Anı biriktirmeyi, yazılarımda da anı paylaşmayı ve anı aktarmayı çok severim.
En çok hüzünlendiğim kişiler Alzheimer hastalığına yakalanmış olanlardır.
Yaşamak, bazen zor da olsa geçmişi hatırlamaktır bana göre.
Günün birinde biriktirdikleri tüm anıları kaybedecek olmaları, kim olduklarını bile unutacak duruma gelmeleri ne kadar kötü değil mi Alzheimer’a yakalanmış olanların?
Neyse…
Bazı anıların geçmişte paylaşılmış olsalar dahi yinelenmelerinde hiçbir mahsur yok.
Hele hele okunduğu vakit insana biraz da tebessüm ettirebiliyorlarsa daha da alâ.
“Hazım Adanur” ismini eski Bursalıların pek çoğu bilir.
Çünkü Hazım Bey’in babası Hacıbey’in Ünlü Cadde’deki eski dükkanında mutlaka bir kebabını yemişlerdir.
Hazım ve kardeşi Hüsnü Adanur birlikte sürdürdü daha sonra bu geleneği ve en sonunda da yeğenlerine devrettiler.
Hazım beyde “politika” da vardır, eski Doğruyol Partilidir.
Süleyman Demirel ve Tansu Çiller hayranıdır.
Biraz da merhum eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e benzetirler onu tanıyanlar:
Nüktedandır, espriyi, şakalaşmayı sever.
Arkadaşlarıyla birlikte seçim çalışmalarına çıktıkları eski arabasının kornasına horoz, kedi, köpek sesi ekletecek kadar da komiktir.
“Demirel hayranıdır” demiştik. Ofisinin baş köşesine asmıştır hep “baba” lakaplı Demirel’in fotoğraflarını:
Hazım beylerin oturdukları Çekirge’deki apartmanın dağlı kapıcısı kendisini yıllarca “paşa” sanmış, eve her geldiğinde esas duruşa geçip, her gidişinde asker selamıyla uğurlamıştır; zile kartvizitindeki isim ve unvan bölümünü kesip yapıştırdığı için.
Halâ şu yazı okunmaktadır o zilin artık iyice sararmış yüzeyinde:
“Hazım Adanur-General Manager”
Ne demiştik?
“Hazım bey tam bir Süleyman Demirel fanatiğidir” demiştik.
Ve işte o yıllarda “Baba” lakaplı Demirel de Doğruyol Partisi’nin genel başkanı.
Mitinglerin kent merkezinde, Heykel’de yapıldığı sıralar.
İki gün sonra da Süleyman bey miting yapmaya gelecek Bursa’ya.
Amacı Demirel’in dikkatini çekip gözüne girmek olan Hazım bey, Ünlü Cadde’nin girişine bir pankart astırır.
Aynen şöyle denmektedir o pankartta:
“BABACIĞIM HOŞ GELDİNİZ-M.Hazım Adanur”
Tesadüfe bakın ki, bir süre önce rahatsızlanıp hastaneye kaldırılan babaları merhum Hacıbey, yaklaşık 15 günlük bir ayrılıktan sonra o gün taburcu olacaktır.
Hazım ve Hüsnü kardeşler babalarını gidip hastaneden alırlar.
Fakat Hacıbey önce eve gitmek yerine, Ünlü Cadde’deki dükkanlarına uğrayarak şöyle bir bakmak ister.
Ve tam oraya ulaştıklarında cadde girişine asılan labada yaprağı gibi kocaman afişe takılır gözleri:
“HOŞ GELDİNİZ BABACIĞIM”!..
Biraz da duygulanan hacı babanın ağzından şu laflar dökülür:
“Ne gerek vardı be evlatlarım, niye zahmet ettiniz şimdi?!..”
………..
Ve biz de Türkiye’nin 9’ncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i, Hazım Adanur’un bu gök kubbede hoş bir seda bırakan güzel anısıyla uğurlamış olalım.
İyisiyle kötüsüyle güle güle Süleyman Demirel, Nazmiye hanımı çok bekletme artık.