Seni seviyorum Osmangazi!..

Geçen akşam Merinos’taki Hayat Lokantası’nda dostlarla birlikte yemek yiyiyoruz. Bursa’da eli yüzü düzgün, misafir ağırlayabileceğiniz tek esnaf lokantası orası. Kazık fiyatlarını saymazsanız bol çeşit ve yemeklerinin kalitesiyle kentimiz için de bir kazanç ayrıca. Kuzu tandır, kıymalı yaprak sarma ve enginarı yine nefisti doğrusu. Merhum Büyükşehir Belediyesi Eski Başkanı Hikmet Şahin’in bıraktığı izlerden birisi orası da. Sadece Hayat Lokantası mı? Hemen karşısındaki kule kafe, yeşil alanları, spor bölümleri, kongre ve kültür merkeziyle Merinos Parkı da elbette. “Başarısızlık, becerisizlik” deyince benim aklıma daima DSP dönemi ve zamanın büyükşehir belediye başkanı Erdoğan Bilenser gelir. Düşünebiliyor musunuz, merkezi hükümet sadece “1 lira” gibi sembolik bir bedelle Merinos Fabrikası ve o geniş araziyi Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne yani, Bursalılara hediye ediyor… Paha biçilmez bu alan daha sonra “bizim burayı park haline getirecek maddi gücümüz yok” gibi komik bir bahaneyle belediye tarafından Hazine’ye iade ediliyordu! Olacak şey değildi Bilenser’in yaptığı; bu ve benzer hareketleri nedeniyle “beceriksizser, bilmeyenser” demiştik o sıralar kendisine! Büyükşehir ölçeğinde tam bir kayıp zamanlardı o yıllar. Osmangazi’de Hilmi Şensoy, Yıldırım’da Ramazan Altunöz, Nilüfer’deyse Mustafa Bozbey çok güzel işler çıkarıyorlardı ancak, büyükşehirde vaziyet tam anlamıyla bir felaketti. Hülasa, Hikmet Şahin gelir gelmez aslanlar gibi el koydu meseleye. Önce Merinos geri alındı. Şahin’e diş geçirip de avantayı cebe indiremeyenlerin tuttuğu kiralık tetikçilerin yaygaralarına rağmen ortaya üstelik de kent merkezinde nefes alınıp soluklanılabilecek yemyeşil bir vaha, hem de koskoca bir kongre ve kültür merkezi çıktı. Siyasi partiler bile kongrelerini önceden spor salonunda sigara dumanları içinde yaparlarken şimdi gidip oranın pırıl pırıl mekanlarında gerçekleştiriyorlar seçimlerini. Diğer siyasilerin 30 yılda gerçekleştiremediği Acemler köprülü kavşağını Paşa Çiftliği’nin sahipleriyle anlaşıp beş dakikada yapıverdi Hikmet Şahin. Çok merak ediyorum, Ankara-İzmir güzergahı boyunca onun yaptığı bat-çıklar ve köprüler olmasa Bursa trafiği bu gün ne halde olurdu acaba? Hilmi Şensoy’dan sonra Recep Altepe de kalıcı güzel hizmetler yaptı Osmangazi’de. Fakat, Altepe’nin ardından Mustafa Dündar’ın göreve gelmesiyle birlikte belediye hizmetleri Osmangazi’ye küstü! Birkaç günden beri şehir içindeki billboardlarda bir reklam var. Üzerinde kırmızı renge boyanmış kalp işaretleri, üzerindeyse Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’ın resmi var. Şöyle yazıyor orada: “Seni seviyorum Osmangazi.” Efendim? “Seni seviyorum Osmangazi.” Seviyorsan git konuş abi! Ancak sana şöyle yanıt verecektir: “İyi de, seviyorsan bu güne dek benim için ne yaptın?” Erdoğan Bilenser de böyle bol bol reklamını koydururdu her yere. Memlekette neredeyse hiçbir iş yapmayanlar durduk yerde reklamlarını yapıyorlar. “Seni seviyorum Osmangazi’ymiş!..” Bu mudur, her şey bundan ibaret midir yani? Sen sevmeyeceksin de kim sevecek zaten? Altında son model lüks makam aracı, yediğin önünde yemediğin arkanda, elindeki imkanlar beyde yok, paşada yok, dedem de sever öyle oturduğu yerden Osmangazi’yi! Asıl Osmangazi seni seviyor mu önemli olan bu? Belediyenin İnternet sitesine girip baktım, “projeler” başlığının altında “erzak, aşure dağıtıyoruz, ramazanda iftar veriyoruz”dan başka dişe dokunur, ele gelen hiç bir şey yok. Diğer fotoğraflar da Recep Altepe tarafından yapılıp bitirilen işlere ait zaten. Geriye kalanıysa hala “cek-cak”!.. 2009 yılından bu yana Osmangazi’yi yöneten Mustafa Dündar’ın Merinos’un karşısına yaptığı Pazar yeriyle küçük birkaç ek hizmet binası açılışından başka gerçekleştirdiği hiç bir şey yok. Varsa da biz bilmiyoruz? Recep Altepe’nin ardından Osmangazi adeta hizmeti unuttu. Ne kaldı geride? “Osmangazi’yi sevdiğini” söyleyen ancak belediye başkanı olduğu ilçeyi memleketi Gümülcine’yle aldatan bir insan! Üstüne çıkmış bir de billboardlarda reklam yapıyor: “Seni seviyorum Osmangazi!..” Oldu, gözlerim doldu!