Yazarlar

Saatli Maarif Takvimi

post-img
Tevellüdü biraz eski olanların hemen hemen hepsi bilir Saatli Maarif Takvimi’ni. Her gün bir yaprağı duvarda bir kartonun üzerinde asılı duran bloktan düzenli olarak yırtılıp koparılır, ortasında o günün tarihi bulunan ön sayfanın iki yanındaki güneş, öğle, ikindi, akşam, yatsı ve imsak diye sıralanan ibadet vakitleriyle daha çok yaşlılar ilgilenirlerken, hamile kadınlar doğacak çocuklarına oradan isim seçerler, her gün bir hadis, kısa bir ayet, vecize veya özlü sözden oluşan kısım herkes tarafından okunur… Arka taraftaysa Hazreti Ali’nin cenkleri, Hayber Kalesi’nin fethi ya da pehlivan tefrikaları, yemek tarifleri, ev hanımlarına pratik öneriler veya tarihte o gün gerçekleşen olaylar sıralanırdı. Hele hele İnternetin hayal dahi edilemediği, bırakın İnternet’i, posta haneden yurt içi görüşme yapabilmek için saatlerce telefon kuyruklarının beklendiği, ortalıkta “pek yakında radyoların içinden adamlar çıkıp konuşacakmış” yollu akıllara ziyan şehir efsanelerinin dolaştığı 1970’li yılların başında, tam anlamıyla bir alışkanlıktı her gün Saatli Maarif Takvimi okumak; anlık olarak büyük bir bilgilenme fırsatıydı, apayrı bir kültürdü. Benim en çok ilgimi çeken bölümlerinin başında “tarihte bu gün” kısmı gelirdi. Kimi vakit üzüntü, kimi vakit gıpta bazen de hayıflanarak bakardım mazide yaşanmış, yaşamış olanlara. Dün, yani 19 Şubat’larda gerçekleşen olayların bazılarından bir seçki hazırladım sizler için, ola ki ilginizi çeker, Google amcaya yazarak daha çok bilgilenirsiniz diye. Haydi, gelin beraberce Saatli Maarif Takvimi okur gibi bakalım geçmişe: 1405-Büyük Moğol İmparatorluğu hükümdarı Timur öldü. (Biliyorsunuz, Osmanlı tarihinde adına “lenk” yani, “aksak” tanımı eklenerek küçümsenen ancak, bilime ve sanata büyük önem veren güçlü bir hükümdardı Timur. Yıldırım Bayezid’i yenmiş, İnegöl’de otağ kurarak, Bursa Ulucami’yi de fil ahırı olarak kullanmıştı. Yakın zamana dek fillerin ayaklarını zincirlemek için kullanılan iri demir halkaların zeminde yer aldığı söylenir.) 1807-ABD eski başkan yardımcısı Aaron Burr vatana ihanet iddiasıyla tutuklandı. (Ne diyelim, darısı bizimkilerin başına!) 1861-Rusya'da toprağa bağlı kölelik yasaklandı. 1878-Thomas Edison fonografın patentini aldı. 1915-1’nci Dünya Savaşı: Gelibolu muharebeleri başladı. İtilaf devletlerinin Çanakkale'ye denizden yaptıkları saldırı püskürtüldü. 1932-Halkevleri kuruldu. Amaç; halkın politik, ideolojik ve kültürel eğitimini sağlamaktı. Cumhuriyet Halk Fıkrası Genel Sekreteri Recep Bey (Peker) bu amacı şöyle ifade etti: "Halkevlerinin gayesi ulusu katılaştırmak, sınıfsız katı bir kitle haline getirmektir". Halkevleri 1951'de Demokrat Parti (DP) tarafından kapatıldı. (Dün baktım, bu halkevleri konusunu sadece CHP Bursa milletvekili adaylarından Hasan Taşkut hatırlamış ve Facebook sayfasında da güzel bir makale paylaşmış. Kendisini bu önemli ve vefa dolu paylaşımından ötürü kutluyor, çıktığı adaylık yolunda başarılar diliyorum. Evet, Halkevleri’ni Demokrat Parti kapattı ama pek çok solcunun,  sosyal demokratın aksini düşünmesine rağmen Köy Enstitüleri’ni de ne yazık ki Cumhuriyet Halk Partisi kapatmıştı!.. Bu da incelenip, okunması, üzerinde tartışılması gereken bir konu.) 1941-David Gross, ABD'li fizikçi, Nobel Fizik Ödülü sahibi doğdu. 