Bu, Kent Meydanı’ndaki Kardeş Otel’in mirasçılarından, AKP Milletvekili adayı Selim Yedikardeş’i önceki seçim döneminde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki mebus odalarının önünde “kasap kedisi” gibi beklerken görmüştüm ben en son.
Canı çok çekiyordu milletvekili olmayı.
Türk halkının kendisinin engin tecrübe ve birikimlerinden mahrum bırakılmaması için AKP’li yöneticiler ne yapıp ne edip seçilebilecek bir sıraya mutlaka koymalıydılar onu.
Kim bilir, belki memleketin makus talihi bile değişebilirdi onun varlığında.
Özellikle turizm sektörüne katkıları çok büyük olacaktı.
“Resepsiyonda müşteri nasıl karşılanır, iyi bir bellboy bahşişi fazla kapmak için hangi yöntemleri uygulamalı, otelde en güzel çarşaf katlama teknikleri nelerdir” gibi konularda derin bilgi ve birikimleri vardı Selim Yedikardeş’in.
Fakat yapmadılar.
Değerini bilemediler.
O da o seçimden sonra Facebook politikasına girişti ve duvarına şunları yazarak partisinin yöneticilerini topa tuttu aklınca:
“ŞAPKA DÜŞTÜ, KEL GÖRÜNDÜ
Bursa'da, Türkiye'de her şey 7 Nisan da değişti.
Fevri davranan AK Parti Genel Merkezi krizin çıkmasının baş müsebbibidir.
Aşağıdaki yazımı yazıp yazmamayı çok düşündüm. Ama dedim ki “vebalim yok.” Oyumu Ak Parti'ye kullandım. Daha evvel de geleceğimiz adına aday adayı olmuştum. (Sağolsun. M.A.Y.)
1- Delegasyon temayülü gerçekleştirdiniz. Sonuçları açıklamadınız. Neden? “Biz en iyi adayları belirleyeceğiz” diye. Eyvallah. (Eyvallah koçum.)
2- STKlarla , (Sivil toplum örgütleriyle) kentlerde Temayül gerçekleştirdiniz. Hiçbir sonucu açıklamadınız gibi, bu temayülünde sonucuna bakılmadı. (Kesin sen birinci çıkmışsındır 1’nci Selim.)
3- Arkadaş, kimse çıkıp söyleyemedi. Dört yıl vakit kaybettik, Bursa’da özel hastane ve oteller dışında yatırım oldu mu diye? Belediyeleri değil, genel bütçeden Bursa'ya ne geldi? Yeni Adliye Sarayı nerede, hızlı tren ne oldu? Daha hala “cek, cak!” Havaalanı var, ne otoparkı , ne free shop , ne de Bursa markaları yer almakta? (Free Shop’tan ne alacaktın len Selim? Komik adamsın sen hakikaten vallahi! Bütün bunların hiçbiri seni listeye koymadıkları için aklına gelmedi di mi? Yıllarca Bursa aşkıyla yatıp, Bursa aşkıyla kalktın sen zaten!)
4- Hele hele sormak lazım, sen ben kavgası çıkartan bu ilin abisine, her şeye çakmak ve tiye almakla ne kazandın? (Bülent Arınç’ı kastediyor Selim.)
5- Paralelle mücadele dedik. Kendileri en ön safta değil miydi? Daha 10 gün olmadı mı Manisa da yapılan operasyon hakkında emniyet müdürü hakkında söyledikleri? (Bülent Arınç’ı “paralele” bağlamaya çalışıyor Selim, kendisini mebus yaptırmayanın Arınç olduğunu düşünüyor. İntikam alıyor aklınca!)
6- ARINÇ - GÖKÇEK kavgasında söyledikleri. Aslında ilk başta Cumhurbaşkanına söylenilen lafa, Gökçek cevap vermişti. Parsel parsel sattınız. Söylenilecek laf mı? Bu kaçıncı çıkış, sonrası geri vites. Varsa istifa etseydiniz. Yoksa amacınız birilerine mi yaranmaktı?
7- Seçmen aradığını bulamadı. Kendine yakın aday görmek isterken, alay eder gibi liste yaptınız. Bu ilin yapısı var. Muhacir ve göçmen şehri, 3 Batı Trakyalı koydunuz, sanayi başkenti 2023 vizyonuna sahip neden gözlerden kaçtı. Balkan ve Rumeli, Bulgaristan, Bosna, Dağdan ve Bursalı aday neden koymadınız? Tüm demografik yapıyı nasıl göz ardı edersiniz? (Nasıl, nasıl, nasıl?!. Aslında beni koymalıydınız demek istiyor 1’nci Selim ve hiç anlaşılmıyor!)
8- “Cek-cak edebiyatını” bırakıcaz. Seçilen 18 milletvekilimizi de ayrıca tebrik ederim. Şehrim ve Türkiye adına çalışacaklarından hiç şüphem yok. (Ee tabi onlarla arayı iyi tutmak lazım, bakarsınız olurlar lazım!)
