Başbakan çıkmış televizyonun birinde anlatıyor…
Geçmişte Mısır’a gitmişmiş…
Oralı bir gazeteci yanına yaklaşıp sormuş:
“Sizde seçim sonuçlarının alınması kaç hafta sürüyor?”
“Ne haftası” demiş, Tayyip Erdoğan; “Bizde 24 saat içerisinde her şey hallolur”!
Evet, bizde artık 24 saat içerisinde her şey halloluyor.
Halloluyor da, nasıl halloluyor işte ona bakmak lazım.
……………………
Birileri adına “demokrasi” diyor ama…
“Türkiye’de seçim sonuçlarının değerlendirilip kamuoyuna açıklanması süreci baştan sona siyasi partilerin kontrol ve denetlemesine kapalıdır!..”
Şaşırdınız mı?
Hiç şaşırmayın.
Daha öte bir şey söyleyelim:
“Türkiye’de gizli oy, açık tasnif ve gizli sayım sistemi uygulanır!”
Evet, işin uygulamasında durum aynen böyledir.
Yani ister bilgisayarla yapın, ister elle, sisteme sızmış kötü niyetli birileri her zaman bu ülkenin geleceğiyle oynayabilirler; velev ki iktidarın gücünü arkalarına almış olsunlar!
…………………….
Seçim sonuçlarının değerlendirmesinde ilk sorun aslında sandık başındaki tasnif sırasında başlar.
Devlet’in sandık başına görevlendirdiği memur iktidarın adamıysa ve muhalefet partileri de oraya gözlemci yollayabilecek örgütlülükten yoksunlarsa eğer, oylar takla attırılıp yüksek çıkan rakamlar iktidara yazılır tutanakta.
O sandığa ait çuvaldaki pusulaların yeniden sayılması için hiç kimse itiraz etmeyince de sonuç ilçe seçim kuruluna hileli bir şekilde yansıtılmış olur böylece!
Bazılarınızın, “Yok olmaz öyle şey” dediğini duyar gibiyim!
Yazdığım olayın Türkiye’de binlerce örneği vardır.
Sadece o da değil…
Sandık başında bulunan iki parti temsilcisinin anlaşması(!) sonucu, diğer partilerin çırak çıkarıldığı örnekler de saymakla bitmez!
……………………..
Diyelim ki başka bir siyasi parti şüphelendi ve o sandığa ait pusulaların yeniden sayılması için ilçe seçim kuruluna süresi içinde itirazda bulundu…
Tekrar sayılır elbette…
Ancak o sandıktaki oyların tamamı yanlış sayılıp, yanlış yere yazılmış olsa bile seçim sonucuna etki etmeyeceği yani, değiştirmeyeceği için dikkate dahi alınmaz!
Peki ya bu halde olan diğer binlerce sandık ne olacak?
Bu bir organizasyon işidir.
Yakın siyasi geçmişte Türkiye’de bu organizasyon kabiliyetine sahip bir tek parti vardı; o Refah Partisi de “sandık başına organize adam gönderme kabiliyeti” sonucu İstanbul ve Ankara’da belediye başkanlıklarını aldı zaten!
Çöplüklerden, kalorifer kazanlarından çıkan oy pusulalarını hatırlar mısınız?
İşte o günler sonun başlangıcıydı zaten!
……………………..
Şimdi gelin yavaş yavaş gizli oy, açık tasniften, “gizli sayım” kısmına doğru birlikte ilerleyelim.
Farz edelim ki her şey normal yürüsün…
Sandık başında bir devlet memuru, biri AKP, diğeri CHP, öteki de MHP’nin yolladığı üç de gözlemci olsun.
Seçim bitince sayım sonuçlarının yazıldığı dört tutanak düzenlenip, imzalanır bu durumda.
Üçü parti görevlilerine verilir.
Diğeriyse devlet memuru tarafından seçim kuruluna iletilecektir, sonuçlara eklenmesi için.
İşin doğrusu, parti görevlilerinin devlet memurunu asla yalnız bırakmamaları, oy pusulalarının konulduğu çuvalla ilçe seçim kuruluna kadar birlikte gitmeleri, hatta sabaha kadar da sürse, evraklar resmen teslim edilene kadar beklemeleridir!
Çünkü insanoğlu bu!
Çuvalın yolda herhangi bir aşamada bir kazaya daha uğrama olasılığı her zaman mevcuttur.
