Güzel Bursa’mızın en önemli simgelerinden biridir teleferik ve Uludağ.
Bursaspor’un yeşil rengi doğasından,beyazıysa Uludağ’ın karından gelir.
Çok eskiden “kartpostal gönderme” alışkanlığının bulunduğu günlerde kentimizden yollananların hemen hemen tümünde kırmızı renkli teleferik kabinlerinin görüntüsü olurdu.
Recep Altepe döneminde yenilendi teleferik, daha modern hale getirildi, güzel oldu ama…
Evet, aması var!
Birincisi, ikinci oteller bölgesine kadar vatandaştan 38 lira para alınıyormuş ama…
İşletmeci zarar etmeyeyim diye genellikle son hattı çalıştırmıyor, Sarıalan’da bırakıyormuş insanları!
Gelenler de oradan minibüslerle oteller bölgesine ve Bakacak’a ulaşmaya çalışıyorlarmış.
Parası alındığı halde eksik hizmet verilmesi de cabası!
Hem sonra…
Senelerce yılda sadece 15 gün olan bakım süresi yine işletmecinin keyfine göre fazla müşterinin olmadığı dönemlerde aylarca devam ediyormuş!
Yok mu acaba Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde bunun bir denetleyeni?
Eğer sistemde bir boşluk varsa biz de buradan Alinur Başkanın dikkatini çekip, görevimizi yapmış olalım.
Esasında teleferiğin ihalesinde de henüz yanıtlanmamış sorular vardı.
Altepe döneminde belediye bu işi ihaleyle Şentürkler’e verdi.
Hatlar ve kabinler yenilenecek, buna karşın şirket 29 yıl boyunca teleferiği işletme hakkına sahip olacaktı.
Peki Şentürkler ne yaptı?
İşin üstesinden gelemeyeceklerini anlayınca başka bir özel şirkete, Teleferik AŞ’ye devrettiler yapımı.
Hatta o sıralarda 3 milyon lira komisyon da aldıkları bilgisi yayıldı kulislere!
Oysa, taahhüdünü yerine getiremeyince teminatının yanması, ihalenin tekrar yapılması gerekiyordu.
“Alinur Başkan, bak bu konu da incelenmeye değer!..”
Çünkü 29 yıllık sürenin ne zaman başladığı hatta, başlayıp başlamadığı bile Bursalılar tarafından bilinmiyor?!.
Teleferik AŞ’yi yönetenlerin diledikleri zaman kendi keyiflerine göre hattı işletmeye kapattıkları biliniyor ama!
Tüm bunlar bir yana…
Resmen kendi ayağımıza kurşun sıkılmasına izin veriyoruz!
Şirket normal vatandaştan çıkış için 38 lira alırken, turistlereyse 90 liralık bir tarife uyguluyormuş!
“Turisti kazıklama” görünürde resmen devlet rızasıyla yapılıyor bu durumda!
Bunu bilen tur şirketleri de Uludağ’ı programlarından çıkarıyor haliyle!
Müşterilerini Seyitabat Şelalesi’ne götürüp, “İşte burası Uludağ” diye yutturanlar bile varmış işittiğime göre!
Neyse ki Uludağ Milli Parkı’nın aynen “Kapadokya”, “Çanakkale harp bölgesi” gibi “Alan Birliği” yönetimine geçirilmesi planı var.
Belki öyle bir durumda kaçak yapılaşma ve böylesi keyfi işlemlerin önüne geçilir, kim bilir?