Yazarlar

Y-CHP'ye Saygılarımız Eşliğinde Bir Oyun Taslağı

post-img
Günümüzden yaklaşık 2 yıl öncesinde...Eskişehirli CHP'li kadınlar; bir oyun ısmarlamışlardı bendenizden acilce...Aciliyetin de gerekçesi; bir köşe yazımı yürütüp, oyunlaştırıp ve de benden habersizce, izinsizce sahnede sergileyince...Ben de araştırmacı kişiliğimle bunu görünce; akılları sıra sus payı ya da bir parmak bal çalarcasına "Bir oyun yazar mısınız biz CHP'li kadınlar için?" dediler bana... Bende de şu amatör ruh, ülkücü/idealistlik ve de geleceğe umutla bakan enayi bir kişilik olunca tasarlamıştım onlar için; şöyle bir tek perdelik oyun düşlediğimce... Oysa CHP indinde  öylesine oyunlar oynanmaktaydı ki onların ufukları benden çok zengince, taaa ki ulaşmaktalar Okyanus ötelerine... Dolayısıyla ben ve oyun taslağım; kaldık kendi, kendimizle... Paylaşayım da yazdıklarımı; görün bakın bendeki CHP ile, Y-CHP arasındaki uçurum nasıl da Okyanus ötesi kadar uzak, nasıl da Okyanus'un dibi kadar derin... İşte bendeki CHP için yazılan oyun... Y-CHP'lilerin ortaya koydukları oyunsa, son yıllarda sürekli sahnelenmekte, ipleri Okyanus ötesindekilerin elinde bulunan kukla tiyatrosunda... BİR ÖLÜM GÜNÜ ( Tek Perdelik Oyun İçin Senaryo Taslağı ) Yazan: Selma ERDAL BİR ÖLÜM GÜNÜ (*) Perde açıldığında, loş ışıklar altında kadınlar üçer, beşer kişilik guruplarla toplanmış, fısıldaşmaktadırlar. Burada bulunmalarının nedeni; bir cenaze törenine katılmak içindir…Cenaze; eşi tarafından öldürülmüş olan bir kadın için düzenlenmiştir. Ölü kadını canlandıran oyuncu; dikdörtgen biçiminde beyaz bir kumaşa sarınmış, içinde de beyaz uzun bir elbise olmalıdır. Oyuncu sahnenin tam ortasında ayaktadır, yüzü yere bakar durumda, bir ölüyü yansıtacaktır izleyiciye… Tören için gelen kadınların çeşitliliği; toplum katmanlarının bir özeti gibidir ki bu kişiler; Bayan KURBAN (Ölü kadın) Bayan YASA(K) Bayan MEDYA (TV’deki toplumsal kirlenmeye neden olan; yayınlarıyla kadınların aklını bulandıran kadın) Bayan SEDYE (Eşinden dayak yiyen, ama yine de evini terk etmeyen kadın) Bayan CÜZDAN ( Erkeği sömüren kadın) Bayan EMEKÇİ (Fabrikada işçi, komşu kadın) Bayan KOCAMIŞ ( Görmüş, geçirmiş, olgun yaşlarda Cumhuriyet kadını; baş örtülü değil, 1930 model şapkalı) Bayan AKTİVİST (Cumhuriyet kadınıyla çatışan, onun kişiliğinde Cumhuriyetin kazanımlarını görmezden gelen, sözde “devrimci duruş” sergileyen 35 yaşlarında bir kadın) Bayan EKSİK ETEK (eşi ölmüş, toplumsal baskıya yenilmemiş, inadına ayaklarının üzerinde durmayı becermiş/başarmış kadın) Bayan BOTOX ( Onları aydınlatmak yerine, topluma tepeden bakan bilim kadını; yeri gelir GDO’yu da savunur, tüketim toplumunun tüm değerleriyle mutlu olur, avunur, geçmişin 68 dönmelerinden biri) Bayan SİLİKONLU DİLBER ( Estetik için yattığı masadan kalkar, güzelim diye gezer; üretken kadını aşağılar, üzer) Bayan TÜRBAN Ve MAHALE KOROSU ( Toplumsal değer yargılarını ileri sürerek; ussal düşünenleri bile zaman, zaman şaşırtır…Bayan YASA; konuştukça YASAK diye haykırır) OYUNUN GENEL İZLEĞİ (Teması) Kadınlar kendi aralarında fısıldaşmaktadırlar; Bayan KURBAN’ın öldürülmesine ilişkin söylenceler üzerine, bir başka deyişle dedikodu yapmaktadırlar, kadının yaşamına ilişkin sorunlar bağlamında… Örneğin; kocası haylaz, tembel, çalışmaz, üstelik de çapkın olduğu için kadın çalışmak istemiştir , ama erkek onu engellemiştir. Bu konuda Bayan EMEKÇİ çalıştığı fabrikada ona iş bulmuştur, ne yazık ki kadının eşi izin vermemiştir