Yazarlar

   Nurettin Kutlucan’dan mektup var

post-img
Sürekli okurlarım bilirler… Geçmişte aralarında İşadamı Nurettin Kutlucan’ın torunu Metehan’ın da bulunduğu bir grup insanın saldırısına maruz kalmıştım, çelik coplarla  doğrudan başıma arkadan sinsice yapılan bu saldırı sonucu kalın kafama tam 17 dikiş atılmıştı! Olsun… Bende bu “kafa” olduktan sonra diğerleri de gelsin, vız gelir tırıs geçer vallahi! Ardından Kutlucan’larla ilgili yazılarıma devam ettim; ee ne demişler, “Herkes yılar, Mehmet Ali yılmaz”! Geçenlerde ortak bir dostumuzun işyerinde Nurettin Kutlucan’ın oğullarından Yunus Kutlucan’la kaşılaşıp tanıştık. Mülayim, olgun bir insan izlenimi edindim oğul Kutlucan’dan. Lafın arasında “Bize haksızlık ediyorsunuz, günahımızı alıyorsunuz Mehmet Ali bey” dedi. “Siz bir açıklama yazıp bana gönderdiniz de yayınlamadım mı” dedim yanıt olarak? Hani derler ya deniz tutkunları, “Denizden babam çıksa yerim” diye? İşte o misal, mezarından rahmetli babam da çıksa yazarım ben de!.. Ha bir de… Karşı taraf edebiyle, usule adaba uygun bir açıklama yaparsa eğer, kırgın olsam da, küskün olsam da yanıt hakkına duyduğum saygı gereği mutlaka yazarım. Bunun üzerine Kutlucan Holding’in yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Kutlucan sitem dolu bir mektup göndermiş bana… Üstelik de “Sevgili kardeşim Mehmet Ali” diye başlayınca söze, olduğu gibi yayımlamak bir borç oldu bize. Hadi buyurun, beraberce okuyalım bakalım: “Uzunca bir süreden beri şahsım ve sahibi olduğum firmaların kamu ve özel sektörde yürütmekte olduğu faaliyetlerle ilgili olumsuz yazılar kaleme alıyorsun… Bizler işadamıyız… Hele hele kamu kuruluşlarından da iş alan bizim gibi insanların zaman zaman bu tür eleştirilere maruz kalması son derece doğal; meselenin bir yanı böyle de… Diğer taraftan sevgili kardeşim, biz “ataerkil” bir yapıya sahip bir aileyiz. Gerek çocuklarım, gerekse torunlarım beni ziyadesiyle sevip sayarlar. Kıyamazlar… Torunum Metehan işte sırf bu anlayışı gereği şahsıma yaptığınız ağır ithamları bir hakaret gibi algılayıp haddini de aşarak, kesinlikle bilgim ve iradem dışında hiç de tasvip etmediğim bir şekilde nahoş bir tutum içine girmiş. Geçmişte gerçekleşen o talihsiz olaydan dolayı ne kadar üzgün olduğumu hususiyetle dile getirmek isterim. Sevgili kardeşim… Yapmış olduğunuz haberleri okuduğumda üzülerek görüyorum ki, birileri şahsınızı bizimle ilgili olarak yanlış bilgilendiriyor ve fotoğraf karesinin bütününü ele almadan kaleme aldığınız yazılarınızla kamuoyunu yanlış bilgilendiriyorsunuz. Örneğin Yıldırım Belediyesinde bir önceki dönemle aldığımız işlerle, yeni dönemdeki aynı işleri kıyasladığınızda geçmişte bize astronomik bedeller ödendiğini savunuyorsunuz. Oysa ki ilgili işler 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu doğrultusunda yasa ile asgari katılma koşulları belli olan ve Kamu İhale Kurumu tarafından bir dizi kontrol, inceleme ve şikayet süreçlerinin ardından sonuçlandırılan, herkese açık ve en düşük fiyat esasına göre karara bağlanan ihalelerdir. Yani, yazılarınızda iddia edildiği gibi bu işlerin tarafımıza koşulsuz ve doğrudan verilebilmesinin imkanı yoktur. Kaldı ki, yazılarınıza konu olan ihalelere bir çok firmanın katıldığı ve en düşük teklifi veren firmanın işi aldığı konusu nettir. Sevgili Yılmaz… İlişikte geçmiş dönemde Yıldırım Belediyesi’ne sunduğumuz “park-bahçe sulama ve bakım işlerine” dair hizmetin fiyatlandırıldığı tabloyu gönderiyorum. Orada göreceksin ki, ortalama maliyetin çok altında, yüzde 31.69 bir kırım bedeliyle işleri almışız. Burada nerede adam kayırma var, söyler misin bana? Buyur sana “çöp toplama ve temizlik işleri” tablosu: Yıldırımda 2005’ten, 2014’e kadar üstlendiğimiz bu işte de ortalama kırım oranımız yüzde 16.63 olmuş… Başka bir firma daha az teklif vereydi de işi o alaydı! Şimdi, bundan sonra anlatacaklarımı iyi dinle sevgili kardeşim Mehmet Ali Yılmaz! (Can kulağıyla dinliyorum Nurettin abim!..) Konunun daha iyi anlaşılması bakımından “park bakım ve onarım işlerinden” örnek vermek gerekirse yeni dönemde yapılan