Ve kazaya uğrayan çuvallar da çoktur!
………………………
Hadi burayı da geçtik…
O sandık başındaki parti görevlisine düşen sorumluluk, elindeki tutanağı doğruca partisinin belde ya da ilçe başkanlığına iletmektir ki, onlar da kendi bölgelerindeki sonuçları ayrıntılı ve tam olarak İl’e, İller de Ankara’ya genel merkezlerine yollayabilsinler.
Yollayabilsinler ki, sandık sandık ayrıntılı sonuçların -sağlaması- Yüksek Seçim Kurulunun açıklamalarından sonra da yapılabilsin.
Bu gün iktidar partisi haricinde ülke genelindeki on binlerce sandığın tamamına adam gönderip, sayıma nezaret etmelerini sağladıktan sonra tutanakların tümünü seçim akşamı elde edebilecek bir tane dahi siyasi parti yok Türkiye’de!
Yani bırakın kontrol edip denetlemeyi, açıklanan sonuçların sağlamasını bile yapma yetisinden mahrumdur en başta CHP ve MHP.
Bu durumda işin sonrası tam bir felakettir işte!
İster uydudan oynar, ister yazılımdan.
İster kağıttan oynar, ister ekrandan.
Becerebilen seçim sonuçlarıyla dilediği gibi oynar bizim ülkemizde!
Hele bir de seçmen sayılarıyla ilgili karmaşayı da hesap ederseniz eğer…
Merkezde istatistikleri düzenlerken, oy kullanmayan seçmenin bir kısmını bir kalem oyunuyla dilediğiniz yere kaydırıvermek çocuk oyuncağıdır artık!
………………………
“Gizli sayım” dediğimizse şundan ibarettir:
Hani sandık memurları ve parti müşahitleri çuval ve tutanakları ilçe seçim kurullarına teslim edip gittiler ya seçim akşamı?
İşte ondan sonraki safha siyasi partilerin denetim ve kontrolünden tamamen uzaktadır artık.
İşi ele bütünüyle bürokratlar almıştır!
Sonuçlar ilçe seçim kurullarından İl’lere, İl’lerden Başkent’e yollanır; asıl değerlendirme ve açıklamayı da Ankara yapacaktır.
Sonraki duruma ilişkin bilgiler hiç kimseye, hiçbir kuruma nedense verilmez.
Mesela CHP hala Yüksel Seçim Kurulu’ndan sandık sandık son referandum sonuçlarını istiyor ancak bu feryat havanda su dövmekten başka da bir işe yaramıyor!
İlçe, İl bazındaki toplam sonuçlar açıklandı.
Peki ya sandık sandık sonuçlar?
Ayrıntısı ilan edilmeyen bir seçim tam anlamıyla meşru sayılabilir mi?!
………………..
Dün akşam Bursa Dağ Yöresi Çevre ve Eğitim Platformu (DAĞ-ÇEP) üyesi arkadaşlarla birlikte hem bol bol sohbet ettik, hem de kardeşimiz İhsan Ekmekçi’nin, Balıklı’da sadece Uludağ’da yetiştirilen hayvanların leziz etlerini sunmak için açtığı “Keles Et Mangal’da” fırına bir gün öncesinden konularak bize özel pişirilen erkeç etinden mamul meşhur “Keles güveciyle” hasret giderdik.
Sohbet sırasında “seçim hileleri” konusu da gündeme geldi.
Dar zamanda bu meseleye ilişkin bilgilerimizin bir kısmını orada da paylaştık ama bundan tam 3 yıl önce 15 Şubat’ta kaleme aldığımız “Son derece şaibeli bir seçim daha yaşayacağız” başlıklı bir yazımızdan da bazı bölümler aktararak yeniden sizlerle de paylaşmak istedik.
Keşke bizim seçim sayım işlemi de Mısır’da olduğu gibi günler hatta haftalar sürseydi de, sonuçları sağlıklı bir şekilde alabilseydik?!.
Ve böylece kafamızda hiçbir soru işareti barındırmadan seçilenlere gönül rahatlığıyla “Hayırlı olsun” diyebilseydik!
Ancak yukarıdaki tablo daha çok genel seçimler için geçerli; yerel seçimlerde özellikle küçük yerleşim birimlerinde sonuçlar nispeten denetlenebiliyor.
Fakat ana kentlerde hile hurdanın bini hala bir paraya gidiyor.