çalışmasına, yine de Bayan KURBAN’ın çalışma istemi sonucunda, erkek kadını dövmüştür. Bayan CÜZDAN; kendi dünya görüşüne göre eleştirmeye kalkar Bayan KURBAN’ı ve çalıştığı için de Bayan EMEKÇİ’yi… Ve o sırada Bayan YASA(K) sesini yükseltir; çalışmak isteyen kadının, çalışma girişimini engellemeye kalkışan eşini HUKUK’a bildirme, YARGIÇ’a başvurma hakkından söz eder. Bu kez de MAHALLE KOROSU, onun sesini bastırır; “kocaya karşı gelmek, onu şikayet etmek ayıp değil mi? “ diyerek…Onların ardından Bayan SEDYE karışır söze; “ Ne olmuş a canım ?… Erkekdir, kocadır, döverde, severde… Hem ne olmuş çalışmıyorsa ?…Horoz kadar gölgesi olsun, yeter ki başımda kocam olsun”… Bu kez Bayan KOCAMIŞ öfkeyle karışır söze; “ Hayvan dövmenin bile insanlıkla bağdaştırılmadığı bir günde; bu nasıl söz böyle ?…Atam böyle mi vasiyet etti sizlere ?…Türk kadını; erkeğinin eşi-eşiti olacak, can yoldaşı, yaşam arkadaşı olacak, değil kölesi, cariyesi, halayığı…” Ve çok bilmiş bir tavırla Bayan AKTİVİST karışır söze; Batı’daki kadın haklarından, feminizmden yana başlar söylevine… Bayan KOCAMIŞ; “Sen ne anlatıyorsun bize ?… Daha 17. yüzyıla değin; iklim değişikliğinden bile kadınları uğursuz sayıp, kadınları sorumlu tutup onları CADI diye yakanların düşüncelerini mi savunuyorsun ?… Bugün dil uzattığınız Gazi Kemal ATATÜRK’ün, ondan çok daha öncesinde de Orta Asya’daki Türkün kadına verdiği değeri öğrenip de öyle başla söze…” Bu tür karşılıklı konuşmaların içeriğinde; giderek bozulan, tozumaya uğrayan toplumsal değer yargılarına yönelik eleştiriler yapılır ki burada genellikle söz Bayan KOCAMIŞ’ındır, Bayan EKSİK ETEK’indir…Ve Bayan YASA(K) da bilgilendirir kadınları varolan, ama onların bilgisiz ve ilgisiz olduğu hakları konusunda…Bayan KOCAMIŞ da elindeki çantasında bulunan ANAYASA ve YURTTAŞLAR YASASI’nı sallaya, sallaya ; “Kaçınız okudu bunları ?…Gazete köşelerindeki falları okuyup da yazgınız ne olacak diye düşlere dalıp, boş beklentilere gireceğinize; okuyun bunları, öğrenin haklarınızı da yazgınızı yazma olanağı geçsin sizin elinize” der… Bayan YASA’nın söylemleri, Bayan KOCAMIŞ’ın Cumhuriyet’in İlkeleri’ne ilişkin savları sonucunda kadınlar sormaya başlar sırayla; -Ne yapmalı ?… -Nasıl olmalı ?… -Kadınlar çocuklarını nasıl yetiştirmeli ?… Bu yanlışlıklar, yanılgılar nasıl değişmeli ?… Kadınların sorularının yanıtları aranmaya ve de verilmeye başlar…Ki ille de ATATÜRK İLKE ve DEVRİMLERİ çerçevesinde başarılır bunlar ancak algısı düşer MAHALLE KOROSU’nun diline bile… İşte bu sırada sahnenin loş ışıkları aydınlanmaya ve ölü kadın Bayan KURBAN da kıpırdanmaya başlar… Beyaz kefenini simgeleyen örtüyü açar, örtünün iç kısmına kaplanmış olan CHP bayrağı çıkar ortaya ve dile gelir Bayan KURBAN; “Atatürk’ün Partisinin ülkeye egemen olmasıyla; karanlıklar çıkar aydınlığa” der… Ve tam burada da Bayan CHP sahneye gelir; CHP’nin tüzüğünde yer alan kadının siyasete katılımından, kadının toplumsal yaşamın her alanında yer almasına, eğitimine, çalışma koşullarına değin CHP’nin söylemleri üzerine bir söylev verir. (*) Oyunun sonunda söylenecek son sözler de; BUGÜN BİR ÖLÜM GÜNÜDÜR… ATATÜRK İLKE VE DEVRİMLERİNİN AYDINLANMASINDA YOL ALAN CUMHURİYET HALK PARTİSİNİN ÖNDERLİĞİNDE; KADININ BİLGİSİZLİĞE, BAĞNAZLIĞA, YOBAZLIĞA YENİLMESİNİN VE KÖR KARANLIKLARIN ÖLÜM GÜNÜDÜR… -Ne dersiniz değerli okurlarım; sevmez değil mi Y- CHP böylesi sözleri ?...Çünkü onların düşünceleri halktan uzak, çok daha seçkince...

Diğer Haberler