Uludağ Üniversitesi Eski Rektörü Mustafa Yurtkuran’ı da konu yaptığım dünkü yazımın yayımlanmasının ardından arayanlardan biri de Cumhuriyet Halk Partisi Osmangazi İlçe Eski Başkanı Ahmet Memişoğulları oldu.
Unuttuğum bir hadiseyi daha hatırlattı Ahmet bana.
Bu Yurtkuran henüz rektör o sıralarda.
Bursa Eski Valisi Orhan Taşanlar da Ankara’ya merkez valisi yapıldıktan sonra Oran’daki evine taşınıyor.
Bilin bakalım komşusu kim?
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal.
N’apıyor bu adam biliyor musunuz?
O sıra Bursa’da CHP’li tam 16 ilçe başkanı toplanıp karar almış, “yeni İl başkanımız Ahmet Memişoğulları olsun” diye…
Taşanlar’ın, Baykal’la komşuluğundan istifade ederek yanına Orhan beyi de alıp, CHP’nin eski genel başkanının evine gidiyor.
Peki, Baykal’ın evine niye gidiyor Mustafa Yurtkuran?
“Ahmet Memşoğulları Bursa İl Başkanı olmasın, onun yerine Gürhan Akdoğan olsun” diye!
Görüyor musunuz?
Oturup bilime katkı sağlaması, kampüsü idare etmesi beklenen bir üniversite rektörü burnunu siyasete de sokup kendi kendine ne işler karıştırıyor!
Atalarımızın “bu gün yediğin hurmalar” diye başlayıp, “… tırmalar” diye bitirdiği bir atasözü var.
Olay Medya’nın yöneticilerinden İsmail Öztat son yazısında hoş bir fıkra da kaleme almış.
İsmail abinin yazılarını sürekli takip ederim.
Akıcı, insanı içine çekip sürükleyen bir üslubu vardır.
Az ve öz yazar kendisi.
Bu gün müsaadesiyle ben de aynı fıkrayı paylaşacağım okurlarımla.
Adamın biri kendisine hayat arkadaşlığı yapsın diye satın alıp evinde beslediği şempanze maymunuyla birlikte bara gitmiş.
Kendilerine birer içki söyleyip oturmuşlar barmenin önüne.
Az sonra kafayı bulan maymun ortalıkta dolaşmaya ve eline geçen her şeyi ağzına atarak yutmaya başlamış.
En sonunda salonun ortasında bulunan bilardo masasındaki topu da ağzına atıp yutunca barmen bağırmış:
“N’oluyo orda birader, hayvan topumu yedi?!.”
“Kısa kes” demiş adam, “kaç paraysa yaz hesaba, parası neyse öderiz.”
Ardından da ödemeyi yapıp ayrılmışlar oradan.
Aradan birkaç hafta geçtikten sonra yine gelmişler.
Her şeyi yutmak en büyük hobisi olan şempanze barda duran eriklerden birini alıp önce makatına sokmuş, ardından da huy edindiği üzere ağzına atıp yutmuş.
Maymunun yaptığı bu harekete şaşırıp kalan barmen adama “niye böyle davrandığını” sorunca da yanıt gelmiş karşıdan:
“En son yaşadığı bilardo topu olayından sonra her şeyi önce ölçüp de sonra yutuyor artık bizim maymun!..”
Evet, aynen öyle, “o gün yediğin hurmalar” meselesi…
“Ne oldum” demeyeceksin, “ne olacağım” diyeceksin her zaman.
Arkandan iyi mi yoksa kötü mü konuşulacağını, neler yazılıp çizileceğini amellerin belirler.
Bak, eski diğer rektörlerle ilgili deniliyor mu herhangi bir şey?
Tam tersi bir Fethi Tezok olsun, Nihat Balkır, Ayhan Kızıl, bir Mete Cengiz olsun herkes iyilikleriyle konuşulup, rahmetle anılıyor.
Neden?
Neden çok belli.
İsmail Öztat’ın da yazısının sonunda belirttiği gibi “herkes haddini ve kapasitesini bilecek” kardeşim.
Yarınları düşünüp, öyle yaşayacak.