Yazarlar

Bu adam kimin vekili?

post-img
“Savaş demek ağır bedeller, ölüm, sürgün demek. Savaş kimsenin başına gelmemeli. Savaş kötüdür. Savaş şiddettir, yoksulluktur, açlıktır, kandır. Savaş nerede oluyorsa hepsine karşıyız. Savaşla hiçbir toplum kalkınamaz.” Görünürde ne kadar barışçıl, ne kadar hümanist ifadeler değil mi? Bu ifadeleri kullanan sevgi pıtırcığı, barış kelebeği, CHP Genel Başkan Yardımcısı, Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal’dan başkası değil. Bu söylemleri okuyanlar kendisini “Anzer balı” sanacaklar! “Kaynatmakla şap hiç olur mu şeker? Cinsinden üreyen cinsine çeker!..” “Hatay benim davamdır” deyip, orada önce devlet kurdurup, sonra da bir halk oylamasıyla “Türkiye’ye katılma kararının” alınmasını sağlayan Mustafa Kemal’in yarattığı partinin milletvekili ve genel başkan yardımcısıdır bu gün Orhan Sarıbal. Ve tam 4 yıl boyunca da Atatürkçü Düşünce Derneği Gürsu Şubesi’nin başkanlığını yürütmüştür. Suriye’deki eli kanlı katilleri yok etmek için “Barış Pınarı” harekatını başlatan Türkiye’ye karşı üstü örtülü bir düşmanlığın, bir HDP seviciliğinin gizlenmiş ifadeleridir bunlar. Kurduyla kuşuyla, ateşiyle taşıyla görüşü ne olursa olsun herkes bu harekatı destekleyip, Türk ordusunun yanında olurken bir tek Orhan Sarıbal HDP’yle aynı çizgiye düşmüştür. Hatırlayacaksınız, Irak ve Suriye’ye asker gönderilmesi hakkında Cumhurbaşkanlığı’na yetki veren tezkere Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilmiş, HDP haricindeki tüm partiler buna evet demişti. Kendi partisinin bile onayladığı bir harekat için sanki savaş karşıtıymış gibi bir takım söylemlerle baltalama işine girişmek neyle izah edilebilir? PKK ne zaman köşeye sıkışsa “Daha Apo’nun heykelini dikeceğiz, heykelini” diyenlerin yönettiği HDP başlar “barış, barış” diye bağırmaya! Peki bu Orhan Sarıbal ne yapar? Önce, kendi partilileri dururken HDP’den seçilen Mardin ve Diyarbakır belediye başkanlarını gidip ziyaret eder… Sonra, bu halkın kaynaklarını PKK’ya aktardıkları gerekçesiyle görevden alınan belediye başkanları için adeta ağıt yakar!.. Bu da yetmez… HDP’yi ziyaret ederek üzüntüsünü belirtir… CHP’nin en tepesini ele geçirmiş “mezhepçi ekip” de tutup bunu genel başkan yardımcısı yaparlar! Geçen gün Şehir Gazetesi’nde çıkan haberin başlığındaki gibi, “Peki bu adam kimin milletvekili”? Şu Kemal Kılıçdaroğlu’nun yatacak yeri yok! Türk ordusu son derece meşru ve haklı bir şekilde tam 40 yıldır gavur uşaklığı yapan kanlı bir örgütün peşine düşecek, Orhan Sarıbal gibi tipler de sözde barış ninnileri söyleyerek aleyhte kamuoyu oluşturmaya kalkışacaklar öyle mi? CHP’de yolu tıkandıktan sonra bu adamı bu kez de HDP’den milletvekili adayı olarak seçilmiş görürseniz hiç şaşırmayın! İsmet İnönü’nün oğlan zamanında başladı SHP’de herşey! Partiye çöreklenen Kürtçü liberal kesim, sosyal demokrat soslu patronlar, saklı mezhepçiler, son dönemlerde de b.ktaki boncuk muamelesi yapılan dinciler bağdaş kurarak iyice yerleştiler CHP’ye. Düşünsenize, zengin olmaktan başka hiçbir özelliği bulunmayan Sena Kaleli bile hem iki dönem milletvekili, hem de genel başkan yardımcısı yapıldı bu partiye. Gittikçe çürüyüp güdükleşti Atatürk’ün partisi. Ak Partililere yönelik “Para yiyorsunuz” söyleminden başka ciddi hiç bir muhalefeti olmayan CHP, ideolojisi bulunmayan, kimliksiz bir yapı haline geldi. Orhan Sarıbal gibi “kimin milletvekili olduğu” bilinmeyen simalar da kendine yer tutunca partide, sadece Atatürk’ün adından dolayı oy alır oldu CHP. Belediye seçimlerine bakıp da iktidara yürüdüğünü sananlar fena halde yanıldıklarını anlayacaklar! Bu yapının, bu kafanın değişmesi “imkansıza” yakın ölçüde zor!

Diğer Haberler