Görev yaptığı dönemdeki çalışmalarıyla Bursa’nın efsane belediye meclis üyeleri arasına girmiş Zülfikar Yüksel, “bu göreve talip olacak insanların mesleklerinin ya da eğitim düzeylerinin ne olacağı hiç önemli değildir” der her zaman.
“Peki, önemli olan nedir” diye sorulduğundaysa hiç düşünmeden şu yanıtı verir:
“Vicdan sahibi ve ahlaklı olsunlar yeter!..”
Çok doğru.
Vicdan sahibi ve ahlaklı olan biri çalmaz ve çalana da göz yummaz. Yapılan her türlü haksızlık karşısında susup sessiz kalmaz. Bana göre de bir insan için en önemli iki kriterdir “vicdan sahibi ve ahlaklı” bir insan olmak.
Alın size mesela geçen dönem CHP Osmangazi İlçe Başkanı İsmet Karaca’nın listesine yazıp, belediye meclis üyesi ettiği Nihat Balkan’ın içine düştüğü şu sakil durum.
Bu durumun sorumluluğu sadece Nihat Balkan’a değil, hatta daha en başta bizzat İsmet Karaca’nın kendisine aittir aslında.
Ne yapıyor Nihat Balkan?
İşlerini filan bahane edip, “Osmangazi Meclis üyeliğinden de ayrılacağını” ifade ederek CHP’den istifa ediyor!
Hoş! Gerçi Meclis’ten de istifa ettiğine dair şimdiye dek her hangi bir haber alamadık ama etse bile önce CHP’den ayrılıp da bağımsız kaldığı için bu partinin sıradaki yedek üyesini göreve çağırma şansı yasal açıdan kalmıyor böylece.
Yani bu durumda CHP’nin oradaki sandalye sayısı da otomatikman bir kişi eksilmiş oluyor.
Seni alacaklar Meclis üyesi yapacaklar. Sen de itiraz etmeyip durumu kabul edeceksin. Sonra aradan üç gün geçmeden o partiden istifa ederek Meclis üyeliği sıfatını alıp başka bir yere götüreceksin!
Ondan sonra da ortalıkta “adamım” diye dolaşacaksın.
Yazık! Hem bunu yapana yazık, hem de bu insanı oraya yazana yazık!
Yıllardır Yıldırım Belediyesi’ndeki kamu kaynaklarını hortumlamalarına izin verilen Kutlucan’gillere ne zaman ki işten el çektirildi, belediye sadece 3 kalem işten, asfalt, çöp ve park bahçe bakım işlerinde sadece bir yılda eski parayla 26 buçuk trilyon lira kar eder hale geldi.
Ve işte tüm bunlar Yıldırım’ın başına vicdan sahibi ve ahlaklı bir adamın yani İsmail Hakkı Edebali’nin gelmesiyle gerçekleşebildi.
Bu Nurettin Kutlucan ve manevi yavrısı İbrahim Öge maşallah Mart kedisi gibiler!
Yani hem yapacaklarını yapıyorlar, hem de ardından Mart kedileri gibi bas bas bağırıyorlar!
Ee gün gelir Mart biter, Nisan hatta Mayıs ve de Haziran başlar, bunu henüz bilmiyorlar tabii.
Sadece beni değil, Özlam Yağmur Buğday’ı, Hamza Eren’i, Mustafa Gültekin’i ve hatta Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali’yi de şikayet etmişler “bize hakaret etti” diye kurtlanıp Nurettin Kutlucan ve İbrahim Öge.
“İşlerin onlardan alınıp başka birilerine verilmesi sonucu Yıldırım Belediyesi’nin kasasında kalan 26 buçuk trilyon lira parayla ne yapmayı düşünüyorsunuz” diye sormuştum Edebali’ye?
“İlk etapta” dedi, “hemen 5 trilyon liralık kısmıyla belediyeye iş makinası ve kamyonlar satın alarak makine parkımızı güçlendirdik.”
Geçen kışın o karlı günlerinde bir tek Yıldırım’dan şikayet gelmemişti boşuna değilmiş demek ki!
Bursa’nın diğer ilçelerinde ana arterler bile kardan buzdan geçilmezken Yıldırım’daysa çıkmaz sokaklara dek her yer sabah erkenden temizlenip tuzlanmıştı bile.
Ben bir belediye başkanının da “vicdanlı ve ahlaklı olanını” severim.
Yolu, kaldırımı, ihaleyi sonuçta hepsi yapar bitirir.
Ancak vicdan sahibi ve ahlaklı olan İsmail Hakkı Edebali gibi biriyse işte böyle tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan tek kuruşun hesabını bile yapıp, başkalarına kolayca yedirmez.
Geçen hafta, CHP’nin milletvekili aday adaylarından Turgut Özkan’ı dinlemek üzere Soğanlı mahalle temsilciliğindeyiz.
Avukat Turgut Özkan da konuşması sırasında sözü Yıldırım Belediyesi’ne getirip, orada yıllardır yürümekte olan düzenden söz etti.
Bunun üzerine içerideki üyelerden biri kalkıp dedi ki, “Şimdiki başkana da sorun bakalım… Samanlı yolundaki Belenay Tekstil’in yaptığı 5 bin metrekare kaçak fabrika binasına dair ne yapmış? Üstelik de bu firmanın sahibi hangi partide yöneticiymiş?”
Önce soruşturduk.
Baktık ki Belenay Tekstil’in sahibini geçen dönem AKP Bursa İl Başkanı Cemalettin Torun alıp, yönetim kuruluna yazmış.
Daha sonra da Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali’yi arayıp sorduk, “Başkan bu ne iştir” diye?
Evet, üstünü önce sundurmayla kapadığı bu alanın etrafını kısa süre içinde kapatarak yeni bir bina edinme gayretine giren işletme sahibinin bu yasa dışı tutumunu doğruladı Edebali.
“Peki, siz ne yaptınız” diye sordum bu kez de?
Yine eski parayla tam 600 milyar ceza kesmişler.
Firmanın sahibi çok rica etmiş, bu para çok fazla lütfen düşürün biraz diye ama bu talebi asla karşılık bulmamış.
Sadece bu da değil.
“Yıkım kararı da alıyoruz ve kesinlikle gidip yıkacağız” dedi İsmail Hakkı Edebali.
Ben bir belediye başkanının da vicdanlı ve ahlaklı olanını severim.
Hele hele Mart kedisi kılıklı birilerinin kuyruklarına basıp da onları bas bas bağırtan dürüst, namuslu belediye başkanlarını ise pamuklara sarıp, başımın her daim tacı ederim.