Gazeteci Yazar Necati Akgün sadece basın mensuplarının değil, tüm Bursalıların ton ton abisiydi.
İki konuda çok hassastı.
Bursaspor’dan ve Cumhuriyet Halk Partisi’nden bahsederken ağlardı; yani o kadar fanatik ve bağlıydı bu iki kuruma.
Bundan 7 sene önce kaybettiğimiz Necati abi giderken bir de eser bıraktı hemşerilerine, “Son 100 yılın Bursa Olayları ve Anılarım” isimli çalışmasını açıp bakarım bazen.
Gözüme takılan bir bölümü bu gün sizle de paylaşmak istiyorum:
“1945 yılında Cumhurbaşkanı (Milli Şef) İsmet İnönü’nün çok partili düzene geçme kararından sonra (Ki, bu kararın nasıl uygulanacağını az sonra göreceğiz! MAY) Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan CHP’den istifa ederek Demokrat Parti’yi kurmuşlardı.
Buna paralel olarak da Bursa’da Doktor Haydar Ömer Onur başkanlığında Demokrat Parti İl Örgütü kuruldu.
Aynı tarihlerde CHP Bursa İl Başkanlığını Merinos Fabrikası Müdürü Durmuş Erginsoy yürütüyordu.
CHP İl Başkanlığı yapmış olan Avukat Hulisi Köymen de CHP’den istifa ederek DP’ye geçti.
1946 yılının 21 Temmuz’unda çok partili olarak yapılan milletvekili ilk genel seçimlerine CHP ve DP katıldı.
Bursa’da seçimi DP kazanmasına rağmen oylar değiştirilerek (!) seçimi CHP’nin kazandığı açıklandı.
(Oysa DP Türkiye genelinde sadece 34 İlde seçime girmişti. Tamamını kazansa dahi iktidar olması zaten mümkün değildi. Buna rağmen yaşanan gelişmeleri fanatik CHP’li Necati abinin ağzından objektif bir şekilde dinlemeyi sürdürelim.)
Fakat tek partili yönetimden çok partili yönetime geçişin ilk seçimi olan 1946 seçimini 27 yıllık iktidar sahibi olan CHP’lilerin (!) yanında bazı kamu görevlilerinin de kabullenmeleri kolay olmadı.
Bu yüzden birçok ilde seçimde kullanılan oylar CHP lehine değiştirildi.
Bu olay demokrasiye geçiş dönemimizde tarihe kara bir leke olarak geçti…”
Hani bazıları CHP’yi bir demokrasi sevdalısı parti, ülkeye demokrasiyi getiren bir kurum olarak görüyor, öyle sanıyor ya?
Sadece oturup gülüyorum hallerine!
Bir sonraki yazımda da bir vakitler CHP’de delegelere nasıl avanta verildiğini, aday olanların nasıl para makinesi gibi görülüp, yolunduğunu anlatacağım sizlere, yine Necati Akgün’ün ağzından.