Gelen haberlere göre, Türkiye'nin Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi almasını bahane eden Washington yönetimi, üretim ortağı olmasına rağmen Ankara'yı F-35 projesinden dışlama kararı aldı ve bu yönde de adımlar atmaya başladı.
ABD'nin bu hamlesine karşı Türkiye'den “Karşılığını veririz”açıklaması geldi.
Neydi acaba bunun karşılığı?
Türk Hükümeti nasıl Amerika’dan Patriot alamayınca Rusların ürettiği S 400 savunma sistemlerine yöneldiyse, aynı şekilde “F-35’lerin alternatifi olan Rus Su-57’leri alırız” demeye getiriyordu.
Hadi bu gün bu konuların arasında dolaşalım biraz?
Rusya’nın hava savunma ve saldırı konularındaki teknolojik birikimi muazzam ve şu anda da uzmanlara göre batının çok çok önünde.
Efsane Mig uçaklarının ardından Sukhoi Şirketi’nin imal ettiği Su-27’leri geliştirerek başladılar işe Ruslar.
Amerikan hava ve deniz kuvvetleri için tasarlanan F-14, F-15 ve F-16 gibi uçaklarla Ruslar karşısında büyük bir üstünlük ve avantaj sağlanmıştı çünkü.
Sukhoi şirketi o yıllarda T-10 olarak adlandırılan Su-27 üzerindeki çalışmalarına 1974'te başladı.
Çift kuyruklu tasarlanan uçağın pilot tarafından rahatlıkla kontrol edilebilmesi için Kablolu Uçuş Sistemi eklendi.
Uçağın uzun süre havada kalabilmesi için tasarımda kanatların ve gövdenin içine özel yakıt tankları konuldu.
20 Mayıs 1977'ye gelindiğinde ilk uçuş Sukhoi Baş Test Pilotu Vladimir Ilyushin tarafından gerçekleştirilmişti bile.
Su-27'nin basitliği, üstün sistemleri ve bakım kolaylığı nedeniyle Rus uzmanlar uçakta, Deniz Kuvvetleri'nde de kullanmak üzere bazı değişiklikler yaptılar.
Uçak gemilerine inip kalkabilen Su-27K modeli daha sonra Su-33 olarak da adlandırılmaya başlandı.
Sukhoi şirketi Su-27'leri sürekli geliştirdi, sürekli geliştirdi.
İki kişilik önleme görevlerinde kullanılan Su-30, yine iki pilotlu çok rollü Su-30MK, Su-34 taktik bombardıman uçağı Su-27'nin yeni modelleri arasında yer aldı.
Su-27'nin halen bu alanda 27 dünya rekoru bulunuyor.
3 bin metreye 25, 15 bin metreye de 70 saniyede tırmanıyor.
Bu rekorlar daha önce Amerikan F-15 uçağına aitti.
Ve efendim, bu modelin son aşaması, teknoloji harikası “Su-57’ler” var şimdi meydanda ki, Amerikan F-35’ler halt etsin!..
Rus Sukhoi tasarım bürosu tarafından üretilen tek kişilik, iki motorlu Su-57 uçağının fırlatma koltuğu pilotunu herhangi bir yükseklikte, hatta karada dahi kurtarıp bir sonraki görevi pilotsuz gerçekleştirebiliyor.
Yeni radarı sayesinde diğer hava araçlarından çok daha iyi bir şekilde kara, hava ve denizdeki tüm hedefleri tespit ve imha edebiliyor.
Saatte 2 bin 600 kilometre hızla uçup, hiç durmadan 5 bin 500 kilometre mesafe kat edebiliyor, yüklü ağırlığıysa 25 bin kilogram.
Sanal ikinci pilota sahip uçak, kısa mesafeli kalkış ve inişi yapmasının yanı sıra düşük radar görünürlüğüyle de büyük üstünlük sağlıyor.
Bu gün Rusya Federasyonu Hava Kuvvetleri envanteri kapsamında, o da bilinen raporlara göre 3 bin 600’den fazla uçak ve helikopter, aktif göreve hazır bir vaziyette bir kenarda bekliyor.
Tüm bunlarla birlikte Rusya’nın elinde tek seferde Fransa büyüklüğündeki bir kara parçasını kül edebilecek “Satan-2” isimli termodinamik nükleer füzeleri daha var ki, evlere şenlik!
Bu füzelerin menzili tam 10 bin kilometre. Saniyede 7 kilometre mesafe alıyor ve Amerika’nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine attığı bombalardan 2 bin misli daha etkili!
Avrupa’nın tüm başkentlerini aynı anda atom bombasıyla vurabilecek bir sistem bu.
Satan-2’ler de yetmedi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin “yeni ürettikleri füzelerin sonsuz menzilli olduğunu” açıklayıverdi sonra.
Cihazlar nükleer yakıtla çalışıyor ve istendiği kadar havada kalabiliyor!
Üstelik de balistik füzelerden farklı olarak rotasını da sürekli değiştirebiliyorlar.
Ve başka bir durum daha:
İnsansız denizaltılarla dünyanın dilediği noktasına nükleer saldırı gerçekleştirebiliyor Rusya.
Uçaklar, denizaltılar, yeni süpersonik füzelerle hiçbir ülkenin sahip olamadığı avantaja sahip bu ülke.
Hadi bir de bizim satın aldığımız S-400’lere bakalım?
Her türlü hava saldırısını bertaraf etmek üzere tasarlanan bu sistem şimdilik dünyanın en iyisi.
Hedefinde her türlü füze ve hava aracı var.
Üstelik de Amerikan Patriot’lardan çok daha güçlü, hızlı, etkin ve uzun menzilli.
Menzili Patriot’lardan iki kat daha uzun, tam 600 kilometre uzaktan size doğru gelen her araca kitlenebiliyor.
Türkiye'nin kendi hava sistemini kurması için ilk adım 2015 yılında atıldı.
Bir ihale açıldı ve bu ihaleyi 3.4 milyar dolara bir Çinli şirket kazandı.
Üstelik de bu Çinli şirket teknolojiyi de Türkiye’yle paylaşacaktı.
Ancak o dönemde ABD ve NATO'dan gelen tepkiler sonrası ihale iptal edildi.
Bu ihale sonrasında Türkiye farklı ülkeler ve şirketler ile görüşmeye devam etti.
Son olarak da bilindiği üzere Rusya ile anlaştı.
Bakalım bu kez Amerika’ya karşı durabilecek mi?
Milli mücadele döneminden beri Batıya karşı koz olarak kullanıp durduğu ancak, şimdiye dek her seferinde “U” dönüşü yaptığı “Rusya’yı” zebil etmeden kullanabilecek mi?