Ben siyasetçiyi biraz da berberlere benzetirim.
Eğer bir berber, doğru yerde, doğru ustanın elinde başlamışsa mesleğe ve daima en iyisini yapmayı öğrenmişse eğer, yaşamı boyunca sırtı asla yere gelmez; her zaman tercih edilir ve çok para kazanır.
Örnek mi?
Zeki Acar mesela.
Kaşif Metin mesela.
Bu kardeşlerin makas tutuşları bile farklıdır diğerlerinden, tıraş olurken keyif alırsınız, oturduğunuz koltuk adeta bir rehabilitasyon alanına dönüşür.
Politikacı da öyledir.
Doğru yerde, doğru isimlerin bulunduğu bir siyasi yapıda başlamışsa görevine, aynen bir toprak kap gibi güzel pişer, çok da iyi ve lezzetli hizmetler sunar topluma ileride.
Recep Tayyip Erdoğan sıfırdan başlayıp da ülke yönetiminin en tepesine kadar yükselebildi, bunu başarabildiyse eğer, bunu merhum Necmettin Erbakan’ın önderliğinde yürüyen “milli görüş partilerinde” aldığı eğitime borçlu.
Yeri geldi mi bayrak da asacak politikacı, direğe de tırmanacak, oto tamircisinden de oy istemeyi bilecek, hiç yüksünmeden bir hayat kadınından da…
Partide kademe kademe her görevi üstlenerek iyice pişecek.
Olgun olmayı, olgun davranmayı öğrenecek bu arada.
Siyasette ebedi düşmanlıkların olmadığını, olmaması gerektiğini bilecek.
Politikanın rahle-i tedrisatından geçmiş yakın zamanda pek çok önderi, örnek ismi oldu Bursa’nın.
Bir Turhan Tayan mesela, bir Mehmet Gazioğlu, bir rahmetli Mehmet Gedik, siyasetin her kademesinde sabırla görev yapmış bir Faruk Çelik örneğin.
Türkiye’de sağ partilerde genellikle hakkını vererek yavaş yavaş yükselirsin.
CHP’deyse çok paran varsa ya da bir akademik ünvana sahipsen eğer, seni hemen kırpıp kırpıp yıldız yaparlar.
Parti ondan bu halde, anlayın işte!
Emek sarf edene verilen değer sıfır!
Bir Sena Kaleli örneği vardı Bursa’da mesela.
Kadının en önemli özelliği zengin olması ve aday tanıtım toplantılarında bol bol göbek atmasıydı!
Bu yetenekleri sayesinde genel başkan yardımcılığına kadar yükseldi CHP’de!
Bir Lale Karabıyık mesela…
Daha önce siyaset yaptığını, etliye sütlüye dokunduğunu hiç görmedik Lale hocanın.
Milli bayramlarda döpiyesini giyip Heykel Önünde saygı duruşlarına katıldı kendisi.
Sonuçta önce milletvekili oldu, ardından da genel başkan yardımcısı yapıldı!
Az önce sözünü ettiğim önder siyasetçiler görev yaptıkları dönemlerde “Bursa’nın abisi” de oldular aynı zamanda.
Derdi olan onlara koştu.
Bugün kentimizde bu sorumluluğu 24, 25 ve 26’ncı dönemlerde Bursa milletvekili seçilen, 65’nci hükümette Başbakan Yardımcılığı görevini üstlenen, şimdi de Meclis’te İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığını yürüten Hakan Çavuşoğlu sürdürüyor.
Bursa’nın siyasi önderi ve abisi Hakan Çavuşoğlu.
Çavuşoğlu beni Başsavcıya şikayet etmemiş, onu da öğrendim bu arada!
Siyaset çalışma işi…
Gidebildiğin, ulaşabildiğin yer senindir, ancak oralarda kazanırsın seçimi.
Başlarında Hakan Çavuşoğlu’nun bulunduğu AK Partili bir ekibin 1 günlük çalışma programı geçti elime.
Yahu adamlar sabah 5.45’te koyuluyorlar işe biliyor musunuz?
Diğer partilerdeki pek çok politikacı üşendiğinden tuvalete kalkmamak için çişini tutarkenyatakta, AK Partililerse sabah saat 5.45’te sahada oluyorlar üstelik.
Kargaların bile henüz “gak” demediği bir vakitte “ekibin Mesken’deki Burulaş Otobüs Kalkış istasyonunda ne işi var acaba” diye merak ettim?
“Yaklaşık 300 şoför o saatte orada oluyormuş, onlara hitap edeceklermiş!”
Peki sonra?
“Teyyareci Mehmet Ali Caddesi’nin orta bölümünde bulunan esnafın davetiyle kahvaltı.”
Ardından?
“Yüksek İhtisas Hastanesi’nde personel ve yatan hastaları ziyaret, devamında hep birlikte öğle yemeği.”
Devamında?
“Profesör Tezok Caddesi, Mesken ve Ortabağlar civarını hallaç pamuğu gibi atarak yapılacak esnaf ziyareti ve halkla buluşma etkinlikleri.”
Akşam saat 19.00’a kadar gidilen kilometrelerce yol…
Sıkılacak binlerce el, öpülecek sayısız yanak, bir o kadar da sıvazlanacak sırt…
O da bitmedi, devamında örgüt mensuplarıyla buluşma ve Bal Göç ziyareti…
Üstelik bu sadece 1 günlük program.
Böyle yetişiyor işte sıkı bir politikacı.
“Nasılsa iktidarda biz varız” diye yaymak, yayılmak yok!
Bakan da olsa, mebus da, “Sabahları ben sıcacık yatağımda yatarım” demiyor Hakan Çavuşoğlu ve arkadaşları.
Dere tepe düz gidip, gece gündüz sürekli çalışıyorlar hâlâ.
Neredeyse 17 seneden bu yana üstelik.