1943-Tim Hunt, İngiliz biyokimyacı, Nobel Tıp Ödülü sahibi doğdu. (Biz hala bilim yerine kilim üretenleri mezun eden yüksek öğrenim yapısıyla doğmalarını bekleyip duruyoruz! Demek ki neymiş, ortaya en az üç çocuk çıkararak bilimsel ilerleme sağlanamazmış!) 1945-II. Dünya Savaşı: Iwo Jima muharebesi. Yaklaşık 30.000 ABD askeri Batı Pasifik'teki Iwo Jima adasına çıktı. Japon ordusunun şiddetli direnişi ile karşılaşan ABD birlikleri adada kontrolü ancak bir ay sonra sağlayabildiler. 1947-İstanbul'da et giderek pahalılaşıyor; İstanbul Belediyesi halkı et boykotuna çağırdı. (Bizde çare at eti!) 1951-André Gide öldü.  Fransız yazar, Nobel Edebiyat Ödülü sahibi. (Ermenilerin tehcir sırasında ölmelerine “soykırım” diyerek batıya şirin gözüküp ödül alan bizdekinin aksine bu adam kendi ulusunun soykırım yaptığını itiraf ederek ödül filan almadı. Oysa 8 Mayıs 1945'te Fransızların Setif ve Guelma'da 45 bin Cezayirliyi öldürmesiyle sonuçlanan korkunç bir katliam yaşandı. Cezayirliler, 1945'te meydana gelen ve 1968'e kadar süren toplu saldırıları "soykırım" olarak ifade ediyorlar. İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesi üzerine Cezayir bayrakları ile kutlama yapan tüm Müslüman Cezayirlilerin üzerine, Fransız ordusu ve polisi tarafından makinalı tüfeklerle ateş açılmış ve silahsız 45.000 sivil Cezayirli görüldükleri ve yakalandıkları yerde katledilmiştir. Bununla birlikte Fransa, Cezayir'in bağımsızlığını ilan ettiği tarihe kadar sivil Cezayirlileri sistematik bir şekilde katletmiştir. Cezayirlilere göre, Fransa'nın 132 yıl süren işgali sırasında 1 milyondan fazla insan öldürülmüştür.) 1959-Londra Konferansı sona erdi. Bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kurulmasını öngören Londra Antlaşması imzalandı. Konferansa Türkiye, İngiltere, Yunanistan başbakanları ile Kıbrıs Türk ve Rum cemaatleri liderleri katılmıştı. 3 Aralık'ta Başpiskopos Makarios Kıbrıs Cumhurbaşkanı, Dr. Fazıl Küçük de yardımcısı oldu. İngiltere Kıbrıs'ın bağımsızlığını tanıdı. (Sonunu biliyorsunuz?) 1972-Güvenlik güçleri, sabaha karşı Fındıkzade ve Arnavutköy'de operasyonlar düzenledi. Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi (THKP-C ) üyesi Ulaş Bardakçı öldürüldü. (Bundan 43 yıl önce proleterya diktatörlüğünü kurabilmek için henüz 25 yaşındayken canını hiç çekinmeden veren mahallenin en güzel abisi afilli fotoğraflarıyla o gün bu gündür hala bize bakar durur.) 1985-Cumhurbaşkanı Kenan Evren bozuk ilaç yapanlar için " Bu adamların kafasını koparmak lazım" dedi. (Yaşı büyültülerek idam edilen Erdal Eren’in katillerinden 97 yaşındaki Kenan Evren hala acı çekiyor. Ne büyük ilahi adalet değil mi?) 2001-Milli Güvenlik Kurulu'nun Çankaya Köşkü'nde yapılan şubat ayı toplantısında, Başbakan Bülent Ecevit, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile yaşadığı tartışma nedeniyle toplantıyı terk etti. (Ve işte artık AKP’nin ayak sesler duyulmaktadıri!) Tüm bunlar 19 Şubat’larda yaşananlardan birer seçkiydi sevgili okurlar. Bir tane de bu günden yani, 20 Şubat’tan son bir olay aktararak tamamlayalım yazımızı. 1968-Türkiye İşçi Partisi (TİP) milletvekilleri Çetin Altan ve Yunus Koçak 1968 yılında bugün Meclis'te Adalet Parti'lilerin saldırısına uğradılar. (Peki, yaşanan bu olay size bu günlere dair bir şey çağrıştırıyor mu? Hani daha geçen gün AKP’liler tarafından saldırıya uğrayan, kafalarına tokmakla vurulmak suretiyle darp edilen milletvekilleri filan gibi mesela?) Hadi kalın sağlıcakla…  

Diğer Haberler