Bir ablam var doktor; kadın hastalıkları uzamanı...
Bazen arar, dertleşiriz.
Odunluk'taki bir alışveriş merkezine gitmiş geçen gün...
Kapıdan geçerken yaklaşık iki metre boyunda, sportif, adaleli üç genç gelmiş oraya...
Ve görevliye "nereleri gezebileceklerini" sormuşlar?
"Eline silahı ver, Amerikan ordusunun kıyafetini giydir, işte al sana Coni" dedi ablam!..
Nasıl yani ya?
-Peki, Amerika'dan geldiklerini nasıl anladın?
"Kendi aralarında İngilizceyi Amerika şivesiyle konuşuyorlardı da ondan!.."
Aynı sırada, aynı formda üç kişi daha gelmiş alışveriş merkezine!..
Boyları yüksek, atletik üç yabancı genç adam daha...
Asker elbisesini giydir, savaşa sal, işte o kadar!..
Dedim ki "Ablam, onlar Bursa'da fabrikalardaki makinelere servis hizmeti vermek için gelen elemanlar olabilir"!..
"Yok" dedi, "standart atletik iri cüsselerini gördüm ben; hiç biri formene benzemiyordu, ne arıyorlar burada hiç bilemiyorum"?..
Allah Allah!
Doktor ablamın gözlemleri her zaman kıymetli ve ayrıntıcıdır...
Eğer 15 Temmuz darbesi gerçekleşseydi, Türkiye'ye girecek 60 bin Amerikan askeri düştü usuma!..
Ne bileyim?
Bir "komplo teorisi" dolaştı zihnimde!..
Acaba Amerika, olası yeni bir kalkışma operasyonu için askerlerini sivil kıyafetlerle, yavaş yavaş Türkiye'ye sokuyor olabilir miydi?
Her şey mümkün artık günümüzde...
"Asla" diye bir şey "asla" yok insan hayatında!..
Umarım zihinlerdeki bu soruyu MİT dahil, ülkemizdeki istihbarat birimleri yakından takip ediyordur...
Hep "insandan" bahsedecek değilim elbette...
"Pisiler" de var yaşam alanımda...
Biraz beriye, Oulu Caddesi'ne gelelim...
Zübeyde Hanım Caddesi'nden, Acemler'e doğru ilerleyen Oulu'ya, zamanında Finlandiya'nın Ostrobotniya bölgesindeki bir yerleşkenin ismi verilmiş.
Neden?
"Çok eskiden kardeş şehir" olunmuş da ondan...
Bu gün Suriyelilerin oturduğu "Çarşamba Pazarı" olarak bilinen Darmstadt Caddesi'nin isim babası olan kardeş şehirdeki Almanlar bile geçmişte Bursa'ya sıkıştırmalı ilk çöp kamyonunu hediye etmişlerdi, hiç unutmam...
Rahmetli Ekrem Barışık'ın belediye başkanlığı yaptığı dönemdi o yıllar...
Finlandiyalılardan ne fayda gördük orası da ayrı konu ama...
İşte o Oulu Caddesi'nin ortasında hemen sağda, eski bir Peugeot minibüsünün içinde "Metin Usta" apayrı bir lezzet sunuyor yoldan geçenlere...
Urfa kebabı, Adanası, ciğer dürümü müthiş!..
House of Cards dizisinde Amerika Birleşik Devletleri Başkanı'nı oynayan Kevin Spacey'in gittiği sokak arası mangalcının pişirdiklerinden çok daha muhteşem...
Lezzet tutkunları mutlaka gidip tatsınlar Metin Usta'nın ürünlerini...
Metin de "pisi" sever bir insan...
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş sağ olsun, Acemler Tüp Geçidi'ni yaptı ya kent trafiğini rahatlatmak için; işte arabalar tünelden çıktıktan sonra çok hızlı geliyorlarmış...
Ve yolun karşı tarafındaki toprak araziye çişlerini yapmak için geçmeye çalışan kediler sürekli eziliyorlarmış!..
Kaç tane yavru telef olmuş bu yüzden...
Metin Usta en son hamile bir anneyi evine götürüp, orada doğum yapmasını sağlamış eniklerin telef olmasını engellemek için...
Lakin, "pisi ailesini" geri getirdiğinde çoğunun sonu yine felaket olmuş!
Kendisi der ki; "Acaba Alinur Bey bu caddeye araçların daha yavaş seyretmeleri için birkaç engel koyabilir mi"?
"Koyar" diye yanıt verdim ustaya...
"Bu kentte yaşayan tüm sokak hayvanları için her türlü önlemi alan bir insan elbette koyar..."
Laf lafı açıyor sohbetlerimizde...
Daha çok söz var paylaşacak...
İsterseniz onları da yarınlara bırakalım; ne dersiniz?