ilk park ve onarım ihalesinin yaklaşık maliyeti 4 milyon 17 bin liradır ve 3 milyon 102 bin liraya TEKNİK SERVİS İNŞAAT SAN. TİC. LTD. ŞTİ isimli firmaya ihale edilmiştir. Bu ihalede  bu firmadan daha düşük teklif vermemize rağmen “tarafımızca teklif edilen fiyatın çok düşük olduğu, bu fiyata yapılabilmesinin mümkün olmadığı” iddiasıyla sunduğumuz fiyat kabul görmemiştir! Aslında öyle bir şey yok… Yeni dönemle geçmişteki rakamlar karşılaştırıldığında ve yapılacak iş kalemleri de incelendiğinde işin özünün farklı olduğu net biçimde ortaya çıkacaktır. Çok uygun fiyata yapıldığı iddia edilen ihale sadece yeşil alanların bakımını kapsamaktadır ve bünyesinde sıfırdan yeni park yapma kaleminin bulunmadığı bir iştir! Bizim geçmişte Yıldırım Belediyesi’nden aldığımız işlerin içeriklerinde sadece park ve bahçelerin bakımı işi yoktu, bir çok mal alımı ve bir çok parkta sıfır oyun gurupları, banklar, parke, bordür ve çeşitli yapım kalemlerinin teminini de biz üstleniyorduk. Benzer durum çöp toplama ihalelerinde de yaşanmıştı geçmişte. Sayın Yılmaz, Yıldırım’da gerçekleşen üç çöp ihalesinden ikisi Bursa firmalarının katılımına rağmen Diyarbakırlı firmalara verildi haberin var mı? Bunlardan sonra yapılan ihaleler de anlattıklarımı doğrulayacak biçimdedir. Örnek mi? 14-05-2015 tarihinde 2015/43147 ihale kayıt numarasıyla gerçekleşen ve yaklaşık maliyeti 33 milyon 203 bin lira olan “park bakım ve onarım ihalesi”  25 milyon 593 bin liraya bu sefer yine çöp ihalesini alan Diyarbakır merkezli firmaya ihale edilmiş ve ilgili ihalede 8 adet teklif verilmiştir. Bu tekliflerden tam 5 tanesi işin verildiği Diyarbakır firmasının çok altında olmasına rağmen ne hikmetse reddolunmuştur! Reddedilen bu 5 firmanın arasında bizim şirketimiz de vardır. Tam 22 milyon 202 bin lira teklif vermemeize rağmen idare bunu dikkate bile almadı! Bu arada ihale sürecinin aksamasından dolayı gerçekleştirilen “pazarlık ihalelerine” katılmak için dilekçe verdik, Yıldırım Belediye Yönetimi bizi yine dikkate bile almadı, ihaleye davet etmedi! Görüleceği üzere yeni dönemde “maliyetlerin düşürüldüğü” iddia edilen “park bakım işinin” yaklaşık maliyeti 4 milyon 17 bin liradan, 33 milyon 203 bin liraya yükselmiştir! Çöp toplama işi de benzer örnekler içermektedir… Yeni yönetim göreve geldikten sonra 3 bölge halinde gerçekleştirilen çöp toplama işleri en başta  toplamda 13 milyon 951 bin liraya ihale edilmiştir. Bu işlerden sonra çöp toplama ihalesi 2 bölge halinde yapılıp toplamda 99 milyon 998 bin liraya yine aynı firmalara verilmiştir! Görüldüğü üzere başta, ilk yapılan ihalelerin bedelleri düşük gösterilmek suretiyle bir “algı yönetimi” yaratılmış, asıl voleyse arkadan sessizce gelmiştir! Başkan İsmail Hakkı Edebali’nin 4 yıllık döneminde sadece çöp toplama işleri toplamda 113 milyon 950 bin liraya yaptırılırken, yolsuzlukla suçlanan eski başkan Özgen Keskin’in üstelik de 10 yıllık hizmet döneminde park bakımı ve yapım işleri de dahil olmak üzere çöp toplama işlerini tarafımıza toplamda 93 milyon 110 bin liraya yaptırdığı gerçeği bir nişane gibi alnımızda parıldamaktadır sayın Yılmaz! En acısı da ne biliyor musun? Tarafların bu gerçekleri bilmelerine rağmen “Vurun abalıya” mantığını gütmeleri çok koyuyor insana! Yapılan haberlerde 10 yıllık Özgen Keskin döneminde belediyeden 100 milyon lira haksız yere para kazandığımız gibi bir algı oluşmuştur. Az önce söyledim… Orada 10 yıllık dönemde bizim yaptığımız iş bedeli 93 milyon 110 bin liradır, sanki tamamı kar gibi haksız bir algı oluşturulmuştur! Ne diyeyim? Tırnaklarımla kazıyarak geldiğim ticaret hayatımda değerlerine değer kattığım firmalarımın ve şahsımın bu tür yanlış yönlendirmeler sonucu bu şekilde yıpratılması inan insanın içini acıtıyor. Unutulmamalıdır ki, herkesin adaletinin kendisine göre doğru olduğu bu hayatta gerçek adaletin sadece Allah-u tealanın adaleti olduğunu bilmek insanı bir parça rahatlatıyor. Haklı olanın hakkının eninde sonunda verileceğine inancım tamdır benim sevgili kardeşim. Selam ve dua ile… Abin Nurettin Kutlucan”

Diğer Haberler