Yazarlar

Dişleri Kaybolan Parti, Cumhuriyet Halk Partisi!..

post-img
CHP’nin aslında bir “tekaüt partisi” olduğunu zaman zaman buradan dile getiririm.   Özellikle kış ve bahar mevsimlerinde Bursa İl merkezinde bir basın toplantısı düzenlendiğinde gazeteciler emekli amcaların “televizyona çıkma” sevdalarından dolayı oturacak yer bulamazlar içeride.   Çünkü, o uzun dikdörtgen masanın etrafında bulunan her sandalye saatler öncesinden 60-75 yaş grubu tarafından çoktan kapatılıp,  kapılmış durumdadır!   Önlerinde tekaüt takımının değişmez aksesuarları olan birer koltuk altı çanta ve şemsiyeyle birlikte tabii ki!   Çoğu emekli öğretmen olan bu abilerimiz kendi mahallelerinde kahvehaneye gitmedikleri gibi, evlerinde de oturamazlar; oturamazlar çünkü, yenge hanımlar tarafından bir an önce çıkıp kaçsın diye sürekli kakanlanıp, taciz edilirler!   Elektrikli süpürge hortumu, toz bezi, Vileda sapı gibi hafif ev silahları vasıtasıyla ikametgahlarından uzaklaştırılan bu emekli bey abilerimizin gidebilecekleri en uygun yer Zumhuriyet Halk Partisi İl ya da ilçe binalarıdır.   Bir kere, ilk gençlik yıllarının isyankar heyecanını yaşatan Cumhuriyet ve Sözcü gazeteleri olmazsa olmazları arasındadır o mekanların.   Çay bedavadır.   Basenleri geniş, hafif geçkin de olsalar parti sekreterlerinin nispeten körpe bedenlerine yakın gözlüklerin altından atılan kaçamak bakışlar her zaman çok mutlu etmektedir onları.   Evde garı, zaten yıllardan beri olmuştur tam bir sarıca arı!   İşte biraz da müşterilerinin bu ihtiyar halleri yüzünden “iktidar olmak, iktidara gelmek” gibi bir derdi yoktur CHP’nin.   Sırf Atatürk’ün hatırına çaresiz oy veren vefalı seçmenin sürekli tercihi nedeniyle çok uzun yıllardan beridir birilerini besleyip, habire milletvekili yapma makinesi olarak çalışıp durmaktadır Zumhuriyet Halk Partisi!..     “Haramilerin saltanatını yıkaceyiz” deyip, kendi saltanatlarını koruma peşine düşen tepe yöneticilerin partisidir uzun zamandan  bu yana artık Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi.   Garden partiler bile ondan daha realist, daha doyurucudur günümüzde.   İşte bu partinin geçmişte yaklaşık 12 yıl boyunca Nilüfer İlçe Başkanlığını, 2 yıl kadar da Bursa İl Başkanlığını yapan ancak, girdiği kongrede koltuğu SHP’li eski solcu, yeni avantacı yolculara kaptıran Metin Çelik’in evladının düğünü yapılmaktadır geçen hafta.   Cemiyet’e davetli olan eski Genel Başkan Deniz Baykal prostat sorunları nedeniyle Burdur’dan eve geri dönmek zorunda kalmıştır.   Ancak, yemekli her davetin değişmez bir katılımcısı olan Rafet Yurdakul amca her şeye rağmen mekandaki masalardan birinde yerini çoktan almıştır.   Önündeki tabakta kalanları ekmekle sıyıran, bardağındaki portakallı gazoz marifetiyle yuttuktan sonra da arka arkaya üç kez geğiren Rafet amcanın son yaptırdığı dişlerden ötürü uzun zamandır sıkıntısı vardır.   Sağa sola bakınıp, artık masaya başka bir şey gelmeyeceğinden emin olduktan sonra ağzından dişlerini çıkaran Rafet amca onları bir peçeteye sararak, daha sonra yerlerine yerleştirmek üzere masanın üzerine, sol yana doğru koyar.   Avurtları biraz çökse, sorulan her soruya “havuşhavuşhavuş” diye yanıt verse de artık çok mutludur Rafet Yurdakul amcamız.   Üyesi bulunduğu Zumhuriyet Halk Partisi’nin “devrimci” yanını temsil etmektedir çünkü bir yandan o.   Birden bire o akşam “dil altı hapını” almadığını hatırlar.   Son zamanlarda iyice unutkan olmuştur.   Atatürk’ün karga kovaladığı yıllarda yaşananları bir türlü hatırlayamamaktadır mesela?   Masanın üzerine, sağ yanına yerleştirdiği “koltuk altı çantasından” hapını çıkarıp hemen dilinin altına koyar.   Yanında oturan Köy Enstitüsü mezunu bir arkadaşının sorduğu soruyu yine “havuşhavuşhavuş” diye yanıtlar Rafet amca.   Gözü sahnede kıvırcık saçlı, şişe dibi gözlükleriyle dikkat çeken takım elbiseli zayıf genç oğlanla dans etmekte olan dar elbiseli o genç kıza takılır.   Gençliğinde evlerinin hemen karşısında oturan Sıtkımsıyrıldı Ailesi’nin kızları Müyesser hanıma ne kadar da çok benzemektedir bu hatun.   Kıvırcık saçlı dişlek oğlana gıcık olur içten içe.   Yıllarca, geceler boyu onu düşünmesine rağmen Müyesser’in elini bir kez bile tutamamış, Kastamonulu Kabzımal Kamil’e gelin giderken bir mahalle delikanlısı olarak önünü kestiği arabanın camından atılan yerdeki 50 kuruşa baka kaldığı, kaderin acı bir hatırası olan o an gelmişti aklına.   Mutlaka gelecekti CHP bir gün iktidara.   Üstelik de bunun için 75’lik o mavi haplara, Çin malı acı macunlara filan hiç ihtiyaç yoktu.   Tüm yaşanmamışlıklar o gün sona erecek, Rafet Yurdakul bir ömür boyu peşinden koştuklarına işte o gün ulaşmış olacaktı.   Bir kez daha geğirdi istemsizce.   Masaya gelip “hoş geldiniz” diyen Metin Çelik’i de ayağa kalkarak  “havuşhavuşhavuş” diye yanıtladı.   Birden ağzından çıkarıp peçeteye sararak tabağın yanına koyduğu protez dişleri geldi aklına.   Masanın üzerinde yoklardı!   Dehşet içerisinde kaldı Rafet amca.   Kendisi Müyesser’e dalmışken belli ki masadaki tabakları toplayan garsonlar tarafından çöp sanılarak, alınıp atılmışlardı!   Yakından geçmekte olan bir garsona “havuşhavuşhavuş” diyebildi Rafet amca sadece!   Tüm aramalara rağmen Rafet amcanın dişleri bulunamadı o gece.   Hala da bulunabilmiş değil.   CHP’nin bir düğün günü dişleri kaybolmuş, iktidar umudu daha da azalmıştı böylece!     NOT: Rafet Yurdakul, resmin sağ tarafındaki Ray Ban gözlükleriyle etrafa neşe saçan yakışıklı amcamızdır. Bayram öncesi yatan emekli maaşıyla kaporasını verip yenisini sipariş etmiştir ancak, kendisi halen dişsiz ve de işsizdir.  

Diğer Haberler