çoktan geride kalmış.   Keles Belediye Başkanı Mehmet Teke’nin çok büyük katkısı varmış kulübe.   Kulübün tüm ihtiyaçlarını karşılayan Teke, gençlere tam destek veriyormuş.   Keles gibi küçük bir kasabanın futbol takımı bile yaşayıp varlığını sürdürebiliyor ancak ne yazık ki hayırsız Hayri’nin eline düşmüş olan Mudanya’nın 1924 yılında kurulmuş olan tarihi futbol takımı yok olmaktan Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali sayesinde kurtuluyor günümüzde!   Rüştü Cozlan başkanlığı bıraktıktan sonra hiç kimse talip olmadı yönetime.   Yapılan genel kurula da sadece 17 kişi katıldı.   Bunun üzerine bir süre Divan Başkanı Emir Ali Usta idaresindeki heyetin sahip çıktığı kulüp, daha sonra Hatça Recep’in (Günay) “ben bu işi kıvırırım” demesi üzerine ona teslim edildi.   Daha benim arabanın parasını ödeyemeyen Hatça Recep gerekli bütçeyi nereden bulacak, gidip önce belediyeden destek isteyecek tabii?   İşte Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz yüz vermiyor Recep’e, değil yüz, çıkarıp 50 kuruş bile vermiyor!   Takım da öyle boru değil ha, Bölgesel Amatör Ligde oynayan okkalı bir takım.   Kadrosunda da başka şehirlerden transfer edilip getirilmiş bir sürü profesyonel oyuncu var.   Hani “amatör lig” olsa futbolcular idmanı bitirdikten sonra akşam evlerine gidecekler.   Fakat Mudanyaspor “Bölgesel Ligde” oynadığı için dışarıdan getirilen topçular parasızlıktan dolayı bırakın kalacak yeri, içecek bir tas çorba bile bulamıyorlar!   Bunun üzerine çözüm arayan Hatça, Hayri’nin kapısında günler boyu bekledikten sonra ondan yine hiçbir hayır göremeyince bu kez de Yıldırım Belediyespor Kulüp Müdürü İlhami Aydın’a gidiyor.   Artık dağılma ve ligden çekilme noktasına gelen tam 92 yıllık bu çınarın durumu İlhami Aydın tarafından Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali’ye anlatılıyor.   Dikkat edin, Yıldırım Belediyesi’nin kendi futbol takımı var zaten, yeni bir takıma filan da ihtiyacı yok!   Edebali ilçesinde faaliyet gösteren 36 futbol kulübünün de tüm ihtiyaçlarını eksiksiz karşılamakta, yönettiği ilçede sporun da  gelişmesi için elinden gelen her türlü katkıyı vermektedir ayrıca.   Hem Mudanyaspor’un yok olup gitmesini engellemek, hem de Yıldırım’da yerel amatör ligde top oynayan yetenekli gençlerin “Bölgesel Ligdeki” bu takımda kendilerini gösterip profesyonelliğe adım atmalarını sağlamak amacıyla İsmail Hakkı Edebali gerekli talimatları veriyor.   Önce bir protokol yapılıyor; ardından da acil ödemeler gerçekleştiriliyor.   Hatça Recep işi başarmış, sakalını da sıvazlamıştır mutlaka bu arada!   (Benim arabanın parasını da öde artık len Recep?!.)   Kulüp bu sezon önce “Yıldırım Belediyespor-Mudanyaspor” adıyla oynayacak, önümüzdeki yıl da ismi değiştirilerek “Yıldırım Belediyespor” olacaktır.   Gül gibi takım Hayri’nin ilgisizliği, bilgisizliği ve dahi beceriksizliği yüzünden elden kayıp gidivermiştir böylece.   Esasında Mudanya’da Hayri’nin kavga etmediği hiç kimse yoktur.   Bırakın Mudanya esnafını bir yana, Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı’yla bile kavgalı bu Hayri, geçen gün işittim, şimdi de Mudanya Kent Konseyi’ni tahliye ediyormuş yerinden!   İlçe halkından gelen tepkiler üzerine bir basın toplantısı düzenliyor ve Edebali’ye sitem ederek “beni aramalıydı” diyor bu Hayri geçen gün.   “Adam seni niye arasın, sen kulübün yönetimini bu güne dek bir kere aradın mı, yeni idareciler geldikten sonra yanına Gülbahar yengeyi de alarak bir kere maçına gittin mi, orada da belediye bandosuna bir kere olsun  “Gülbahar” şarkısını çaldırdın mı, beş kuruşluk katkın oldu mu be Hayri?.. Herkesle kavga etmekten başka ne iş yaptın sen, hangi işe yararsın orada?”   Tüm bunlara rağmen Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali son derece nazik ve hassas bir adam.   Diyor ki, “bizim sevgili Mudanya halkını incitmek gibi bir durumumuz asla olamaz. Buna izin de vermeyiz. Eğer Mudanyalılar istemiyorlarsa derhal yapılan protokolü yırtıp atarız! Bizim hiçbir ısrarımız yok. ‘Mudanyaspor yok olmaktan kurtulsun ve buradaki gençler onun sayesinde profesyonel lige yükselebilsinler ‘diye onay verdim ben o işe. Teşekkür beklerken, bir de üstüne Sayın Başkanın sitemiyle karşılaştım!.. Aksi halde parasızlıktan ötürü oyuncuları artık sahaya çıkmayı reddeden takım ligden de çekilmek durumunda kalacaktı…”   Evet…   Bu Hayri’den hele hele bu saatten sonra bir cacık olacağı yok!   Edebali başkan tüm iyi niyetini ortaya koydu.   Bak, onca işadamı, müteahhit var orada.   Toplaşsın şöyle eli yüzü düzgün helal süt emmiş birileri, bir imza kampanyası neyin yapsınlar, eğer gerçekten ileride de sahip çıkılabilecek gibiyse takıma, Allah’ın emri, peygamberin kavliyle gidilip Edebali’den geri istensin?     Yoksa cır cır böceği gibi konuşup durmasın birileri, hiç olmazsa üç-beş kişi oradan ekmek yemeye devam etsin!   (Paramı öde Recep, paramı öde, aloo!..)      

Diğer Haberler