9- Seçimin galibi , sevinenler gibi gözükse de asıl mağlup seçmenini koyun zanneden BURSA Ak Parti kurmayları ve Ak Parti Genel Merkezidir. (Oha! ilk defa bir AKP’li milletvekili adayı bu partinin Türk seçmenini koyun yerine koyduğunu söylüyor!)
10- Allahtan 3 dönem Arınç Bey yok. Sn. Soylu ve Şentop nezdinde, Bursa AK Parti il başkanlığı yaptığı liste ile harakiri yapmıştır.
11- Seçmen adaylarını istiyor. Paralel dediğinizle birlikte, içimizdeki yatayları da gözden geçirelim. (Yataylar onu mebus yapmayan kişiler oluyor bu arada!..)
YÜZÜ KIZARANLARDAN BİZİ EYLEME RABBİM. (Keşke eyleseydi!)
Tüm sivil toplumu sadece kendi yanındakileri ile hareket edip, diğerlerini sahte beraberlik içinde olup bugüne şaşıran BURSA AKPARTİ il yöneticisi var mıdır? (Şu ana dek pek çok imla hatasını düzelttim ama belli ki free shop mağduru, ne dediği anlaşılamayan bu cümleyi hiç ellemeden geçiyorum.)
Dünya da güzel bir siyasi doktora tezi olabilir AK Parti 2015 seçimleri.
Sadece Bursa da değil ayrıca yazdıklarım, yaklaşık 90 günde bizzat gittiğim ve gördüğüm 40 ilde de aynı.
Şahsımı teveccüh veya tercih edilmediğimden yazdığımı sananlar lütfen aday adayı değilmişim gibi okusunlar yazımı. (Ee adaydın be Selim, onu napıcaz?)
Şimdi ekonomi 3.2 TL. USD. Borsa 40.000 inanılır gibi değil. (Selim’ mebus yapmadılar, inanılır gibi değil!..)”
Ve geliyoruz bu güne yani, aslında düne…
Sevgililer günüydü ya hani?
Otelciyseniz eğer çok iyi bilirsiniz.
Her gün çok fazla sayıda görebilirsiniz onlardan.
Yeni telefonlarını özellikle göstermeye çalışan orta yaşlı hanımlar…
Açık büfeyi masalarına taşıyıp, yiyemeden orada öylece bırakanlar…
Sanki anlarmış gibi havalara girip, garsonun kadehe tadımlık doldurduğu şarabı bir dikişte bitirdikten sonra “hımm, güzelmiş” diye hava atan görgüsüz ya da sonradan görme zenginler…
Çok fazla sayıda görmüştür Selim Yedikardeş bu insan tiplerinden.
Ve o da 14 Şubat sevgililer günü gidip free shop’tan karısına A serisi sıfır kilometre bir Mercedes araç satın alıyor.
Almakla da kalmıyor, aracı kırmızı kurdeleyle süsletip, üstüne bir de fiyonk yaptırıyor.
Buraya kadar her şey normal.
Yeni Mercedes’le birlikte bir saadet günü yaşasın Yedikardeş Ailesi.
Fakat başka bir şey daha yapıyor AKP milletvekili adayı otelci 1’nci Selim; tüm bu sahneleri görüntüleyip kendisini milletvekili yaptırmadığını düşündüğü Bülent Arınç abisine nazire olsun diye belli ki, Facebook sayfasından yayınlıyor!
Dünyanın neresinde olursa olsun bu sakil durum bir gazeteci için haberdir.
Bir politikacıdır, siyasetçidir çünkü karşıdaki kişi.
Öyle görgüsüzler, sonradan görmeler gibi arabayı fiyonklatıp, fotoğraflarını da çektikten sonra elaleme hava atmak da de neyin nesidir şimdi?
Bizim Özlem de (Yağmur) görüyor bunu lodos sitesinde haber yaptırıyor.
Vay sen misin bunu yapan!
Selim Yedikardeş’in ortalık yerde habere yaptığı yoruma bakın:
“İt ürür kervan yürür!..”
Bu sarı Selim nasıl bir insandır Allah aşkına?
Hiç mi otelden çıkıp da karışmamıştır insan içine?
Bırakın gazeteciliği bir yana, bir kadın için zihninden ötüren “it” lafının asla söylenmemesi gerektiğini nasıl da bilememiştir böyle.
Kimler yetiştirip terbiye etmiştir bu adamı böyle?
Bir de üstüne üstlük Özlem’e özelden “kaldır o yazıyı yoksa dava açacağım” diye mesaj gönderdiğini öğrendiğim vakit kan beynime sıçradı.
Evlendiği gün olan 23 Nisan akşamında Almira’daki salona 10’ncu Yıl Marşı’yla giren biri daha sonra kendisini nasıl bu kadar bozabilir anlayabilmiş değilim doğrusu?
Bir de bir insan, erkeklerin karılarına tek taş yüzük, araba filan gibi pahalı hediyeler aldıklarında aslında ne demek istemediklerini nasıl bilmez ve böyle büyük bir ölümcül hataya düşer?!.
Ah be Selim!
Havuz Sultan Selim!