Yazarlar

Tayyip Erdoğan Bursa’ya tazminat ödeyecek

post-img
Türk hukuk sitemi hiçe sayılarak bu memleketin Cumhurbaşkanları ve başbakanlarına “parya” muamelesi yapılarak gelindi bu günlere. İznik Gölü’nün kıyısında yapılan Cargill mısır işleme fabrikasından söz ediyorum. Sırasıyla ABD başkanları William Jefferson Clinton, oğlan George Walker Bush ve Barack Hussein Obama tarafından karşılıklı her ziyaret sırasında Süleyman Demirel’den tutun da Bülent Ecevit’e, Mesut Yılmaz’dan, Tansu Çiller’e ve en sonunda da zamanın başbakanı Tayyip Erdoğan’a söylenerek “Cargill’i korumaları” istendi. Ve yukarıda sözünü ettiğim politikacıların arasından bir kişi çıkıp da karşı koyamadı, direnemedi Amerika başkanlarına biliyor musunuz?!. Her biri ayrı ayrı, idare mahkemeleri tarafından tekrar tekrar iptal edilen nokta vuruşlu, sadece Cargill’e özel çıkarılan mevzi imar planlarının yenilenmesi için talimat verdi Bursa’nın vali ve dahi zamanın belediye başkanlarına! Dünyada yaşanmamıştır böyle bir yönetim ve hukuk rezaleti. Bursa’da üç beş yürekli, yiğit insan yılıp pes etmedi ve bu konuyu yargıya taşıdı. Dile kolay, yaklaşık 10 yıl süren bu hukuk ve onur mücadelesinin geldiği son noktayı anlatacağım bu gün sizlere ki, yeni nesil gençlerimize de örnek olsun. Yıllar boyunca zamanın başbakanı Recep Tayyip Erdoğangil de sahip çıktı Cargill’in meselesine ne yargıda ne de bürokraside toz kondurmadı, her türlü sıkıntısını giderdi bu alanında dünya devi Amerikan firmasının. Aslında ceza davası da isteyeceklerdi ama Anayasa’nın 100’ncü maddesine göre bakan ve başbakanla ilgili yargılamalara meclis izin verdiği için onlar da hiç olmazsa tazminat davası açalım dediler. Bursa’nın yürekli yiğit evlatları Baro eski Başkanı ve 21’nci dönem milletvekili Ali Arabacı, Baro eski başkanı ve 20’nci dönem milletvekili Yahya Şimşek, CHP Bursa Büyükşehir belediye başkan adaylarından güzel insan Avukat Şenay Özaray, kent sevdalısı Avukat Cumhur Özcan ve İznik Ziraat Odası Başkanı İlhan Sarı’nın da aralarında bulunduğu bir grup hemşerimiz zamanın Başbakan’ı Tayyip Erdoğan ve Bayındırlık İskan Bakanı Zeki Ergezen hakkında, Bursa Bölge İdare Mahkemesi tarafından plan ve ruhsatları iptal edilmesine rağmen bunu uygulayıp, Cargill’in kapısına kilit vurmadıkları iddiasıyla üçer beşer bin liralık tazminat davası açtı; sene 2005. Dava önce Bursa’da 1’nci Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Hakimi Nizamettin Keleş’ti. Tayyip Erdoğan ve Zeki Ergezen’in lehine karar vererek talebi reddetti. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bu kararı bozdu. Hadi diyelim ki, Nizamettin Keleş hakkını kullandı ve Yargıtay’ın bu kararını sallamayarak yine reddetti. Yargıtay yine bozdu!.. Davacıların haklı olduğuna hükmetti. Bu durumda talebin kabulü yönünde karar vermesi beklenen Nizamettin Keleş davayı yine reddetti! Yargıtay bir daha bozdu!.. Bu Keleş daha sonra ne yaptı biliyor musunuz? Hukuk sisteminde hiçbir şekilde yeri ve karşılığı olmadığı şekilde “Eylemli olarak direniyorum” dedi ve yine “ret” kararı verdi. Davacılar Cargill yapılırken direnmeyen ancak, direncini adalet isteyenlere karşı kullanmaya kalkışan bu Keleş’i Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na şikayet ettiler. Nizamettin Keleş daha sonra davadan çekilmek zorunda kaldı. Yargıtay, Keleş’in kararını tekrar bozdu. Nizamettin Keleş daha sonra ne yapıldı biliyor musunuz? AKP Hükümeti tarafından Adalet Komisyonu Başkanlığı’na getirildi! Dosya bu kez Bursa 3’ncü Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimi Hikmet Kanık’ın önüne getirildi. Ancak hükümet bu arada bir torba kanunu çıkarmış ve İdari Yargılama Usül Yasası’nın 28’nci maddesinin bir fıkrasını değiştirerek, “Eğer bir mahkeme kararı uygulanmamışsa zarar gören kişi ya da kurumlar uygulamayan kişiyi değil, sadece devleti dava edebilirler” şeklinde Meclis’ten bir karar geçirmişti. Dosyayı alan yeni Hakim Hikmet Kanık da bu değişikliği gerekçe gösterip, kişilerin dava edilemeyeceğine dolayısıyla talebin reddine karar verdi. Hikmet Kanık daha sonra ne yapıldı biliyor musunuz? Yargıtay üyesi! Ve son olarak Yargıtay 4’ncü Hukuk Dairesi ne dedi, gelelim ona? “Her davanın açıldığı tarihteki hukuki duruma göre çözümlenmesi gerektiğinden temyiz eden davacılar yararına ve davalılardan Recep Tayyip Erdoğan ve Zeki Ergezen aleyhine bozulmasına oy birliğiyle karar verilmiştir.” Şimdi, dosya ya mesleki ikbal bekleyişi içinde olan yeni bir hakime verilerek bir başka hukuk skandalına daha imza atılacak ya da  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan faizleriyle birlikte yaklaşık 50 bin lirayı bulacak tazminatı davacılara kuzu kuzu ödemiş olacak. En baştan beri diğer davacıların da vekilliğini yürüten Ali abi (Arabacı) Kısıklı’daki paralar da sıfırlandığına göre artık Kaç-Ak Saray’a haciz götürerek mi tahsil eder yoksa, Urla’daki villalara mı icra koyar onu bilemem ama… Bu Cargill sürecine en baştan beri Bursa’daki basın emekçileri de yazı ve haberleriyle çok büyük katkı verdi. Gelecek paranın en azından bir kısmının, Başkan Nuri Kolaylı’nın kazandığı bir tazminat davasından gelen paraları  bağışlayarak ilk ateşini yaktığı  Bursa Gazeteciler Cemiyeti’nin Burs sandığına ve Çağdaş Eğitim Kooperatifi’ne bırakılmasını öneriyorum? Erdoğan’dan gelecek paralarla hiç olmazsa çağdaş kafalı, yarınlarda Amerika’ya boyun eğmeyecek çocuklar yetişsin; nasıl fikir Ali abi acaba?      

Diğer Haberler